Üçüncü periyot tamamlandığında bütün istatistiklerde net eşitlik varken sadece o bir adet üç sayılık isabette Olympiacos’un üstünlüğü vardı ve skor 58-55’ti. Ancak ilginç olan Fenerbahçe maç sonunda 8/10 ile %80 üçlük isabet bulurken Yunanistan temsilcisi 7/24 ile %29’luk isabette kalmasıydı.
Geçtiğimiz Cuma akşamı Fenerbahçe Ülker, Türk Telekom karşısında ilk üç periyotta rakibinin başa baş oynamasına izin vermiş, bir anlamda belki de maçın böyle bir tempo içinde devam edeceğine rakibini inandırdığı anda vites yükselterek kopup gitmiş, karşılaşmayı da açık farkla tamamlamıştı.
Euroleague’in final four favorilerinden olan Olympiacos’un da aynı tuzağa düştüğünü izlemek bize büyük keyif verirken Yunanlılarda büyük şaşkınlığa neden oldu.
Fenerbahçe son periyotta bütün silahlarını devreye sokarak 29-12’lik bir seri sonrasında maçı 14 sayı farkla bitirirken grubunda deplasmanda avantaj için aradığı galibiyeti en güçlü takım karşısında almış oldu.
Bu sonuçla Fenerbahçe Ülker grubunu lider tamamlamak için bütün ipleri eline aldı.
Maçın son periyodunu izlemiş olanlar karşılaşmanın Fenerbahçe Ülker adına kolay geçtiği yanılgısına düşebilirler. Ancak salonda çok kolay faul düdükleri çalan hakem üçlüsü vardı ve takımımızın en önemli uzunlarına peş peşe öyle düdükler çaldı ki bir anda pota altındaki savunma direncimizi kırdı. Hakemlerin taraflı bir yönetim sergileyeceğini düşünmeye başlamıştık ki sonra denge sağlandı.
Bu sezon Euroleague’in ana sponsorunun THY, bir diğerinin Efes Pilsen olmasının hakemlerin geçtiğimiz yıllara oranla daha objektif maç yönetmelerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Bu da ekonomi ile spor arasındaki ilişkiyi bize göstermektedir. Bunun üzerinde durmak gerekiyor.
Maç sonu istatistiklerine baktığımızda Olympiacos’un 19/26 ile %73’lük, Fenerbahçe Ülker’in de 20/27 ile %74’lük serbest atış isabeti yakalamış; çok dengeli bir yüzde ile oynamış olduklarını görüyoruz. Fenerbahçe Ülker’i maçta tutan en büyük etkenin bu serbest atışlardaki isabeti olduğu da bir başka gerçektir.
Zaten Euroleague gibi üst düzey turnuvalarda takımlar arasındaki farklar çok küçük detaylarda gizleniyor. Serbest atışlarda oyundan kopmamak çok önemlidir. Yıllardır takımlarımızın bu eksikliği yüzünden kazanacağı birçok karşılaşmayı kaybetmesi böylesi basit hatalar yüzündendi.
Yunanistan temsilcisinde göze çarpan tek oyuncu Spanoulis’ti. Üçüncü periyotta oyuna dahil olan Papaloukas’ın peş peşe bulduğu iki üçlük atış Olympiacos’u oyunun içinde tutarken, son çeyrekte hiçbir işe yaramadı. Karşılaşmanın Olympiacos adına en şanssız ismi 10 adet üçlük atıştan sadece bir isabet bulan Teodosic’ti. Bu oyuncunun Euroleague ortalamasının 23/70 ile %33 olması aslında ortada şanssızlık olmadığı yanlış üç sayılık atış kullanan oyuncu tercihi olduğunu gösteriyordu bize.
Fenerbahçe Ülker bu galibiyetle Euroleague’in final fuor’un en önemli favorilerinden biri olduğu bir kere daha göstermiş oldu. İtalya’da eksik kadrosu ile Siena karşı oynadığı o kötü basketbolu saymazsak belli bir standardın altına hiç düşmüyor olduğunu izliyor bundan da büyük keyif alıyoruz.
Kuşkusuz bu karşılaşmanın Fenerbahçe Ülker’e dönmesindeki en büyük etken en uygun üç sayılık atış tercihleri oldu. Ve takım halinde neredeyse bütün oyuncular attıkları her üçlükte isabet sağladılar. Marko Tomas oyunda kaldığı 24 dakika içinde bulduğu 19 sayı ile maçın en değerli oyuncusu olurken, Preldzic de Mirsad’ın yokluğunda topladığı 7 ribaunt ile sert Olimpiakos takımı oyuncularına kafa tutan basketbolcumuz oldu.
Kötü başladığı maçta son periyottaki oyunu ile Fenerbahçe Ülker’in direnen ve yenilgiyi asla kabul etmeyen oyuncusu Ömer Onan’ın duruşunun bütün takım oyunlarındaki sporculara örnek olduğunu düşünüyorum. Müthiş bir oyuncu ve bu sezon Fenerbahçe Ülker’in en kilit rolünü üstlenmiş durumda.
Fenerbahçe Ülker oyuncularının çeşitliliği, kalitesi, basketbolu, mücadelesi ile gerçekten göz kamaştıran bir takım oldu. Bu galibiyet bu hafta Euroleague’in en fazla konuşulacak sonuçlarından bir tanesi olacak; Efes Pilsen’i saymazsak diğer 14 takımın bütün dikkatini Fenerbahçe üzerine çevirecektir.
Kazanmak çok güzel bir duygu; ancak başa baş mücadele edip, her maç üzerine koyarak ve maçtan hiç kopmayarak, disiplinli oyun ile güçlü rakiplerini çaresiz duruma düşüren bir takımı izlemek insanı keyiften dört köşe yapan daha güçlü bir duygu.
Ancak basketboldaki böylesi zaferlerin spor kamuoyunda yeterli ilgi görmemesi de çok düşündürücüdür.
Fenerbahçe Ülker’i izleyin ve takip edin. Özellikle Euroleague’te.