01.03.2016 - 07:11 | Son Güncellenme:
Öncelikle şunu söyleyelim, Fenerbahçe’de Van Persie - Fernandao olayı bu boyutlara taşınmamalıydı. Van Persie oynatılarak kazanılmalıydı. Van Persie hazır mı? Bence değil. Performans konusunda Hollandalı futbolcu bugüne kadar takımına çok az katkı sağladı. Teknik direktör Pereira’nın, Nani’yi yanında oturtup Alper Potuk’la derbiye başlaması da sürpriz bir karar olarak değerlendirilebilir.Şenol hoca bildiğimiz klasik Beşiktaş onbiri ile maça başladı. Fenerbahçe’nin duran toptan -ki çalışılmış bir organizasyon idi- Volkan Şen’le bulduğu erken gol, sarı- lacivertlileri kamçıladı. Bu pozisyonda Beşiktaş savunmasının yerleşme hatası dikkat çekti. Maçtan önce yaptığımız analizde de Fenerbahçe’nin takım savunmasını ön plana çıkartmıştık. Öyle ki, Beşiktaş’ın ön oyuncuları Souza, Oğuzhan, Atiba, Olcay, Quaresma ve Gomez’in 90 dakika boyunca yapacakları olası top kayıplarını, sarı-lacivertlilerin baskısı ve iyi savunması sonucu ilk yarıda yapmak zorunda kaldılar. Hâl böyle olunca, siyah-beyazlı takımın o alışıldık temposu düştü, baş döndüren pas trafiği aksadı. Kritik derbinin ilk yarısının en dikkat çekici detayı bu oldu. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin bu bölümdeki etkinliği, biraz da Beşiktaş’ın yapmak istediklerini sahaya yansıtamamasından kaynaklandı. Maçın genelinde de Beşiktaş’ı oynatmayan rakibi oldu.İkinci yarının 20 dakikalık bölümünde roller değişti. Fenerbahçe oyunu kendi sahasında kabul etti. Top daha çok Beşiktaş’ın ayağında olmasına rağmen, Fenerbahçe ceza sahasına gitmekte sıkıntı çekti. Buldukları pozisyonlarda kaleci Volkan’ın müthiş performansı ön plana çıktı. İkinci yarıda topla oynama oranı Beşiktaş’ın yüzde 60 ayağında olmasına rağmen Fenerbahçe karşısında üstünlüğü sağlayamadılar.Fenerbahçe’nin stoperleri Kjaer ve Alves çok iyi oynadılar. Mehmet Topal da defansif anlamda çok önemli işler yaptı. Beşiktaş’ın en etkili silahı Gomez’e göz açtırmadılar. Alman futbolcu belki de kariyerinin en az topla buluştuğu maçı oynamak zorunda kaldı. Fenerbahçe’nin hücumcu bekleri Caner ve Gökhan, bu kez daha çok savunmayı düşündüler. Bu ikilinin ofansif gücünden çekinen Beşiktaş’ın kanat bekleri İsmail ile Beck de çok fazla çıkmak istemediler. Fenerbahçe 2. golünü orta sahada kaptığı bir topla hızlı hücuma çıkarak ani atak sonucu buldu. Pozisyonda Alexis’in inanılmaz hatası vardı. Bu hata Beşiktaş’ın tüm direncini kırdı.Tempolu ve zevkli geçen derbide Fenerbahçe’nin agresif savunması, sezon başından bu yana hücum gücü yüksek olan Beşiktaş’ı durdurdu. Kuşkusuz Fenerbahçe’nin galibiyeti ile ligin kalan bölümünde kıyasıya bir yarış izleyeceğimiz aşikâr.
Günlerdir derbiyi konuşuyoruz. Yine boşuna konuşmuşuz! Bazen yaşadıklarımıza çok gülüyorum. Arkadaşlar, biz neyi konuşuyoruz ki! Yok Beşiktaş'ın artıları, yok Fenerbahçe'nin eksileri diye yorumcular ahkam kesiyor.Ama Türkiye'de futbol bir başka oynanıyor.Dün akşam bunu bir kez daha gördük. Derbide Cüneyt Çakır rezaleti yaşadık. Fenerbahçe'nin galibiyetine gölge düşürmek için söylemiyorum ama hakem Beşiktaş'ı yaktı. Bir kere, Cüneyt Çakır karşılaşma öncesi federasyonu maça çıkmamakla tehdit ederek "kendi kadromla sahayı çıkarım" demesiyle tüyoyu vermişti! Çakır, herkesin bildiği gibi Kadıköy bölgesi hakemi.İlk devrede Caner'i iki kez oyundan atmadı, atamadı ve eyyamın kralını yaptı. Hele hele Sosa'ya sol kroşe sallayan Volkan Şen'i görmezlikten gelmesi gülünçtü. İşin tuhaf tarafı maçtan önce Beşiktaş yönetimi bu hakeme itiraz etmeliydi.Ama nerede? Ne Başkanı Fikret Orman'dan ne de Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'den Çakır'a itiraz gelmedi, gerekeni yapmadılar!Gerçekten yazıklar olsun... O goller kaçar mı? İlk devrede Fenerbahçe, ikinci devrede ise Beşiktaş fırtınasını seyrettik. Beşiktaş ilk devrede Quaresma'nın ayağından o mutlak golü kaçırmasa diyeceğim ama Cüneyt Çakır o zaman neler düşünüyordu bilemiyorum ve tahmin etmek bile istemiyorum. Beşiktaş mücadelenin ikinci devresinde tam 6 mutlak gol pozisyonundan yararlanamadı. Hele hele Cenk Tosun son saniyelerde boş kaleye kaçırmasa 1 gol, 1 puan ve averajı yakalayacaktı.Kaçan balık çok büyük oldu! Bu Alexis'i çok aradınız mı? Beşiktaş Ersan Gülüm'ü Çin'e satarken bunu transfer başarısı olarak yorumlamıştık ancak Ersan'ın yerine alınan Alexis tam bir felaket. Beşiktaşlı yöneticilere soruyorum; bu Alexis'i çok aradınız mı? Altyapıdan bir oyuncu monte et daha iyi. Bu savunma anlayışı Beşiktaş'a daha çok puan kaybettirir.Benden uyarması.
BEŞİKTAŞ gibi bir takımın 3. dakikada duran toptan yediği gol siyah-beyazlı ekibe yakışmadı. Volkan Şen beceri dolu bir vuruşla şık bir gole imza attı ancak o kalabalığın içinde boş kalması kabul edilemezdi. Maça adeta 1-0 önde başlayan F.Bahçe, golün de getirdiği moralle tribünlerin de desteğini arkasına alarak Beşiktaş’a iyi pres yaptı. Özellikle kanatları kullanan Alper ve Volkan Şen çok etkili oldular. ORTA alanda F.Bahçe’nin agresif oyunu karşısında Sosa ve Oğuzhan ayakta kalamazken baskı yiyen Beşiktaş savunması bocaladı. Buna rağmen Quaresma ile %100’lük bir pozisyon yakalayan siyah-beyazlılar beraberlik şansını kullanamadı. OYUNU KONTROL ETTİLERİLK yarının özeti şuydu: F.Bahçe baskısı karşısında bocalayan Beşiktaş soyunma odasına 1-0 gittiği için; Caner Erkin de Cüneyt Çakır’dan ikinci sarı kartı görmediği için şanslıydı...2. yarıya Olcay-Gökhan Töre değişikliği ile birlikte baskılı başlayan Beşiktaş, kendi stiline daha yakın oynamaya başladı. Marcelo ile bir kornerde beraberliğe yaklaşan Kara Kartal, topa daha fazla sahip olup oyunu kontrol etti. F.Bahçe ceza alanına etkili gitmeye devam eden Beşiktaş Gomez, İsmail ve Atiba ile yakaladığı net pozisyonlarda kaleci Volkan’ı geçemedi. VITOR Perreira, Beşiktaş’ın 2. yarıdaki güçlü oyununa Luis Nani ve Ozan Tufan’ı oyuna sokarak tedbir almak istedi. SEYİRCİ AVANTAJINI KULLANDI BUNA rağmen Beşiktaş baskılı ve ofansif oyununu sürdürdü. Önemli noktalardan duran toplar kazanan siyah-beyazlılar, bunları bir türlü etkili kullanamadı. Özellikle Gökhan Töre serbest vuruş ve kornerleri adeta harcadı.SAVUNMADA kalan sarı-lacivertlilerin oyunu da istediği şekilde soğutmayı başardı ve karşılaşmanın son 10 dakikasına girilirken Beşiktaş’ın hızını kesti. OZAN Tufan’ın pası ve Luis Nani’nin golü ile mücadeleyi 2-0’a getiren F.Bahçe, büyük derbide galibiyetini de perçinledi. BEŞİKTAŞ’TA Mario Gomez, Sosa ve Oğuzhan kendi kalitelerinin uzağında bir futbol sergiledi.Beşiktaş’ın en etkili ismi Quaresma’ydı. Siyah-beyazlılar bu yenilgi ile bir şey kaybetmedi ancak önemli bir avantajı yitirdi. 87’de Cenk Tosun’un kaçırdığı gol ise ikili averajı belki de son dakikalardaki bir beraberlik şansının yitip gitmesi anlamına geliyordu. F.Bahçe, saha ve seyirci avantajını uzun yıllardır olduğu gibi bir kez daha ‘İyi’ kullandı ve kazandı.LİG yarışı 11 hafta kala yeniden başladı. F.Bahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nde oynayacak olması ve Beşiktaş’ın 1 maç eksiği olması siyah-beyazlıları yarışta bu yenilgiye rağmen avantajlı kılıyor.
TEKNİK Direktör Güneş’in dersini çok kötü çalıştığı ve bir sürü kırık not aldığı dün gece Beşiktaş yine de kazanabilirdi. Quaresma, Cenk, Atiba, Marcelo ve Mario Gomez’le net fırsatları amatörce vuruşlarla ağlara gönderemezsen kaybedersin.SAHANIN Beşiktaş adına en etkili silahı tartışmasız Quaresma... Evet 26’da Gomez’in harika pasında ağır kalması ve o kötü vuruş Portekizli’ye yakışmamış olabilir ama Quaresma da oynamasa Beşiktaş daha aciz durumlarda kalabilirdi.TOLGA Zengin önemli kurtarışlar yaptı yapmasına ama asla güven vermiyor. Yani ben Beşiktaş takımında oynasam ve top kaleme yaklaşsa heyecanlanır ve “eyvah golü yedik” dediğim anlar çok olur. Yani Tolga iyi bir kaleci olabilir ama asla bir maçı kurtaran gerçek 1 numara olamaz. İlk golde Volkan’ın çok da köşeye gitmeyen topunda refleks gösterebilir, 2. golde kalesini erken terkedip Ozan’ın asistini önleyebilirdi.EVET Güneş’i eleştiriyorum. Üstelik bu kadar fazla ve net golleri atamayan Beşiktaşlı oyunculara rağmen. Olcay’la maça başlaması, formda olan Volkan Şen’e önlem almaması, diri bir Necip’i hiç düşünmemesi Şenol Güneş’in hatalarıydı.TÜRKİYE’DE dün geceden sonra bir daha hakem Cüneyt Çakır tartışılacaktır. Göstermediği veya gösteremediği sarı ve kırmızı kartlar, veremediği penaltılar ortada. Ancak şu çok net ortada; Türkiye’de bazı futbolcular çok art niyetli. Hatta ahlaksızlık had safhada. Caner Erkin daha maçın 10’ncu dakikasında hakemin otoritesini, elleriyle kollarıyla yerle bir ediyor. Volkan Şen dün en az 4 defa kart görmeliydi. Kısaca Avrupa arenasında kuzu olan futbolcularımız nedense Türkiye’de canavara dönüşüyor. Ağızlarından her türlü küfür, hakaret çıkıyor ve hakemi sürekli seyircinin kucağına atıyorlar.HERKESE EŞİT OLMALISINHAKEM Cüneyt Çakır’a tek eleştirim şudur; Ben bırakın Türkiye’yi Avrupa’yı titreten bir Cüneyt Çakır olacağım ve Kadıköy’de Caner’i, Volkan’ı atamayacağım. Seyirciden korkacağım... Şimdi Çakır’ın genç hakemlere yönelik “Maçı yönetmeyeceksin idare edeceksin” sözünü neden kullandığını daha net anlıyorum. Sevgili Çakır hatalısın. Maçı idare etmek, 11’e 11 bitirmek kesinlikle marifet olmamalı. Doğrusu, objektif ve herkese eşit olmalısın. Avrupa’daki Çakır’ı alkışlıyorum ama Türkiye’deki Çakır’a karşıyım.SONUÇ olarak Beşiktaş sadece 1 derbi kaybetmedi bence önemli bir avantajı da rakibi F.Bahçe’ye ikram etti. Çünkü Beşiktaş deplasmanda Trabzon’u yenemeyecek. İbre F.Bahçe’ye kaydı.
Derbiler böyledir. Bazen iki tarafı da yüceltir, kutsarsınız.. Sonra da hayal kırıklığına uğrarsınız. Hayır, yüceltirken ya da kutsarken abartmış sayılmazsınız... Evet, iki takım da bu ligin ortak efendileridir... İkisi de iyi futbol oynamakta, zaman zaman döktürmektedir. O nedenle takdir hislerinizi yüceltme ve kutsama ölçeğine çıkarabilirsiniz. Ama yanıltabilirler sizi... Dün olduğu gibi... Dün ev sahibi batırır ve döktürürken, Kadıköy’e lider kimliğiyle gelen konuk takım şaşırdı, pıstı, tırstı.Vitor Pereira Fenerbahçe onbirini sahaya sürerken Nani’yi kulübede bekletmeye karar vermişti. Onun yerine Alper tercihi işe yaradı. Daha üçüncü dakika dolarken İsmail’in Alper’e yaptığı faulde atışı kullanan Caner, Volkan Şen’in önüne düşürdü topu... Onun vuruşu gol oldu. O golde İsmail’in tam da vuruş anında sırtını dönmesi garipti. O golle durmadı Fenerbahçe... Sahanın her yerinde bastırdı, koştu, saldırdı... O baskılı oyuna Beşiktaş hiç bir şekilde karşılık veremedi. Tempoysa tempo, diyorduk değil mi? Beşiktaş Fenerbahçe’nin temposuna karşılık veremedi. Maçın başından itibaren Beck, Marcelo, Alexis, İsmail, Atiba, Sosa sürekli top kaybettiler. Hele savunmanın göbeğindeki iki yeni oyuncu Alexis’le Marcelo inanılmaz boşluklar bıraktılar. Dahası kazandıkları topla oyun kurmaları beklenirken savurmaktan başka bir şey yapmadılar. Mario Gomez de buluştuğu topları kullanamadı. Kjaer ve Alves’in arasında bunaldı. Olcay’ın, Quaresma’nın ceza alanına girip Gomez’e tedbir alan Fenerbahçe savunmasına bir sürpriz yapması gerekirdi, olmadı. Yine de Quaresma’nın onca dağınıklık içinde bireysel çabalarıyla iki kez pozisyona girdiğini, başaramadığını söylemeliyiz.Teknik adam hamlelerinde Pereira, Şenol Güneş’e karşı net bir üstünlük sağladı... Önce Alper’le bastırıp onun kazandırdığı faulden golü buldu. Sonra Ozan Tufan’la Nani’yi sürdü oyuna... İki oyuncudan bir başka gol kazandı... Şenol Güneş ise Töre’siz ilk yarıyı harcadı. Gökhan’ı oyuna aldıktan sonra üst üste kornerler kazanırken, pozisyonlar da buldular, atamadılar. 61’de Nani ile Ozan’ı oyuna alan Pereira daha iyi bir hamle yaptı. Cenk Tosun’u “itfaiyeci” olarak oyuna süren Şenol Güneş geç kalmıştı.Bu maçın bir de hakemi var, değil mi? Cüneyt Çakır tam bir hayalkırıklığı yarattı. Vermediği penaltı kararları var. Kırmızı kartı gerektiren çatışmaları ve tartışmaları da seyretti.Anlaşılan şu: İyi bir Çakır yönetimi izlemek istiyorsanız, derbileri Şampiyonlar Ligi final turlarına taşıyacaksınız. Çünkü orada şahane bir Çakır var. Buradaki de bu kadar!
Fenerbahçe’nin genlerinde “derbi“ oynamak zaten var... En kötü dönemlerinde bile derbilerin diri takımı olduğunu biliyoruz... Beşiktaş deseniz, geçmiş yılların derbi fakiri Beşiktaş değil... Özellikle bu sezon daha güçlü, daha kaliteli, daha olgun ve daha tecrübeli...Ancak derbilerin en erken gollerinden biri gelince, sanki maç tek yönlü bir maç gibi başladı... Fenerbahçe bindirdi, erken golle biraz dağılan, biraz panikleyen Beşiktaş savunması acemice hareketler yaptı... İlk otuz dakikada özellikle Volkan ve Van Persie, biraz daha dikkatli olabilseler maçı sağlama alacak bir sonuç ortaya çıkabilirdi...Bu ilk yarım saatte Beşiktaş’ın akıllarda kalan birbuçuk atağı var... Quaresma’nın Volkan ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda, kendisinin de inanmakta zorluk çektiği dışarı vurduğu şut, bir diğeri de gene Quaresma’nın arka direğe kaldırdığı, kaleci Volkan‘ın tokatladığı pozisyon...İlk yarının özeti şu... Fenerbahçe topuyla tüfeğiyle, tam saha presiyle saldırdı. Beşiktaş çıkacak alanlar bulamadı, iki bekini oyuna sokamadı. İlk yarının her dakikasında, sahanın her santimetresinde Fenerbahçe vardı.Özellikle Fenerbahçe‘nin iki kenar adamı Volkan ile Alper, Beşiktaş‘ın iki beki Beck ile İsmail Köybaşı‘nın arkasına çok iyi sarktılar, çok iyi işler yaptılar. Ama bu yarının en iyisi kim derseniz, çoğu maçta olduğu gibi gene Mehmet Topal‘dı...Fenerbahçe golünden önce “faul verilirdi, verilmezdi“ tartışmaları var... Ama açıkçası golün güzelliği tartışılmaz. Bir de Beck‘in, Volkan‘ın sırtıyla buluşan tabanı. Cüneyt Hoca gol öncesi faulü vermeyi, Beck pozisyonunu faul ve kart yerine taçla başlatmayı tercih etti.İkinci yarıda roller değişti... Bu defa Beşiktaş sazı eline aldı... Özellikle bu yarının ilk çeyreğinde inanılmaz bir Beşiktaş baskısı gördük... Ancak Fenerbahçe’de de roller değişti... İlk yarının ele avuca sığmayan adamı Volkan Şen’in yerini, bu kez tutan Volkan Demirel aldı. Yani atan Volkan gitti, tutan Volkan geldi. Kaleci Volkan mutlak dört golü kurtarırken, belki de kariyerinin en iyi maçlarından birini oynadı.Bu arada Alper Potuk’un oyundan çıktıktan sonra, kendi kendine verdiği tepkiye ve üzüntüsüne saygı duyuyorum. Hiçbir futbolcu çok iyi oynadığı bir maçtan alınmak istemez. Ancak bu değişiklikte hocası haklı çıktı. Sonradan oyuna soktuğu Ozan getirdi, kelimenin tam anlamıyla Nani‘ye “al da at“ dedi ve Fenerbahçe iki farkı yakaladı.Fenerbahçe alışılmışın dışında bu maçta topla daha az oynayan taraftı. Bu sezonun en az pas yaptığı maçını da oynadı. Aslında Beşiktaş, sonlarda Cenk Tosun’un kaleyi bulamayan kafa şutu da düşünülürse, Fenerbahçe kadar, belki de daha fazla pozisyona girdi. Ama iştahıyla, mücadelesiyle, sahadaki sağlam duruşu ile maçı hakeden Fenerbahçe’ydi.Maçın özeti derseniz; Bir Volkan attı, bir Volkan tuttu, Fenerbahçe üç puanı kaptı.
Bir derbi galibiyeti ile şampiyonluğu kazanamazsınız...Ama böyle bir derbiyi kaybederek şampiyonluğu kaçırabilirsiniz!Yani Kadıköy zaferinden sonra kalan onbir haftada Fenerbahçe’yi çok dikkatli olması gereken maçlar bekliyor...Beşiktaş’ın ise yarışın başını çekmek için 2-0’lık mağlubiyeti hemen unutup fabrika ayarlarına dönmesi gerekiyor.O zaman Fenerbahçe mağlubiyeti “kaza” kategorisine girer ve Beşiktaş uzun yürüyüşünü sürdürebilir.Çünkü bildiğin gibi baskı yaparak arkayı unutmak, pek çok rakipte işe yarar ama Fenerbahçe gibi kontrollü oyununa tek devre de olsa sürat ve coşku ekleyen büyük takıma sökmüyor işte... Rakibe göre oynamamanın cezasıdır bu Beşiktaş’a...Fenerbahçe maça tek devre oynanacakmış gibi başladı. Fenerbahçe tribünlerinin coşkusunu aratmıyordu ev sahibi... Baskılı agresif, sert, öne doğru ve çok yüksek tempoluydu.Üçüncü dakikada öne geçip hızını hiç kesmese de ilk yarı biterken tabela aynı kaldı ama 4-1 ev sahibinin üstünlüğü ile bitebilirdi 45 dakika.Çünkü, üstün oynamakla yetinmedi Fenerbahçe, Beşiktaş’ı da oynatmadı.Sebeplerden ilki, Pereira’nın tıpkı ligin ilk yarısında yaptığı gibi aksayan Nani’yi kesip kanatlara Alper ve Volkan gibi iki enerji küpünü yerleştirmesiydi.İkinci sebep ise Mehmet Topal etkisi... Topal’ın yaptığı en önemli iş artık klasikleşmiş rakip kale yakınında hızlı Beşiktaş paslarına engel olmasıydı.Orta sahada da müthiş bir mücadele vardı ve kaybedenler Oğuzhan, Atiba, Sosa’dan oluşan Beşiktaş’ın göbeği idi.Bir de Caner var tabi... İnanılmaz bir motivasyona sahipti Caner. Quaresma’yı bozduğu gibi Fenerbahçe hücumlarına da katkı yapıyordu. Ancak kaleci Volkan’ın kendisini “sakin ol” diye uyarmasını gerektirecek kadar aşırı motivasyonu sahada kalmasını tehlikede bırakıyordu. Aslında Caner ve Beck Cüneyt Çakır’ın hoşgörüsü ile sahada kaldılar ilk yarı.46. dakikada sanki başka bir maç başladı... İkinci yarıya etkisiz Olcay’ın yerine Gökhan Töre’yi alma hamlesiyle girdi Şenol Güneş. İlk etkisi Beşiktaş’ın hızlanan forveti için önlem almak zorunda kalıp orta sahada Oğuzhan’ı, Sosa’yı daha özgür bırakan Fenerbahçe savunması oldu bu değişikliğin.Bu da Beşiktaş’ın rakibin üstüne gitme ezberini denemesini sağladı. Volkan gününde olmasa tabela değişebilirdi.45 dakikayı 90 dakikalık oynayan Fenerbahçe de yorulduğu için Beşiktaş oyuna ortak olmak üzereyken Pereira’nın Diego-Ozan, Alper-Nani değişikliği geldi. Gerçekten doğru bir hamleydi.Nani’de kesik yemesine neden olan sıkıntılar değişmemiş olsa da adı Nani’ydi ve Ozan’ın yarattığı pozisyonla Fenerbahçe’nin ikinci golünü attı ve maç o anda bitti.Artık şampiyonlukta güçlü bir ortağı var Beşiktaş’ın. Hatası, günahı tamamen Beşiktaş’ın; yani “ben bildiğim gibi oynatırım” diyen Şenol Hoca’nın. Bu ne özgüvendir?.. Her başa aynı tıraş mantığı ile önlem almadan Kadıköy’e gelinir mi?
Süper Lig’de yaşanan hakem hataları üst seviyede... MHK müthiş baskı altında, sıkıntılı bir süreçten geçiyorlar.Cüneyt Çakır’ın kalitesini tartışacak halimiz yok. Uluslararası arenalarda ülkemizin gururu... Bu oyunda hakemleri eleştirmemek için kılı-kırk yararız. Ne var ki, öyle bariz hatalar yapıyorlar ki, işin tadını kaçırıyorlar!Cüneyt Çakır’ın derbiye verilmesini yadırgamadık. Doğru bir tercih idi bize göre... Ancak, özgüveni üst seviyede olan Çakır, yılın derbisinin ilk yarısında yanlış düdükler çaldı. Çıkaramadığı kartları da görünce, ister istemez rotamızı ona çevirdik!Golden önce İsmail-Alper Potuk mücadelesinde bize göre faul yoktu, o pozisyon gitti gol oldu bu bir...Beck’in Volkan Şen’e kamikaze yapması kırmızıydı, bırakın kırmızıyı sarıyı bile göstermedi bu iki...Bitmedi... Caner ve Quaresma’ya çıkardığı iki sarı doğruydu. Ancak yine Caner’in rakibine kayarak yaptığı sert hareket ikinci sarı gerektiriyordu ve atılmalıydı, yapamadı bu da üç...Devam... İkinci yarı toparlar dedik, olmadı. Volkan Şen, Sosa’nın yüzünü okşamıyor hocam, çenesine yumruk atıyor. Kırmızı yok, sarı var bu da dört...İşin özeti; hem Beck hem de Caner ve de Volkan Şen senin sayende oyunda kaldılar, teşekkür borçlular!Bu hataları genç hakemler yapsa su götürür yanı var. Ama senin gibi bir hakemin FIFA kokartına ve de tecrübene asla yakıştıramadık hocam!Hakem faslını kapatalım. Derbi, adına yakışır bir mücadeleye sahne oldu.İlk yarıda Fenerbahçe, Beşiktaş’a nefes aldırmadı dersek, abartmış olmayız. Volkan Şen’in harika golüyle öne geçen Fenerbahçe müthiş baskı yaptı, pozisyonlar üretti, gole çeviremedi. Beşiktaş ise balansı bir türlü tutturamadı. Bu baskıyı üzerinden atmak isteyen Beşiktaş, Quaresma ile müthiş bir fırsatı kullanamadı. Volkan Demirel’i tek yakalayan Q7, çerçeve yerine topu auta gönderdi!Güneş Hoca’nın Gökhan Töre hamlesi, ikinci yarıda işin rengini değiştirdi. Beşiktaş, skoru eşitleme adına, rakibin savunmaya yaslanma düşüncesini iyi kullandı, oyunu tamamen üçüncü bölgeye yıkarken, sazı da eline aldı. Aldı almasına da fırsatları gole çeviremezsen, kaderine de razı olacaksın arkadaş! Marcelo’nun kafa şutu yan direkte patlarken, Kartal’ın puan kapma düşüncesi Nani’nin farkı ikiye çıkaran golüyle buhar olup uçtu!Eğri oturacağız, doğruyu konuşacağız. Derbinin özeti; Fenerbahçe ürettiklerini attı, Beşiktaş ise onca fırsatı golle taçlandırmayı bir türlü beceremedi, hepsi bu kadar...Bu yenilgi Beşiktaş’ın iyi futboluna asla gölge düşürmez. Kartal, sadece pençesindeki bir adım öne geçme avantajını iyi kullanamadı, hepsi o kadar...Zirvede meydan iki takıma kaldı. Lig çok şeylere gebe... Bu köprünün altından daha çok sular geçecek, kora kor bir şampiyonluk mücadelesinin keyfini yaşayacağız.
F.BAHÇE kendi saha ve taraftarı önünde karşılaşmaya büyük bir coşku ile başladı. Böylesine muhteşem taraftarın ve oyunun 1. dakikasından itibaren agresif baskı yapan F.Bahçe karşısında Beşiktaş’ın gerçek kimliğini ortaya koyamaması, psikolojik olarak olumsuzluk yaşamaması kaçınılmaz oldu.VITOR Pereira bu önemli derbi maçına çok doğru bir 11 ile sahaya çıktı. Özellikle Alper ve Volkan Şen tercihleri ile savunma direncini yükseltirken, diğer yandan topa daha fazla sahip olup, yüksek tempo ile oynayıp Beşiktaş’a alan ve zaman vermeden oyunun kontrolünü tamamen eline aldı. Maçı kazanma adına tüm benliğiyle mücadele eden F.Bahçeli oyuncular, sahanın her alanında girdiği ikili mücadeleleri kazanarak Beşiktaş’ın topa sahip olmasına, pas yapmasına, hücuma çıkmasına izin vermedi.OYUN Alper ve özellikle Volkan Şen’in derin koşuları ve yüksek tempolu bire bir diriplingleri ile şekillendi. İlk yarı sonu geldiğinde sahada F.Bahçe’nin kazanma azmi, temposu, mücadelesi karşısında çaresiz kalmış bir Beşiktaş takımı izledik.DENGE GELDİİKİNCİ yarı yine F.Bahçe baskısı ile ilerlese de Beşiktaş, F.Bahçe kalesinde ciddi pozisyonlara girmeye başladı. Bu derece yüksek tempo ile oynayan F.Bahçe’nin yorulması karşısında 60’ta Alper Potuk ve Diego’nun yerine Nani ve Ozan’ın oyuna girmesi teknik direktör Pereira’nın doğru hamleleriydi.OYUNDAN alınan Diego ve Alper’in mutsuzluk ifadeleri çok anlamsızdı. Özellikle 60’tan sonra oyuna denge getiren taraf Beşiktaş’tı. Atiba ve Oğzuhan öne çıkamadığı ve silik kaldığı karşılaşmada göze batan oyuncu Sosa’ydı...TARAFTARIN gücünü ve coşkusunu, oyuncularının kazanma azmini arkasına alan Vitor Pereira, sahaya sürdüğü 11 ve oyuncu değişiklikleri ile maça damgasını vurdu. FİNAL maçlarında fark yaratamayan Şenol hoca ise oyuncularıyla birlikte bu zorlu rakibe karşı direnç gösteremedi, elinde var olan avantajı kaybetti.
F.BAHÇE’NİN G.Saray ile oynadığı derbiler ön planda olsa da, aslında Beşiktaş maçları daha zevkli, tempolu ve gollü olmuştur. Dün akşam yine, iki takıma ‘helal olsun’ diyebileceğimiz bir derbiyi geride bıraktık. F.BAHÇELİLER, Nani’yi kulübede görünce Pereira’nın kulakları çınlamıştır ama Alper’in oyunu Portekizli’yi unutturdu. Volkan, başarılı performansını golle süsledi. Frikik çalışılmış; Beşiktaş savunması Volkan’ı boş bırakınca, golü güzelleştirdi. TIPKI Moskova’daki gibi, rakip alanda pres yapan F.Bahçe, Beşiktaş’ın hücum şansını sadece kontratağa bıraktı. Siyah-beyazlılar uzun zamandır bu kadar baskı yememişti. M.Topal ve De Souza ile merkezin kilit ismi Atiba’nın takımla bağlantıları kesildi. F.BAHÇE ilk yarıda derbiyi bitirebilirdi. Fırsatlar golle sonuçlanmayınca Beşiktaş maça ortak oldu. Devrede Gökhan değişikliği, siyah-beyazlıların etkisini arttırdı. Volkan, hücumdan çok bu kez savunmaya yardım etmek zorunda kaldı. Her ne kadar Diego ve Alper üzülse de, Portekizli hoca, 2 değişiklikle giden maçı geri çevirdi. Ozan ve Nani’nin 2. golün içinde yer alması, değişimin kreması oldu.F.BAHÇE’DE kötü oynadı diyebileceğimiz kimse yok. Her oyuncunun galibiyette katkısı var. Hakem ararlarına gelince; dünyanın en iyi hakemlerinden Cüneyt Çakır, derbinin 11’e 11 bitmesini istedi. İlk yarıda Caner kırmızı görebilirdi. Beck için itirazlar oldu ama bence sarı kart yeterli olurdu. Futbolcular da Çakır’ı zaman zaman zorladı. Bir tebrik de taraftara. F.Bahçe’nin en büyük gücü onlar.
VE büyük bir merakla beklenen F.Bahçe-Beşiktaş derbisi 2-0 sarı-lacivertlilerin galibiyetiyle sonuçlandı. Peki nasıl bir maç oldu? Tempo, heyecan, bir o kalede bir bu kalede kaçırılan, atılamayan veya kurtarılan gol pozisyonları... F.Bahçe’nin attığı 2 gol ve her 2 takım futbolcularının futbol kuralları içinde birkaç pozisyon hariç birbirine son derece saygılı, kavga-gürültülü pozisyonlarda yine her 2 takımın futbolcularının kavgayı büyütmek değil, yatıştırma çabaları. SON zamanlara seyrettiğim en iyi derbilerden biriydi. İlk 45 dakikada F.Bahçe’nin üstünlüğü vardı. Eğer girdikleri gol pozisyonlarını değerlendirseler ilk yarı 2-3 farklı biterdi. Bu arada Volkan’ın attığı gole şapka çıkartmak gerekiyor. Bu gol kesinlikle çalışılmış bir gol. Caner adeta Volkan’ın ayağına adeta al da at dercesine yaptığı asisti Volkan da ‘Bu asiste bu gol vuruşu yakışır’ dercesine ağlara gönderdi. Nani’nin attığı golde ise Portekizli’den çok o pozisyonu yaratan Ozan’ı alkışladım. F.Bahçe cephesinde takımın en iyilerinden biri olan Alper’in Pereira taraıfından oyundan alınması ise bana göre yanlış bir karardı.YALNIZ QUARESMA ÇABALADIBİR de Beşiktaş’a şöyle bir bakalım. Orta sahası ve hücum hattıyla çok övülen siyah-beyazlılardan -ki bu zamana kadar hak ettiler- dün eser yoktu. Hangi birini sayayım. Oğuzhan, Olcay, Gökhan, Sosa... Bir şeyler yapmaya çalışan sadece Quaresma vardı. Bir takımda skoru değiştirecek bu kadar oyuncu vasatın altında oynarsa sonuç da kaçınılmaz olur.İLK 45 dakikanın aksine 2. yarı bambaşka bir Beşiktaş izledik. F.Bahçe’yi adeta kendi yarı sahasına hapsederek organize ataklarla da gol pizosyanları buldular. Ama önce Volkan’ın inanılmaz kurtarışları sonra da becerisizlik golü getirmedi. Şenol Güneş’in maç 1-0’ken Cenk’i oyuna almasını beklerdim. 2-0’dan sonra bence bir anlamı kalmamıştı.CÜNEYT Çakır ise kartları çıkarma konusunda biraz cimriydi. Mesela Caner 2. sarıdan atılabilirdi, Volkan Şen’in Sosa’ya yaptığı harekete de kırmızı gösterilebilirdi.ÖZETLE çok keyifli gol pozisyonları bol bir maç izledik. Bu nedenle 2 takım futbolcularına teşekkür etmek lazım. Fakat şu gerçeği kimse görmemezlikten gelmesin. Ligin bitmesine çok var ve bu köprünün altından daha çok su akar.