Trabzonspor takımında Şenol Güneş’in gelişiyle yaşanan değişim rüzgarı yavaş yavaş etkisini gösteriyor.
Bordo-mavili ekip özellikle hücumda çok daha etkili oynuyor. Pozisyon üretmek için her yolu deniyor. Sivasspor karşısında ilk yarım saatte yakaladığı fırsatların yarısını değerlendirebilse, bir başka deyişle konuk takım kalecisi Akın’ı geçebilse, skora yansıyan üç golü ikiye katlaması hiç de şaşırtıcı olmazdı.
Karadeniz ekibinin dünkü maçta en belirgin artısı kanat versiyonlarındaki başarı yüzdesiydi. Sağda önce Serkan ve Ömer, sonra Alanzinho, Sivasspor’un sol yanını adeta çökertti. Bu bölgeden yapılan bindirmelerin çoğu rakip kalede tehlike yarattı. Duran toplardaki etkinliği de Trabzonspor adına olumlu gelişmelerden biriydi. Köşe atışlarında geriden gelen Giray ve Egemen’in forvetine verdiği destek, Sivasspor’a güç anlar yaşattı.
Dedik ya Trabzonspor gol için değişik yollar aradı diye, bunlardan biri de hızlı hücumda kendi yarı alanından çıkardığı uzun toplardı. Umut’un bu ve benzer ataklara alıştığında, şu anki performansını hem gol hem de mücadele anlamında üst düzeye taşıması işten bile değil. Alanzinho sahanın en çalışkan ve yararlı oyuncularından biriydi.
Colman dün çok pas hatası yaptı. Bu yüzden yerini bıraktığı Ceyhun da ondan farksızdı. Selçuk alıştığımız görüntüsünden uzak görünse de, Trabzonspor’u rahatlatan üçüncü golden önce Umut’a yaptığı asistle, oyunun her anını yaşadığını kanıtladı.
Peki, maç boyunca bizim sayabildiğimiz net on beş gol pozisyonu üreten, bunların üçünü gole çeviren, ikisinde ise direğe takılan Trabzonspor’un eksiği yok muydu? Elbette vardı. Hücumu bu kadar düşünürken savunmasında verdiği açıklar ve kademede yaptığı hatalar, Trabzonspor’un canını yakabilirdi.
Gol, maçın seyir zevki, tribünün keyfi olduğuna göre, Kolombiyalı Teofilo bu takımdaki yerini aldığı vakit, bordo-mavili ekip hem futbol kalitesi, hem de ligdeki yakalayacağı konumu itibarıyla taraftarını güldürecektir demek yanlış olmaz.