SkorerHayaller ve gerçekler
Hayaller ve gerçekler
10.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
Hayaller ve gerçekler
FRANSA 98 için dün Ulusal Hava Yolumuzla Paris'e geldik.
Yolculuğumuzu Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ve eşi Fulya Terim ile yaptık. Terim için bu kupanın iki anlamı vardı. Birincisi Dünya Futbolu'nun devlerini izlemek, diğeri ise göz koyduğu Brezilya Milli Takımı'nın file bekçisi Taffarel'i gözlemlemekti. Aslında ortak dileğimiz bu kupaya ziyaretçi olarak değil, kupada mücadele edecek bir milli takımın bireyi olarak gelmekti.
Söz döndü dolaştı ve de doğal olarak yerli gündemde kilitlendi.
Aslında ülkede bıraktığımız yerli gündem de bir hayli kabarıktı. Bir yanda teknik direktör aramaktan yorulan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım. Öte yanda Antiç, Heynckes, Zaccheroni, Ancoletti, Löw gibi adaylardan artık başı dönen hatta sıkılan Sarı - Lacivertli taraftar. Her ne kadar ekonomik gücüyle Fenerbahçe'nin geleceği için umut sayılan Yıldırım, bu kredisini çevresindeki iş bitiriciler (!) sayesinde günden güne törpületiyorsa da bizdeki kredisini henüz tam tüketmedi.
Bir de Galatasarayımız var. Onlar ise daha başka bir hayalin girdabında çırpınıp duruyorlar. Hani bir deli kuyuya taş atar da kırk akıllı çıkaramaz misali. Devletten kredi alabilmenin yolu yordamı insan duyguları ile dans etmek olmamalı.
Yönetim bu konuda büyük bir açmazın içine düştü. Diyarbakır projesi önce ekonomik kriz için bir umuttu. Şimdilerde ise tam bir karabasan.
Ok yaydan bir kez çıktı. Bu saatten sonra bu projeden dönmenin çıkarı yok.
Galatasaraylılar'ın kamuoyunda büyük yankı uyandıran söylemlerinden sonra bu işten dönüş olmamalı. Çünkü yöre halkı ve de siyasetçiler bu projeye süper angaje. Tersini düşünmek değil, aklımıza bile getirmek istemiyoruz.
Galatasaraylılar her ne kadar "Canım bizim bir talebimiz, resmi başvurumuz yok. Ama Güneydoğu'ya yatırım yapana devlet nasıl teşvik kredisi veriyorsa bize de verirlerse geri çevirmeyiz" deseler de bu istekleri bir kez geri çevrilmiş.
Kanıt mı; Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner.
Kaynak mı; 9 Haziran tarihli Hürriyet Gazetesi'nin ekonomi sayfası.
Taner, IMF'nin beyni Fischer'den tam not alabilmek için bakın ne açıklama yapmış:
"Ben Galatasaraylıyım. Ama bir doların hesabını bile yapıyoruz. Bu nedenle de Galatasaray'ın Güneydoğu projesini mali açıdan desteklemedik."
Neyse, dileriz Galatasaray devletten tek kuruş kredi almadan bu önemli ve de öncelikli projesini gerçekleştirir, tarihe geçer.
İsterseniz şimdilik yerli gündemi kendi haline bırakalım, bugünden itibaren evrenin kalbinin atacağı Fransa'daki müthiş futbol ziyafetine hep birlikte ortak olalım.
Yolculuğumuzu Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ve eşi Fulya Terim ile yaptık. Terim için bu kupanın iki anlamı vardı. Birincisi Dünya Futbolu'nun devlerini izlemek, diğeri ise göz koyduğu Brezilya Milli Takımı'nın file bekçisi Taffarel'i gözlemlemekti. Aslında ortak dileğimiz bu kupaya ziyaretçi olarak değil, kupada mücadele edecek bir milli takımın bireyi olarak gelmekti.
Söz döndü dolaştı ve de doğal olarak yerli gündemde kilitlendi.
Aslında ülkede bıraktığımız yerli gündem de bir hayli kabarıktı. Bir yanda teknik direktör aramaktan yorulan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım. Öte yanda Antiç, Heynckes, Zaccheroni, Ancoletti, Löw gibi adaylardan artık başı dönen hatta sıkılan Sarı - Lacivertli taraftar. Her ne kadar ekonomik gücüyle Fenerbahçe'nin geleceği için umut sayılan Yıldırım, bu kredisini çevresindeki iş bitiriciler (!) sayesinde günden güne törpületiyorsa da bizdeki kredisini henüz tam tüketmedi.
Bir de Galatasarayımız var. Onlar ise daha başka bir hayalin girdabında çırpınıp duruyorlar. Hani bir deli kuyuya taş atar da kırk akıllı çıkaramaz misali. Devletten kredi alabilmenin yolu yordamı insan duyguları ile dans etmek olmamalı.
Yönetim bu konuda büyük bir açmazın içine düştü. Diyarbakır projesi önce ekonomik kriz için bir umuttu. Şimdilerde ise tam bir karabasan.
Ok yaydan bir kez çıktı. Bu saatten sonra bu projeden dönmenin çıkarı yok.
Galatasaraylılar'ın kamuoyunda büyük yankı uyandıran söylemlerinden sonra bu işten dönüş olmamalı. Çünkü yöre halkı ve de siyasetçiler bu projeye süper angaje. Tersini düşünmek değil, aklımıza bile getirmek istemiyoruz.
Galatasaraylılar her ne kadar "Canım bizim bir talebimiz, resmi başvurumuz yok. Ama Güneydoğu'ya yatırım yapana devlet nasıl teşvik kredisi veriyorsa bize de verirlerse geri çevirmeyiz" deseler de bu istekleri bir kez geri çevrilmiş.
Kanıt mı; Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner.
Kaynak mı; 9 Haziran tarihli Hürriyet Gazetesi'nin ekonomi sayfası.
Taner, IMF'nin beyni Fischer'den tam not alabilmek için bakın ne açıklama yapmış:
"Ben Galatasaraylıyım. Ama bir doların hesabını bile yapıyoruz. Bu nedenle de Galatasaray'ın Güneydoğu projesini mali açıdan desteklemedik."
Neyse, dileriz Galatasaray devletten tek kuruş kredi almadan bu önemli ve de öncelikli projesini gerçekleştirir, tarihe geçer.
İsterseniz şimdilik yerli gündemi kendi haline bırakalım, bugünden itibaren evrenin kalbinin atacağı Fransa'daki müthiş futbol ziyafetine hep birlikte ortak olalım.
