Mustafa Anıklı

Mustafa Anıklı

mustafa.anikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kazanmak, galip gelmek zorunda olduğumuz bir maçtan böyle kahrederek ayrılmak insana dokunuyor. Leipzig de oynadı, Başakşehir de... Onlar daha çok göründü, Başakşehir zaman zaman parlayıp söndü. Ancak bir İrfan Can bile az daha onlara yetecekti.
Hiç seyretmek istemediğimiz, kabul edemeyeceğimiz bir ilk yarı vardı Fatih Terim Stadı’nda... Ofansif bir kadro gibi görünen ancak bu zenginliği hiç kullanamayan bir cimriydi Başakşehir... Zaten iki isabetli şut buldu, bunların biri gol oldu.
Leipzig, gerçekten rakibine, “Ben istersem oynayabilirsin” diyecek kadar iyi bir takım... Bir anda vitesi artırabiliyor, hücum zenginliğini çok kolay sağlayabiliyor ve gole çok rahat ulaşabiliyor. Bizde kral olan bir Sörloth’un neden yedek kaldığını ilk 45 dakika net bir şekilde gösterdi.
Alman ekibi bu yarı boyunca sahanın hakimi oldu, özellikle sağ kanat bindirmeleri ekibimize kötü anlar yaşattı. Mbombo’nun pozisyon gereği fazla içeriye girmesi, Mukiele ve Haidara’nın önünü açtı, Başakşehir sol kulvarını savunmakta zorlandı. Ancak ilk yarıdaki iki gollerinin de sağ kanattan başlayıp, cepheden gelmesi de rakibin her yönden komplike olduğunun bir göstergesiydi.
İlk yarı içerisinde kayda değer en önemli unsur ise Mert Günok’un kurtarışları oldu. Ama işin can acıtıcı yanı, yediğimiz ilk golün başka bir futbolcuya çarparak Mert’i yanıltmasıydı. Bu, hem direnç gücünü hem de moral motivasyonu bozdu. Mert, ikinci devrede de bu özelliklerini korudu.
İlk yarıda ayarı bozuk diğer isim de Edin Visca idi. Hep diyoruz ya onun vasatın altında oynama lüksü yok! Nitekim İrfan’ın golünde oyun zekasını konuşturdu, korneri kalabalık alana kullanmak yerine arkadaşına bıraktı ve ümit veren gol gelmiş oldu. Ama sadece o kadar...
Öyle bir ikinci yarı vardı ki, futbolun her şeyinin yaşandığı bir ikinci devre... İkinci devreye iyi başlayan, gol arayan bir Başakşehir, 10 dakikalık bir duraksamanın ardından yeniden kendine gelen bir Leipzig... Sonrasında da zaten İrfan Can resitali...
Mahmut’un oyuna girmesi, Chadli’nin sol kanada hareket getirmesi, Başakşehir adına önemli bir artıydı ancak savunmada maalesef Ponck’tan aynı direnç görülemedi. Rakip forvetlerine izin verdi ve goller geldi.
İşin bir de hazin yanı, ipimizi çeken ismin Sörloth olmasıydı. Leipzig’e gittiğinden beri gol üretemeyen Sörloth, İstanbul havasını aldı yine golünü yazdı. Oldu mu ya!
Başakşehir belki skor anlamında Şampiyonlar Ligi’nde istediğini elde edemedi ancak futbol olarak hiçbirinden geride olmadığını gösterdi. Birçok büyüğün sıfır çektiği Şampiyonlar Ligi’nde şimdilik üç puanı var. Hem de Manchester United’ın, Paris Saint Germain’in bulunduğu bir grupta... Daha ne olsun. Belki klasik bir ifade olacak ama; sağlık olsun.