Fenerbahçe, Galatasaray’ı zirvede yakaladı!

10 Kasım 2025

Galatasaray’ın son iki maçta 5 puan kaybetmesi, Fenerbahçe’nin de geçen hafta kritik Beşiktaş deplasmanından sonra sahasında Kayserispor’u yenmesinin ardından 12. Hafta itibarıyla Süper Lig’de mücadele yeniden başladı.

Şu bir gerçek ki 17 Eylül günü Fenerbahçe’nin erteleme maçında Alanyaspor ile berabere kalmasından ve Başkanını değiştirdiği 21 Eylül gecesi Kasımpaşa’ya da puan kaybetmesinin ardından birçok Fenerbahçeli için bu sezonun kaybedildiğine yönelik inanç çok güçlü bir kanaat olmuştu.

Bir tarafta teknik direktörü diğer yanda Başkanı değişmiş, iyi futbol oynamak bir tarafa kazanamayan Fenerbahçe’nin önünde lider giden, hiçbir karşılaşmasını kaybetmeyen ve her maçı 3 puan ile tamamlayan, son üç sezonun şampiyonu Galatasaray’ı yakalamak gerçekçi bir hedef miydi?

Formsuz ve moralsiz takımın başına getirilen, futbol akademisinden yetişme, daha önce pek başarısı olmayan bir teknik direktör ne kadar çare olabilirdi ki?

Evet,

Yazının Devamı

Kırmızıdan önce ve sonra…

3 Kasım 2025

Derbiyi bu manşet altında değerlendirmek sanırım en doğru yaklaşım olacaktır.

Önce sondan başlayalım; Fenerbahçe çok önemli bir 3 puan aldı. Her şey bir tarafa hem moral kazandı, takımın özgüveni yerine geldi hem de belirli bir süre için de olsa fikstür avantajını eline geçirdi.

Galatasaray’la puan farkının 4’e inmesi bir tarafa bir ay sonra sahasında ağırlayacağı rakibini yenmesi durumunda sezonun rengi ve kaderinin değişmesi de olasılıklar dahiline geldi.

Fenerbahçe yıllardır böylesi maçları kendi tarafına çevirmeyi, avantaj yakalamayı unutmuş bir takım görünümündeydi.

Hatta geçtiğimiz sezonlarda tam da bu maçlarda kaybettiği puanlar yüzünden yarış dışında kalmıştı.

Oysa bu sene önce Trabzonspor’u, peşinden deplasmanda üstelik 2-0 geriden gelerek Beşiktaş’ı geçti.

Galatasaray bu nedenle kritik bir viraj olarak orada duruyor şimdilik.

Bu işin stratejik tarafıdır ve önemlidir.

Yazının Devamı

Gol atmak işte bu kadar basit!

28 Ekim 2025

Fenerbahçe bu sezon Feyenoord maçından sonra en rahat galibiyetini aldı.

Futbol bakımından da oldukça iyi bir oyun sergilediğinden söz edebiliriz.

Üçüncü bölgede gerçekleştirdiği baskı daha ilk dakikalardan itibaren Fenerbahçe’ye üstünlük sayısını getirirken; maç boyunca Gaziantep FK’ne kaleyi göstermedi dersek abartmış olmayız.

Bunu şöyle bir veri ile daha açık hale getirelim.

Gaziantep FK’nün attığı gol sayısı 15, Fenerbahçe’nin 14’tü.

Burak Yılmaz’ın göreve gelmesinden sonra takımın maç başına gol ortalaması ikiydi ve ikinci haftaki Konyaspor karşılaşmasından sonra her hafta gol atmayı başarmıştı.

Ta ki Fenerbahçe maçına kadar.

Bu maçta etkili tek bir pozisyon geliştiremezken; oyun dahi kuramadı.

Yazının Devamı

3 puanlık bir maç!

24 Ekim 2025

Karşılaşma bittiğinde kenarda ekibiyle sevinç yumağı olan Tedesco’nun galibiyeti kutlama hali görülmeğe değerdi.

Maçın ne için oynandığının farkında olmayan veya bilmeyen biri için bu görüntünün karşılığı çeyrek ya da yarı finale kalmış bir takımın teknik ekibinin sevinç hali olurdu ancak!

Stuttgart Tedesco’nun çok yakından tanıdığı bir şehir ve onun takımı olduğundan kuşkusuz bu galibiyet anlamlı bir yere oturuyor olabilir ancak geçtiğimiz sezonu liderin epeyce puan gerisinde kapatmış önceki sezonlardaysa küme düşme potasında oynamış bir takımı gözümüzde bu kadar büyütmek çok da gerçekçi durmuyor.

Evet, Avrupa Kupalarında ilk ve öncelikli hedef ne yaparsan yap 3 puanı al şeklinde özetlenebilir.

Günümüzde maç sayıların artması nedeniyle bu karşılaşmaların takımların performanslarını çok fazla etkilediklerini, bir kısmının rotasyonlu kadrolarla sahaya çıkma tercihleri yaptıklarını biliyoruz.

Fenerbahçe de Lig ile Avrupa’da zaman zaman farklı oyuncular kullanıyor; hatta

Yazının Devamı

İkinci yarı Fenerbahçe’nin rakibi sanki Arsenal’di

20 Ekim 2025

Bu gidişatın Fenerbahçe açısından hayırlı olacağını söylemek sanırım fazla iyimser olacaktır.

Karagümrük maça Arsenal’i çağrıştıran bir forma ile çıkınca bu denkliği kuranların karşılaşmanın özellikle 65. Dakikasından sonra neredeyse gerçeği sahadaymış gibi oynamaya başlayacağını akıllarından asla geçirmediklerini düşünüyorum.

Acaba Karagümrük mü kendini Arsenal yerine koymuştu yoksa Fenerbahçe formaya bakıp bir yerden sonra Arsenal ile oynadıklarını sanmışlardı?

Her takım için 2-0’dan maçı 2-1’e getirmek geriden gelen için ekstra efor, önde olan için de bir panik havası yaratır. Bu bazen 3-0’dan sonra bile hissedilir.

Ancak bu maç özelinde Fenerbahçe için bunu öncelikli bir mazeretmiş gibi konuşmak doğru olmaz!

Birkaç hafta önceki bir yazımın başlığını okuyanlar hatırlayacaklardır “Fenerbahçe’nin pas kalitesi ve form sorunu” şeklinde atmıştım.

Fenerbahçe bu maçın ilk yarısını %86 pas isabetiyle oynarken; ikinci yarı %78’e kadar geriledi.

&Uu

Yazının Devamı

Kaybetmemek Fenerbahçe adına kazanımdı!

6 Ekim 2025

Uzun zamandır bu kadar kötüsünü görmemiş olabiliriz.

80’li yıllardan bir Samsunspor maçı hatırlıyorum; çok açık farkla kaybetmişti Fenerbahçe o karşılaşmayı. Dün eğer böyle bir skor ortaya çıkmamışsa biraz şans, fazlasıyla kaleci Tarık ve çokça da rakip oyuncuların beceri yoksunluklarından kaynaklandı diyebiliriz.

Neresinden bakarsanız bakın; bu sonuç eski yönetimin eseridir ve umarım bu esere birkaç hafta sonra “enkaz” yakıştırması yapmak durumunda kalmayız.

Karşılaşma boyunca Fenerbahçe’nin etkinlik gücü neredeyse sıfır şiddetindeydi.

Etkili alana tek bir pas bile atamayan oyuncu grubu vardı sahada.

Üzerine de oyuncuların ekstra hem isabetsiz hem de sonuçları ağır olacak hatalı pas tercihleri de eklenince ortaya izlemesi taraftarı için çok büyük bir sıkıntıya dönüşen bir Fenerbahçe çıktı!

Böyle zamanlarda “basit oynamak” diye bir alternatif oyun planı şeklinde devreye sokulabilirdi.

Ancak özelikle ilk yarıda kimi oyuncuların tek başlarına inisiyatif alarak şapkadan

Yazının Devamı

Kazanma mücadelesi ve alışkanlığı

3 Ekim 2025

Avrupa maçlarının kendine göre bir havası, taktiksel kurgusu vardır. Eskiden takımlarımız bu farkı ayırt edemedikleri için istenen sonuçları alamazlar, çok iyi oynadıkları karşılaşmaları bile kaybederlerdi.

Uzun zamandır bu durum değişti; Avrupa maçlarını daha iyi oynayabiliyor, en azından istenen sonuçları alabiliyoruz.

Dünkü mücadeleyi öncelikle bu gözle değerlendirmemiz gerekiyor.

Çünkü biliyorum ki özellikle ikinci yarı oynanan futbol taraftarı memnun etmemiştir.

Ancak Fenerbahçe’nin maalesef her sezon olduğu gibi yine “zamana ve sabra” ihtiyacı olduğu çok açık bir şekilde görülüyor.

Tedesco ilk yarıda sonuç alıp, ikinci yarı rölantide bir taktikle takımını kontrol altına tuttu diyebiliriz sanırım.

Sonuca etki eden tüm oyuncularını 60. Dakikadan itibaren değiştirmesi de bunun bir ifadesiydi.

İlk yarı çok koşan ve oyunu hiç durdurmadan oynayan, rakiple mücadele eden bir Fenerbahçe vardı.

Yazının Devamı

Fenerbahçe neden kolay sonuç üretemiyor?

29 Eylül 2025

Fenerbahçe “yüksek” hakimiyet kurduğu, rakip kaleyi şut bombardımanına tuttuğu, kalesinde sadece bir pozisyon verdiği karşılaşmayı biri penaltıdan olmak üzere 2-0 gibi çok düşük bir skorla tamamladı.
Maçta Fenerbahçe’nin hücum hattını oluşturan En Nesyri ¾, Talisca 2/4, Nene 2/3, Asensio 1/3, Kerem 2/2 şut isabeti ile oynadılar.
Antalyaspor kalecisi Julian da 9 net kurtarışla tamamladı.
Bir karşılaşmada daha fazlası olur muydu?
Birçok takımın çok daha azı ile daha yüksek skor ürettiğine şüphe yok kuşkusuz, o zaman da elbette böylesine bal yapmayan bir çaba göze batmıyor, tribünleri dolduran taraftarlar da 80. Dakikadan itibaren oturdukları koltukları terk ederek, metrobüs, Marmaray, otobüs, minibüs derdine düşüyorlar.
Fenerbahçe’nin baskılı bu oyununa Antalyaspor çok katı bir savunma yerleşimi ile karşılık verebildi.
Aslında birçok karşılaşmada görüldü ki topu Fenerbahçe’ye bırakıp, hızlı hücumlarla sonuca gitmek rakipleri için tutan bir taktik; özellikle bu sezon.

Yazının Devamı