Değişmeyen dünya konjonktürü
Binbir nevi siyasal tartışmanın, muasır batı medeniyetlerinin seviyesine yükselme müsabakalarının öncesi, sonrası, ardı arkası tartışmalarının olmazsa olmazıdır değişen dünya konjonktürü. Bu lafın ardına bağlanır kravatlı tayyörlü açıklamalar. “Değişen dünya konjonktürü”
Dünya konjonktürü değişirken bizde değişmeyenler vardır. Uçurumun kenarındaymışçasına sıkı sıkı tutunulan koltuklar statüler de bunların başında gelir. Halter Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş, diğer yazıda belirttiğim gibi, Olimpiyatlar’da halterin düştüğü durumdan sonra kongrede aday olmayacağını açıkladıktan sonra her koltuk sahibi gibi çark etti. Koltuğu yeniden zapt etmenin kılıfını diktirdi en maharetli terzilerde. Oysa sadece bu kadarı da yetmezdi...
Federasyon başkanlığına aday olma kriterlerinden birini 30 bin YTL para yatırma şartı olarak belirledi Hasan Akkuş. Yani paran yoksa mevkiin de yok. Yani halter sporunun gelişiminde katkıda bulunmak isterlerse eğer Halil Mutlu da, Naim Süleymanoğlu da en azından 30 bin YTL’yi bir kenarda biriktirmiş olmalılar. Ve seçimi kazanamazlarsa paralarını da geri beklememeliler. Halter Federasyonu’nun gelişiminde, muhtemel yeni madalyalar için bir katkı olarak görmeliler yatırdıkları parayı. Çünkü geri alma hakları yok. Bari içleri rahat eder.
Parayı veren düdüğü çalar
Ne kadar yararlı olduğunun değil, ne kadar paraya sahip olduğunun önem arz ettiği bir dünya bu. Gerçi şaşırtıcı değil ki. Dünyanın en bilinen müesseselerinden istifa müessesesi bu topraklarda ne zaman ruhsat alabilmiş ki? İstifadan geçtim. Hasan Akkuş olur a karşısına bir aday çıkar da kaybederse diye adaylık kıstaslarını bakın nasıl en yüksek perdelerden belirliyor. Olimpiyatların ardından aday olmayacağını açıklamıştı ya bir de başarı gelse neler olurmuş kim bilir?
Değişen dünya konjonktürü konuşulduğu zaman es geçilecek değerlerden biridir; politikanın hizmet etme rengi.
İşte bu renk en solmuş olanıdır. Zaten kimsenin umurunda da değildir...
Yönetilen ne derece umursamıştır ki yöneten umursasın hizmeti? Seçim hezimetlerinden sonra pişkin pişkin koltuğun teorisini yapanlar, kulüplerini maddi batağa sürükleyip hala “yıkılmadık ayaktayız biz koltuğa hastayız” manileri düzenler...
Halter Federasyonu Başkanı aday olma kriterini 30 bin YTL’ye yükseltmişse ne olacak yani? Gözden uzak gönülden uzak bir federasyon orası. Dört yılda bir aklımıza gelen bir spor halter.
Değişmeyen dünya konjonktürümüzde nadide bir seçim bekliyor bizleri.
Bankalara önerimdir: Ev kredisi, konut kredisi gibi adaylık kredisi açsınlar. İhtiyacı olan da başvursun. Ne var yani aydan aya öder adaylar...
Bankalar da biraz anlayışlı olsun canım. İşin içinde koltuk var.
Balık hafızası
Pekin 2008 Olimpiyatları’nda Türk haltercilerinin neredeyse tamamının başarısız olması sonucunda Halter Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş, “Yeniden aday olmayacağım” demişti.
Ne zaman demişti bunu Hasan Akkuş? 13 Ağustos’ta Taner Sağır’ın sıfır çekmesinden sonra -hiç hoşlanmıyorum bu laftan- basın emekçilerinin sorularını yanıtlarken ...
‘’...Ortada bir başarısızlık varsa, bunun sorumlusu genç sporcularımız olamaz. Sorumlusu benim yönetimimdir. Biz buraya kadar doğru bildiklerimizi yaptık. Bize göre sporcularımızın beslenmesinden kullandıkları malzemelere kadar her şey birinci sınıftı. Fakat demek ki bazı şeyleri doğru yapamamışız... Bu durumda başarısızlığın bedelini de ödememiz gerekir...’’ diye konuşmuştu Hasan Akkuş.
‘’İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?’’ şeklindeki soru üzerine ise, ‘’İstifa etmemin anlamı yok. Çünkü zaten ekim ayında genel kurul yapmamız gerekiyor. Genel kuruldan da 1 ay önce istifa etmek zorundayız. Fakat ekim ayındaki genel kurulda başkanlığa yeniden aday olmayı düşünmüyorum’’ demişti Halter Federasyonu Başkanı.
Bir ay bile geçmedi ki bu açıklamaların üzerinden Hasan Akkuş aldığı bu karardan vazgeçti, yeniden aday olmaya karar verdi. Bu U dönüşü için gerekli bahaneyi de kolayca bulmuş kendileri: “Yönetim kurulu üyelerimin yoğun ısrarı var...”
Diyosun!
Ersun Yanal’ın da Hakan Şükür’ü Milli Takım’a almamasının temel nedenlerinden bir tanesi Milli Takım kampında bütün ilgi ve sevginin Hakan Şükür’ün üzerine yoğunlaşmasıydı.
(Serhat Ulueren Telegol-KanalTürk)
Çoookkk!
Merak ettiğim; “zayıf” bir rakibin önünde bile “hava trafiğinde Beşiktaş kalesinin önünü yol geçen trafiğine döndüren” o iki “uzun” yabancıyı ne kadar aradıkları ve nasıl buldukları?..
(Öcal Uluç-Türkiye)
Aferin size!
Süper ligin en çok oyuncu alan takımlarından biriyiz.
(Konyaspor Kulübü Başkanı Mehmet Ali Kuntoğlu)
Boşver uğraşma!
Pozisyonu çok fazla olmayan, gollük fırsat üretmek için fazla çaba harcamayan iki takım hakkında çok bir şey yazmak da insanı zorluyor.
(Mustafa Denizli-Milliyet)
Harry Kewel’i tanıyalım 4:
Şimdi 29 yaşında Kewell. Ama o bu yaşı hiç kabullenmez. Ve hemen bir espri ile karşılık verir... Ben attığım her golden sonra gençleşirim!
(Korkut Göze-Hürriyet)
Hayırlı olsun!
Biz Kalli’ye mucit diyorduk, Skibbe daha mucit çıktı.
(Levent Tüzemen-Sabah)
Öldürürüz!
Türkiye’de ölü top eksikliği var.
(Oktay Derelioğlu)
İnanmak güzeldir!
Ben her şeye rağmen, G.Saray’ın 2. kez UEFA Kupası’nı hem de Kadıköy’de kaldıracağına inanıyorum...
(Aziz Üstel-Star)
Hatta ciyak ciyak!
Güiza “ben bu takımın gol silahıyım” mesajını bas bas bağırıyor.
(Mustafa Denizli, Fenerbahçe- İstanbul BB maçı-Lig TV)
Bileceksin!
Melih Şendil: Kanatlar çalışırsa Güiza çok gol atar di mi hocam?
Mustafa Denizli: Çalışır herhalde, bilemiyorum.
(Fenerbahçe-İstanbul BB maçı, Lig TV)