Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Karşılamanın 37. dakikasına kadar büyük bir ihtimalle Oktay Mahmudi bu karşılamayı kaybedebileceğini aklının ucundan bile geçirmiyor olmalıydı. O dakikaya kadar coşkulu taraftarının önünde Fenerbahçe Ülker’i istediği tempoda tutabilmiş maç boyunca da skoru önde götürmüştü. Bir defa 11, birkaç defa da 10 sayı öne geçmeyi başarmıştı.

Pota altında Andriç’i unutan Fenerbahçe Ülker uzunlarının sayesinde üst üste çok kolay sayılar üretebilirken; dış şutlarda Lakoviç ve Shumpert ile üst üste 3 sayılık atışlarda isabet sağlayabiliyordu.

Haberin Devamı

Fenerbahçe Ülker ikinci yarının hemen başında birkaç defa oyunu alıp götürecek kırılma anları yakalamış olsa da Oktay Mahmudi’nin oyuncuları buna izin vermemişti.

İsabetli şutlar sadece oyuncuların değil, taraftarın da enerjisini söndüren bir etki yaratıyordu.

Ancak; işte o dakikadan sonra Marco Tomas’ın aynı yerden bulduğu iki üç sayılık isabetli atış karşılaşmayı 76-76 dengeye getirmekle kalmadı hem Fenerbahçe Ülker’li oyunculara kazanabileceğine yönelik bir inanç aşılarken, Galatasaray Medical Park’lı oyuncuları da “her türlü şeyi denedik, yine olmayacak” stresine sokuverdi.

Aynı zamanda taraftarını tekrardan maçın havasına çekmesi bakımından etkili bir sayı oldu.

Ukiç’in hiç beklenmedik sakatlığı, Preldzic’in cezası, Ömer Onan ve Mirsad’ın sakatlıkları derken dün Fenerbahçe Ülker uzun zaman sonra ilk defa az rotasyon yaptığı bir maç oynadı. Bogdonaviç ve Hakan Demirel’in de az süre alışı ve oyuna katkıları göz önüne alındığında ortada 7 kişiden kurulmuş bir takım kalmıştı.

Bu durum koç Spahija’nın sezon başındaki tüm planlarını ve oyun düzenini bozan türdendi. Ancak elden de fazla bir şey gelmiyordu. Az rotasyon oyuncular üzerindeki baskıyı da artırdı. Baskı hatayı zorunlu hale getiriyordu.

Maç boyunca Oğuz Savaş ve Kaya Peker’in toplam 3+3=6 adet top kaybı ile oynamaları Fenerbahçe Ülker gibi Euroleague takımına yakışmadı.

Ancak bu maçı kazandıran etkenlerin başında Euroleague takımı olmanın büyük avantajı olduğunu söylemek gerekiyor. Maçın son 3 dakikasında ortaya konan pres dayanılması çok zor türdendi.

Haberin Devamı

Galatasaray Medical’da ise maça Shipp iyi oynayarak başladı, ilk iki periyotta Songaila'nın sayıları skor yükünü taşıdı. Peşinden Andriç ve Shupmert’in etkili sayılırını izledik. Bir ara pota altında Fenerbahçeli oyunculara karşı büyük üstünlük sağladılar. Bu adam adama oyunda Fenerbahçeli oyuncuların yarı sahalarında çok dağılmaları ve genellikle de Andriç'in bire birde Oğuz ve Kaya'ya karşı daha hızlı oynamasından kaynaklanan bir üstünlük oldu.

Fenerbahçe Ülker için ne yazıyorsak aynısı Galatasaray için de geçerlidir. Oyunun yükü birkaç oyuncunun sırtına bindiriliveriyordu. Rotasyon yapacak oyuncular dün saha kenarında ısınmaya bile çıkmadı.

Galatasaray maç boyunca rakibine karşı asistte 20’ye karşı 9 pasla oynamış olması bile Oktay Mahmudi’ye bu maçı nasıl kaybetmiş olduğuna dair sorulması gereken bir soru olarak ortada kalacaktır.

Fenerbahçe’nin sonu galibiyetle biten oyununda Oğuz ve Kaya’nın aldığı ribauntların ve sayıların büyük önemi vardı.

Haberin Devamı

Bu iki oyuncuyu Gist attığı 16 sayı ile takip ederken, uzun sakatlık sonrasında yavaş yavaş forma bulmaya başlayan Engin Atsür ise tam anlamıyla kilit oyuncu pozisyonu gibiydi. Öylesine kritik anlarda sayılar buldu ki takımı oyuna sıcak tutmayı başarabildi. Ukiç'in yokluğunda uzun süre sahada kalıp sorumluluk aldı.

Yine fark yaratan bir diğer etkenden de söz edelim; serbest atışlarda Fenerbahçe rakibi Galatasaray'a göre 17/23'e karşı 8/11'le önemli bir üstünlük kurdu.

Genelde istatistiksel olarak dengede giden bu maçı iyi oynayan Galatasaray’ın kazanması gerekirdi. Ancak Fenerbahçe öylesine tecrübeli bir takım oldu ki maçı nerede çevirebileceğini çok iyi biliyor.

Dün Andriç’in Oğuz ve Kaya’ya karşı pota altında önemli bir üstünlük kurması Fenerbahçe adına olumsuzluklardan bir tanesiydi.

Fenerbahçe Ülker maçı kazanırken taraftarının büyük etkisi vardı. Özellikle son üç dakika boyunca neredeyse takımla birlikte savunma bile yaptı.

Galatasaray kazanabileceği bir maçı kaybederken; Fenerbahçe Ülker de kaybedebileceği bir maçı kazanarak ezeli rakibine tam anlamıyla Euroleague dersi verdi.

Çok ilginç bir sene geçirdik. Yılın son gününde basketbolda böylesine bir derbi heyecanı yaşanması her iki taraf adına oldukça tatminkar olsa gerekir.

Gözel bir yıl geçirmemizi dilerim…

http://twitter.com/uzaygokerman