Bir standart sapma; Ferdi Kadıoğlu

Fenerbahçe futbol aklının son beş yıl içinde ortaya koyabildiği yegane değerin Ferdi Kadıoğlu olduğunun tespitini yaparak başlayalım yazımıza.

Fenerbahçe ve Türkiye’deki yükselişi aslında her iki olgunun kendi içindeki gerçeklikleri gözönüne alındığında irrasyoneldir; bir “standart sapmadır.”

Fenerbahçe’nin geride bıraktığımız son beş sezonda yaptığı transferlerin sayısı, gelen ve gidenler Kulüp tarihi düşünüldüğünde aslında olağan bir süreçtir.

Hepimiz çok yakından biliyoruz, futbol yorumculuğunun en basit, sıradan, değersiz ama en çok rağmeb gören, yaygın klişesidir; “Fenerbahçe futbolcu yetiştirme yeri değildir!”

Haberin Devamı

Bu nedenle hep hazır, hemen oynayacak oyuncu transferi aranır ve yapılır.

Son elli yılda Fenerbahçe altyapısından yükselip takımda oynamayı başarabilmiş oyuncu sayısı, benim hatırlayabildiğim, 2’dir.

Cem Pamiroğlu ve Müjdat Yetkiner.

2000’li yılların başında bir Genç Semih olayı vardı.

Belki buradan hareketle deprem kahramanı Volkan Demirel’i de yazabiliriz.

Başka?

Ferdi Kadıoğlu ve Zajc konusundaki taraflı tutumumu beni yakından bilip tanıyan okuyucularım hatırlayacaklardır.

Bunların arasına 2 sezondur Arda Güler de eklendi.

Ne kadar kötü günlerinde olsalar da onlara pozitif ayrımcılık yaptığımın herkes tarafından bilinmesi iyi olur.

Çünkü üçü de Fenerbahçe’de beş yıldır bir varoluş savaşımı veriyor.

Ferdi’nin buralara gelmesinde öncelikli teşekkür Vitor Pereira sonra da İsmail Kartal’adır.

Yoksa ne Ersun Yanal, ne Erol Bulut ne de Emre Belözoğlu için birinci tercih olacak bir oyuncuydu Ferdi Kadıoğlu.

Bu serinin herhangi bir yerinde gelmiş olsaydı Jesus da Ferdi’yi oynatmazdı.

Böyle yazıyorum çünkü başta Zajc sonra da Arda Güler’in verdikleri forma savaşı bunu çok iyi gösteriyor.

Ferdi bu sezon görev verilen her yerde işini çok iyi yaptı. Sol bek başlayıp, sağ bek olarak tamamladığı maçlar oldu.

Yüksek bir profesyonel bilinç içinde izledik genç futbolcuyu.

Profesyonelliğinin altyapısında Hollanda’da yetişmiş olmasının büyük etkisi olduğuna şüphe yok.

Geçen sene itibarıyla Milli Takımımızın da oyuncusu oldu.

Haberin Devamı

Dün attığı mükemmel gol karşılığı çok geç alınmış büyük bir emeğin sonucudur.

Bu sezon Ferdi’den daha çok gol, öncesinde de asist beklediğimi buraya not düşmeliyim.

Bir yere yazmadım ama gol ve asist yapamadığı takdirde bir üst seviyeye çıkamayacağını da dost sohbetlerinde ifade etmiştim.

Artık yazdığıma göre tekrar altını çizmemde bir sakınca yok; Ferdi’nin bu oyunu, futbolu ve çalışkanlığını asistlerle katmerlemesi gerekiyor.

Böylece Avrupa klasifikasyonunda büyük bir futbolcu sahne alacaktır.

İspat edemem ama Guardiola, Klopp ve Arteta’nın Ferdi’ye yakın ilgi gösterdiklerini tahmin ediyorum.

Çok uzun bir giriş oldu ancak haftalardır ertelenmiş bir Ferdi Kadıoğlu değerlendirmesiydi.

Ferdi’nin neden daha az asist yaptığını da biliyorum.

Bu durum oyuncudan değil, onun etrafında sürekli isimleri değişen takım arkadaşlarından, bir bakıma da teknik direktör tercihlerinden kaynaklanıyor.

Aynı sorunu Jashua King de yaşıyor.

Bu oyun tarzı Valencia’yı öne çıkardı. Bir sonuçtur ve Fenerbahçe eğer sezonu zirvede tamamlarsa Jesus başarmış olacaktır; ama tersi durumda eleştirilerin merkezi tam da burası olacaktır.

Haberin Devamı

Ha, Jesus’un umurunda olacak mıdır, elbette olmayacaktır!

Dün Ferdi Kadıoğlu, önce Jesus’u sonra da Fenerbahçe’yi rahatlatan bir gol attı.

Geçen hafta da yazmıştım, bu oyun büyük maçları kazanmak için yetmiyor ve Fenerbahçe’nin ligdeki pozisyonunu da belirliyor.

Jesus’un sahadaki tıkanıklığı gördüğü çok açık.

Yoksa dün yaptığı gibi Crespo’yu çıkarıp Zajc’ı oyuna almazdı.

Soru şu; geçen hafta ilk on birde oynayan Zajc neden yedek soyundu?

Bunun dışarıdan bakıldığında açıklanabilir bir futbol yorumunu göremiyorum.

Crespo ya da Arao’yu polemik konusu yapmıyorum; buradaki temel soru; rakip ne yapıyor, senin hangi tip oyuncuya ihtiyacın var?

Çağdaş Atan, sahaya tam hakim bir takım kurmaya çalışıyor, çok açık görünüyor. Elindeki kaynaklar çerçevesinde dünkü oyun Fenerbahçe’yi tıkadı ve zaman zaman çaresiz bıraktı.

Fenerbahçe de geriden oyun kurmaktan vazgeçmediği için özellikle 20. Dakikadan sonra Kayserispor’un yüksek bir baskısını izledik.

Ferdi’nin golü bu nedenle zamanlama bakımından kusursuzdu.

Ne Crespo ne Arao dinamik bir pas merkezi olacak oyun oynuyorlar.

Oysa Fenerbahçe orta alanda topu daha hızlı çevirmeye, atak yönünü değiştirmeye ihtiyacı duyuyor.

Orta alandaki pas merkezi çok önemli.

Jesus’un vazgeçemediği oyuncusu Rossi, toplu alıp gitmeyi seviyor, Valencia en az bir çalım atmadan pas düşünmüyor. King’in beklentileri başka ama gerçekleştiremediği için kendi futbol karakterinden başka bir şey yapmaya; Valencia’ya dönüşmeye çalışıyor.

Aslında attığı çok değerli goller dışında Valencia’nın futbolunun takım kurgusuna bir katkısı yok ama gol atıyor mu; evet. Bu da onu çok başka bir şeye dönüştürüyor; “tartışılmaz!”

Ancak Fenerbahçe’nin bu oyununu geliştirmeye ihtiyacı var.

Kaybedilen Galatasaray mücadelesi sonrasında her ne olursa olsun, futbola bakmadan Beşiktaş karşılaşmasına kadar bütün maçları kazanması gerekiyordu.

Tartışmalı Adana Demirspor maçı hariç bu hedefin tutturulduğunu söyleyebiliriz.

Şimdi bir seviye yukarı çıkıyor; serilere devam etmek ve şampiyonluk için bütün büyük maçların kazanılması gerekiyor.

Bunun için daha fazlasına ihtiyaç olduğu kesin.