Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yanlışları eleştirmek kadar, doğruları takdir etmek de görevimiz. Hepsi işimizin doğasında var.
Bu yüzden bardağın hep dolu tarafından bakılmasını isteyen dostlarımızla zaman zaman fikir ayrılığı yaşıyoruz.
Bugün Futbol Federasyonu’nun son üç icraatından söz etmek istiyorum.
İlki futbolumuzun kanayan yarası, teşvik primi konusu.
Federasyon teşviki suç kapsamına aldı, ağır yaptırımlar öngördü. Üstelik herhangi bir talep ve kamuoyu baskısı yaşanmadan.
Ancak kararın uygulanabilirliği önemli.
Ne zaman konuşulur bu iddialar?
Sezon sonu yaklaşınca.
Mercek altına alınması gereken dönem belli.
Teşvik’in tespiti, soru işaretleri taşısa da, biliyoruz ki bu iş için “dürüst, namuslu, ahlaki değerlerini yitirmemiş” insanlara gereksinim var.
Bavul dolusu para el değiştirirken suç üstü yapamayacağınıza veya telefon dinleyemeyeceğinize(!) göre, teşvik primini ortaya çıkarmak, ancak ihbarla mümkün.
Hani deriz ya “İki kişinin bildiği sır değildir” diye.
İşte öyle!
Biliyoruz, uygulaması kolay değil.
Ama şu karar bile, futbolu kirleterek rant elde etmeye çalışanlar için caydırıcı olabilir.
Atılan adım doğru, sorumluluk herkesin.

Haberin Devamı

Marka değerini korumak
Geçen asrın sonunda futbolumuza “Jet Fadıl” lakabı ile jet gibi bir giriş yapan Fadıl Akgündüz yine gündemde.
Almanya’daki vatandaşlarımızı dolandırdığı gerekçesiyle mahkemeden 4 yıl 2 ay hapis cezası alan, ancak zaman aşımı nedeniyle icraatları rafa kaldırılan Akgündüz, geçenlerde federasyonun kapısını çaldı.
Siirt Başkanı, kulübün adının Jetpaspor olarak değiştirilmesini talep etti.
Yanıt çarpıcıydı;
“Futbolun marka değerini düşüreceği için hayır!”
Elbette adamın başkan olmasını engelleyemezsiniz.
Fakat öyle bir uyarıda bulunursunuz ki, yargıdan kurtulsa bile kamu vicdanında hâlâ aklanamadığını anlatabilirsiniz.
Bravo Futbol Federasyonuna.

Hakemlere sigorta
Avrupalı meslektaşlarının yanında değersiz olduklarını düşünen, bizim de bazen hak verdiğimiz hakemlerimize, müjdeli bir haber geldi.
Federasyon ilk kez sigorta sistemine hakem, temsilci ve gözlemcileri dahil etti.
Profesyonel liglerde görev yapan bu üç unsur, maça gidiş-dönüş sırasında ölüm ve sürekli sakatlıklara karşı sigortaladı.
Limitler küçümsenecek gibi değil.
Ölüm ve sakatlık için 100, tedavi için 10 bin lira.
Kurumsallık adına güzel bir hamle.
Üç doğru bir yanlışı götürdü bile.
Temiz futbol, çağdaş bir ortam adına benzer kararların devamını bekliyoruz.

Haberin Devamı

Bak şu konuşana!
Adam şov yapıyormuş. 5.5 ay hapis cezası alan hakeme düdük vermezmiş.
Gazetecileri alıp seminer basmak yakışık almıyormuş. Bundan sonra medya mensupları içeri giremezmiş. Bu sözler Merkez Hakem Kurulu’nun iki numarası, namı diğer “delikanlı” Yüksel Okçuoğlu’na ait.
Peki Sayın Okçuoğlu;
Vedat Yüksel, Bülent Demirlek ve Hakan Sivriselvi’ye 1.5 yıldır görev vermezken, atletik ve yazılı sınavlara girmesine neden müsaade ettiniz? Niçin bu adamlara federasyon kasasından aylarca antrenman parası ödediniz? “Talimatla” yok etmeye çalıştığınız isimleri, talimatla klasman düşürmeye cesaret edemediniz mi? Aldığınız karar hukuk dışı olduğu için mi yargıdan kaçtınız? Sayın Okçuoğlu, medyayı suçlamak yerine başkanınız Oğuz Sarvan ile birlikte önce bu sorulara yanıt vermek zorundasınız.
Siz de yaptınız, iyi bilirsiniz!
Hakem uyanıktır, rüzgârın hangi yönden, kaç şiddetinde estiğini çabuk kavrar!
Önünüzde ateş topu gibi bir sezon, şampiyonluk için servet harcamış kulüpler var. Siz bu işlerle uğraşırken bir bakmışsınız, o ateş sizi de kavurmuş. O zaman ne sizi savunacak kulüp başkanı bulursunuz yanınızda, ne de birlikte kadeh cilalayıp infaz yaptığınız teknik direktör dostlarınızı!

Haberin Devamı

Üç doğru bir yanlışı götürdü
Daum’un dikkatine!
Mustafa Denizli yıllar önce Fenerbahçe’yi çalıştırırken 5. yabancıyı oyuna sokup takımın hükmen yenilgisine yol açmıştı.
Gerçi Beşiktaş normal süresinde o maçı 3-0 kazanmıştı ama, bu hata hafızalardan hâlâ silinmedi.
Sonra Galatasaray’da iken Lucescu’nun başına gelmişti benzeri bir olay.
Romen teknik adam Malatyaspor maçında 6. yabancıyı oyuna sokmaya kalkmış, yedek kulübesinin uyarısıyla skandal önlemişti. Lucescu’nun tepkisi ise ilginç olmuştu; “Neden ki?..”
Ve geçen yıl. Fenerbahçe teknik direktörü Aragones, Denizlispor maçının 58. dakikasında 7. yabancı olarak Deivid’i oyuna sokmaya hazırlanmış, Emre ve Vederson olası faciayı önlemişti.
Bu sezon Vederson ve Kazım’ı saymazsak, Fenerbahçe’nin kadrosunda 8 yabancı daha var.
Daum’un çok dikkatli olması lazım.
Olur ha maç heyecanı bu; yedinci yabancıyı içeri almaya kalkmasın diye birinin sürekli Daum’u marke etmesi gerekebilir!

‘Devlet baba kurtarır’
Usta gazeteci Tolga Şardan’ın cuma Milliyet sporda yer alan haberi, ciddi bir tehlikenin uyarısı.
Şiddet Yasası gereği polis, artık spor alanları içinde görev yapmayacak.
Yine yasa gereği 5 yıl süre tanınan kulüpler güvenliği kendi özel birimleriyle sağlayacak.
Emniyet teşkilatı ile Futbol Federasyonu’nun formül geliştirme çabalarının sonucu iç açıcı değil.
Emniyet, “Bin polisi 12 saat stata yığıyorum. Artık 200 kişiyle dışarıda tedbir alırım” diyor.
Federasyon yasal değişiklik istiyor, ancak meclisin tatile girecek olması umudunu azaltıyor.
Ligin başlamasına iki hafta kaldı.
Yeni bir kaos bizi bekliyor.
Sorumluları mı?
Yıllardır kulağının üzerine yatıp, “devlet baba bizi kurtarır” diyen kulüplerimiz elbette.
Beş değil, on beş yıl süre verseniz ne değişir bu memlekette?

Ahh be Deco!
Bir gazeteyi açıyorum “Deco, Beşiktaş’da.” Diğerinde bakıyorum “Galatasaray, Deco’yu kaptı.”
Öğle saatlerinde Portekizli oyuncu açıklıyor; “Londra’da mutluyum, Chelsea’deki ikinci sezonumda daha iyi olacağım.”
Biliyorum, transfer dönemlerinde kalemlerin ayarı kaçıyor.
Dünyaca ünlü oyuncular manşetleri süslüyor, taraftarın yüreği hopluyor. Hani diyorum ki, bari kulüp isimleri tutsa da... Millet “pes artık” demekten kurtulsa!