Franco, Bobo... Sıra kimde?

İletişim amfilerinde “Ey genç iletişimciler, birinci vazifeniz doğru haber vermektir” diye kafamıza kazındığı dünlerde bu mesleğin adayı genç iletişimciler olarak basın yayın ilkelerini de ezbere bilirdik. O günlerde çeşitli ajans ve gazetelerde staj yaparken de, buna göre eğitilirdik ve ona haber yazardık. Ya da ben öyle sanırdım. Alaylı ya da mektepli koskoca abilerimiz atılan yumrukları savunuyor, atılan yumrukları savunanları savunuyor ya da çamur at izi kalsın diye yazı yazıyor bugünlerde...
Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra Franco’nun yediği gol üzerine neler söylendi. Adamı şikeci bile ilan ettiler. Reha Muhtar “Ben şu halimle kaleye geçsem, bu golü yemem. Galatasaray yönetiminin Leo Franco konusunda bir araştırma yapması lâzım. Zaten benim yöneticilerden duyduğuma göre, Güney Amerikalı futbolcular hele ki futbol yaşamının sonlarına yaklaşmışlarsa, tehlike arz ediyorlarmış” dedi...
Sanki hatalı gol yiyen sadece Güney Amerikalı kalecilermiş gibi...
Sanki Milli Takım kalecisi Volkan’ın yediği bir sürü hatalı gol yokmuş gibi...
Sanki Runje yediği hatalı goller yüzünden “Runje, Runje” diye alay konusu olmamış gibi...
Sanki Kamerun Milli Takımı’nın da kalecisi olan Türkiye’deki en iyi kalecilerden Souleymanou hiç saçma sapan gol yemiyormuş gibi...
Sanki Türkiye’nin en iyi kalecilerinden Rüştü’nün MTK maçında yediği goller jeneriklik olmamış gibi... Ya da ne bileyim Barcelona’dayken yediği gol...
Acaba Barçalılar da “Rüştü’nün yediği gol araştırılsın” demiş midir?
***
Fenerbahçe-Beşiktaş maçından sonra da Erman Toroğlu “Alex’in arkadaşına penaltı attırılır mı?” başlığıyla “Söyleyeceğim çok açık ve nettir. Bobo Brezilyalıdır. Beşiktaş’ta oynayan yine Brezilyalı arkadaşı Nobre vardır. Fenerbahçe’nin Brezilyalı kaptanı Alex bunlarla çok samimi arkadaştır. Bunlar ailece görüşürler, gece gündüz beraberlerdir. Öncelikle Bobo’nun kasıtlı bir şey yapacağı fikrinde değilim ama Mustafa Denizli’ye hafta içinde ‘Penaltı olursa ben atacağım’ demesi ve sürekli penaltı çalışması biraz tuhaf geldi” diye yazdı...
Toroğlu’na sormak lazım Bobo, 12 maçta Fenerbahçe’ye 6 gol attığı zaman Alex’le küs müydü? Ailecek görüşmüyorlar mıydı?..
Elde sağlam bilgi ve belge olmadan, insanları töhmet altında bırakan, içi boş, ispattan uzak, laf olsun torba dolsun yorumculuğudur bu... Ve unutulmamalıdır ki; yorumculuk kafalarda kurulan komplolarla yapıldığında işin ucu bir gün bu komploları kuranlara da dokunabilir...
Eveeet...
Çamur attılar izi kaldı...
Franco ve Bobo’yu harcadılar/harcamaya çalışıyorlar...
Sırada kim var?

Volkan aynı Volkan!
13 Eylül 2008’de oynanan Hacettepe-Fenerbahçe maçında yaptırdığı penaltı sebebiyle sarı kart görmüştü... Hacettepeli Kadir’in kullandığı penaltı dışarı gidince ellerini yukarı kaldırarak M. Kamil Abitoğlu’na tepki verince ikinci sarı karttan atılmıştı... Sahadan çıkarken eldivenlerini yere fırlatmış, uzun süre soyunma odasına gitmemekte direnmişti...
18 Nisan 2010’da bu defa kurtardığı penaltıdan sonra yine hakeme gitti ve sarı kart gördü...
Volkan Demirel maçtan sonra “Penaltı pozisyonu bence penaltı değildi. Ondan önce Lugano’nun pozisyonu penaltıydı. Hakemin de onun etkisi altında kaldığını düşünüyorum maç içinde. Ben sadece gidip onu söyledim. ‘Penaltıyı vermediğin için bunu verdin. Onun etkisi altında kaldın’ dedim. Penaltıyı kurtarınca da sevindim ‘gördün mü’ demeye gittim. Sarı kartı yedim. Haklıydı yani hakem” diye açıklama yaptı...
Yönetimler ceza vermediği sürece bu tür gereksiz sarı kartlara çokça rastlayacağız. Buna benzer görüntüleri ve açıklamaları da çokça izleyeceğiz ve başrolde ne yazık ki çoğu zaman Volkan olacak...

Haklı kadın!
Arda yüzünden eşimle kavga ettim. Sinema kapatma olayından sonra eşim bana ‘Arda kadar romantik olamadın’ dedi.
(Bülent Korkmaz NTVSpor)

Bir Vural klasiği:
Elif Key: Hocam siz çapkın mısınız?
Yılmaz Vural: Allaha çok şükür, homoseksüel değilim. Karım da karşı cinstendir, bir erkek arkadaşım yok.
(Gazete HaberTürk)

Ya komşulara?
Yanlış bir şey yaptıysam özür dilerim, ama taraftarlarımız gazetelerde çıkan bütün haberlere de inanmasınlar.
(Galatasaraylı futbolcu Jo Alves)

Çok komiksin!
Bilica penaltıya neden olduğu için hayal kırıklığına uğramıştı sanırım, hakeme karşı gelmek yerine sinirini belki de oradan çıkardı.
(Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum)

Nasıl yani?
Brezilya Milli Takımı’na onun nasıl seçildiğini biliyorum. Dunga ile ortak bir noktası var. Benim takımımda Fernandinho oynuyor. O çok iyi ama seçilemiyor. Zamanında Matuzalem vardı. En iyisi oydu. O da seçilemedi. Elano’nun Brezilya Milli Takımı’na gidiş nedeni özel.
(Lucescu)

Yorumsuz...
Serhat Ulueren: Galatasaray kampa giriyor ama Rijkaard kampta bulunmuyor.
Ahmet Çakar: Onun için kamp yaptırmıyor zaten. Adamın genç bir hanımı var.

Haydi hayırlısı...
Bağıran kazanıyor. Biz sessiz kalırsak bizim hakkımızı kim koruyacak? Ben de mi çıkıp bağırayım. Bizim aleyhimize yapılan yanlışlar çok fazla, bunları Merkez Hakem Kurulu ve Federasyon’a göndereceğim.
(Galatasaray Başkanı Adnan Polat)