31.03.2020 - 08:56 | Son Güncellenme:
Kaderciyiz, kalenderiz, kurallara pek kulak asmayız ama bizim de virüs salgınına karşı iyi huylarımız var... Yumurta kapıya dayandığında dayanışmayı, kıt kanaat malımızı, paramızı paylaşmayı iyi biliriz.
Ters Köşe’de “Bizim Yıldızlar Nerede” yazımın mürekkebi kurumadan futbolcularımız da katıldı korona ile mücadele kampanyasına.
Çoban ateşini yakan ise Galatasaray’ın golcüsü Adem Büyük. Adem’in bütçesi pek çok meslektaşından küçük ama yüreği büyüktü ve koronavirüsle mücadele için Sağlık Bakanlığı’na 100 bin maske, 15 bin test ve 3 bin koruyucu ekipman bağışı ile örnek oldu.
Ardından ateş harlandı. Umut Nayır, Merih Demiral, Burak, Taylan, Emre, Göztepeli Serdar, Soner, liste uzar gider... Hatta emekli futbolcularımız... Benim asıl merak ettiğim, ülkemizdeki yabancı futbolcular.
Gerçekten “yabancıymışlar” buraya! Ekmeğini yedikleri yerde hayat-memat mücadelesi var; tınmıyorlar.
Sakın Fenerbahçe takımının bağışından ve yüzde doksanının “yabancı” olduğundan bahsetmeyin bana. O bir idari karardır ve primden/maaştan kesilen eurolar yüreklerine oturmuştur yabancı futbolcuların....
“Yahu ne alakası var, adam kendi ülkesine yardım yollar” da demeyin sakın. İnsanın memleketi doğduğu yer değildir sadece; doyduğu yer de vatan sayılır.
Bakın Avrupa’da top koşturan pek çok ünlü futbolcu ki, buna Messi ve Ronaldo da dahil, hem doğdukları ülkeye yardım ettiler hem de oynadıkları ülkeye.
Dikkatimden kaçanları tenzih ederim ama ben hiçbir yabancı futbolcumuzdan bu duyarlılığı görmedim ve bugüne kadar aldıkları milyonlarca euroyu helal etmedim.
Gün gelir, korona biter, bencillik dosyaları açılır; bilsinler.
İspanya’da Real Madrid ve Barcelona statlarının “sahra hastanesi” yapıldığı haberi, tüylerimi diken diken etti... Bosna Savaşı’nı hatırladım. Savaşın son demlerinde haber peşinde Saraybosna’daydım. Tepelerdeki Sırp keskin nişancılardan sakınmak için stat, askeri karagah yapılmıştı.
Çeyrek asırdır bir göstergedir benim için... Futbol stadı amaç dışı kullanılmaya başladıysa, orada gerçek felaket yaşanıyor anlamındadır. Bir adım ötesini de yazayım. Bosna stadının yanındaki antrenman sahaları mezarlık yapılmıştı, savaşta ölenlere yer kalmadığı için. Tanrı insanoğlunu korusun ama modern çağda yerkürenin en feci günlerini yaşıyoruz galiba.
Lider böyle olunuyor işte!.. Konu “bulaşıcı hastalık” bile olsa, önce ona “bulaşacaksınız”, sonra yenip örnek olacaksınız.Fatih Terim gibi... Hepimiz söylüyoruz “dikkat edin” diye. Ellerinizi yıkayın, yakın temastan kaçının. Ama kimimiz, alıyor virüsü, vuruyor duvardan duvara, ezip geçiyor ve sonra “dikkat edin” diyor.Hangimizi ciddiye alırsınız?
Fatih Terim, futbolculuğundan beri her şeyin üzerine tam gaz giden bir lokomotif gibidir. Ona göre zorluk yok, mucizeler için zaman gerekir. Bazen raydan çıkabilir. Bazen kaza yapabilir. Es geçtiği duraklar da olmuştur. Lakin liderliğin özelliği “önde” olmaktır ve öndeki insan hata yapabilir.
Şimdi rahat rahat söyleyebilirim... İyi ki Covid-19 virüsü ile tanıştı Terim. Tanıştı ve kazandı. Ne yaptı biliyor musunuz? 65 yaş üstü vatandaşlar için koronaya yakalanmanın idam fermanı olmadığını ispatladı. Bundan somut moral verilebilir mi kamuoyuna? Geçmiş olsun Terim’e ve ailesine.
CANLI BAHİS, Misli.com'da başladı! Maç listesini görmek için buraya tıklayın!