Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Futbolumuz Çarşamba-Pazar trafiğine bir türlü uyum göstermiyor. Önceki gece Bursaspor’un İspanya’da aldığı ağır yenilgi pek hazmedilecek türden değildi. Ayrıca bu ne bir ilk ne de sondur. Galatasaray’ın UEFA Şampiyonluğuna giden yolun başında 20 Ekim 1999 günü Şampiyonlar Ligi maçında Chelsea’den aldığı 5-0’lık yenilgi olduğunu unutmamak gerekiyor.

Kuşkusuz bu arkasına sığınılacak ve anlayışla karşılanacak bir bahane olamaz.

Burada merkezde duran aktörün kariyerinde iki sene önce Liverpool karşısında alınmış 8-0’lık tarihi hezimetin bulunması işin özüne değil de görüntüde olana odaklanmaya neden olabilir. Ertuğrul Sağlam da buna o kadar inanmış ki Fatih Terim’in ayak izlerine basarak başarısızlığın sorumluluğunu üstleniyor.

Haberin Devamı

Trabzonspor, Galatasaray ve Fenerbahçe sezona Avrupa’da büyük bir başarısızlık yaşayarak başladılar. Milli takımımızın durumunu neresinden konuşmalı gerçekten çok zor bir fenomen. Avrupa’da ve ligde iyi sonuçlar alarak ciddi bir favori konumuna gelen Beşiktaş’ın son hali de ortadadır.

Rijkaard’ı gönderdik. Aykut Kocaman için pundunu bekliyoruz, Schuster’in mazisi açıldı, eski defterlerde yazan ne kadar sorunlu bir adam olduğuyla ilgili kendi kendimizi dolduruşa getiriyoruz. Galatasaray’da kongre rüzgârları esiyor. Hagi’nin sonu Bülent Korkmaz’dan farklı olmayacakmış gibi görünüyor.

Bu kaotik ortamdan istikrarlı bir sonuç çıkması mümkün müdür?

Bursa’dan bir süredir yerel ortamda Ertuğrul Sağlam’la ilgili kazanların ortaya çıkarılıp kaynatıldığı yönünde haberler geliyordu. Hatta Trabzonspor yenilgisiyle tamamlanan kazanamama serisinde kazanların altına epeyce osun atılmış olduğu; birilerinin “bakın ben dememiş miydim” tarzında konuştuğunu da biliyoruz.

Bu hastalığın sadece futbolda olduğunu düşünmemeliyiz.

Birçoğumuz günlük iş yaşantısında bu veya benzeri durumlarla karşılaşıyoruz. Sivrilen, öne çıkan, başarılı olan hatta genelin alışkanlıklarının tersine uygulamalar içinde farklı yöntemler geliştirenler “diğerlerinin” eleştirisine, engeline takılıyor. İlkelerine, doğrularına ve yaptığına yürekten inanan örnek kişiler bir süre bu mücadelenin içinde kaldıktan sonra kişiliklerinden ödün vermemek adına bulundukları pozisyonu terk etmeyi tercih ediyorlar.

Haberin Devamı

Oysa “diğerleri” herhangi bir ilkeye bağlı kalmaksızın bulundukları her ortamın şekline girerek veya uyum sağlayarak pozisyonları korumayı seçiyorlar ve onlar her zaman orada duruyorlar.

Böylece esas gelenek bilgisizlik, yaşayarak öğrenme, bir birikim kültürü yaratmadan uzak bir pratik şekline dönüşüveriyor.

Öyle olunca da deniz kenarında yürümeye benzer, kumdaki her adımın ömrü deniz suyunun ona ulaşma süresi kadar oluyor. O sahilden her sene binlerce insan gelip geçiyor ancak kumsalın şekli hep aynı kalıyor ve tek bir ayak izine bile rastlanmıyor.

O zaman her adım yeniden öğrenme sürecine dönüşüyor. Sanki hiç yaşanmamış gibi…

Ertuğrul Sağlam’ın önceki gün Valancia’dan 6 gol yemesi değil Bursaspor’un başından ayrılmasıdır onun için gerçek yenilgi.

Mesele gurur yapıp çekip gitmek midir, yoksa kalıp diğerlerinin oyununu bozmak mıdır?

Haberin Devamı

Rakoçeviç başladı Sinan Güler bitirdi!

Euroleague’deki bir diğer temsilcimiz Efes Pilsen Olimpija’yı yenerek grubunda avantaj aramayı sürdürdü. Efes Pilsen ilk periyotta maçı kazanacakmış görüntüsü verirken, özellikle üçüncü periyottaki tutuk oyunu sonucu bir ara farkın ciddi bir şekilde açılarak karşılaşmayı tehlikeye atsa da son periyotta Sinan Güler’in dirençli müthiş oyunu ile rakibini saf dışı etti.

Hep Ömer Onan’dan konuşuyoruz ancak basketbolumuzda son iki senedir bir de Sinan Güler gerçeği olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu iki oyuncu da bir anlamda takım sporlarındaki diğer sporcu arkadaşlarına ciddi bir ders veriyor.

Temel felsefe yaptığı işi sevmek, onu her zaman aynı istikrarla yapabilmek en azından o gayreti göstermek olmalıdır.

Fenerbahçe’nin güzel kızları rövanşı aldılar!

Fenerbahçe, Kadınlar Voleybol Şampiyonlar Ligi’nde geçen sezon yenilgisiz bir şekilde geldiği finalde şansız bir şekilde yenildiği rakibi Bergamo’yu 3-0 gibi net bir skorla geçerken hem rakibine hem de diğerlerine bu sezon da kupanın en büyük favorisi olduğunun sinyallerini verdi. Futboldakinin aksine Fenerbahçe diğer takım ve bireysel spor karşılaşmalarında başarı çizgisini korumayı sürdürüyor. Bu da çok ilginç bir durum olarak her hafta önümüze geliyor.

http://twitter.com/uzaygokerman