Maçın ikinci yarısında etkili bir Karabükspor vardı ve daha bir dakika geçmemişti ki Emenike’nin Anelkavari golüyle farkı bire indiren sayısını buldu. Golle birlikte Fenerbahçe’nin önüne geçilemeyen panikatağı başladı. Topu bir türlü ileriye taşıyamıyor, orta sahada pas yapamıyor dahası takım halinde beraberlik golünü yiyeceklerini sanıyorlardı.
Ve Aykut Kocaman 60. dakikada oyuna müdahalede bulundu, gol öncesinde topu kaptıran ve ataklarda bencil davranışları yüzünden birçok gol pozisyonunu heba eden Stoch’u çıkarıp yerine Selçuk Şahin’i aldı.
Değişiklikle birlikte Fenerbahçe orta saha bloğu Emre, Baroni ve Selçuk’tan oluşan korkak bir ucubeye dönüştü. Niang bütün hareketleri ve isteksizliği ile oynamaktan nefret ettiğini gösterdiği sola geçti. Alex de onun boşalttığı forvet hattını doldurdu.
Karabükspor’un hâkim futbolu kontrol altına alınmış ancak dört gol ortalamasıyla oynadığı Şükrü Saraçoğlu’nda taraftarına rakibinden çekindiğini göstermişti.
Bu da Fenerbahçe’nin futbolcusundan teknik yönetimine kadar herkesin panikatak içinde olduğunun itirafı niteliğindeydi.
Fenerbahçe takımında 60. dakikada eğer onun oynadığı bölgede bir oyuncu sakatlanmamışsa Selçuk Şahin değişikliği yapılmaz!
Fenerbahçe oyunu 60. dakikada kontrol altına almaya çalışmaz; aksine daha fazla gol bulmak için rakibinin üzerinde baskı kurar.
Takıma santraforda oynasın diye alınmış futbolcu gerçekten çok hayati ve zorunlu bir sebep yoksa sol açıkta oynatılmaz.
Alex bir santrafor kadar gol atabilir; ancak bu onun santrafor bölgesinde oynatılabileceği anlamına gelmez.
Ancak maalesef Fenerbahçe’nin 60 dakikalık bir futbol gücü var ve bunu 90 dakikaya yayabilecek futbol bilgisinden, stratejisinden uzak duruyor. Kazanmak için bütün gücünü ilk yarıda harcadıktan sonra ikinci yarılarda bir anda kimlik değiştiriyor ne yapacağını bilmez, sinmiş ve korkmuş bir takıma dönüşüveriyor. Üstelik bu şekilde çok fazla maçlar kaybettiği için bu bir şartlı reflekse de dönüşmüş durumda ve bütün bunların neticesinde takım halinde evham dolu panikatak yaşıyorlar.
Aykut Kocaman ikinci yarılarda dakikası dakikasına artık bütün futbol dünyamızın ezberlediği değişikliklerini yapıyor; ezberini hiç bozmuyor.
Ne diyeceğin belliyse karşındakinin her zaman verecek bir cevabı olur.
Fenerbahçe de sezonun ilk yarısının sonlarına doğru böyle bir takıma dönüştü işte.
İlk yarıda yaptığı paslarla ligimizin standardının üzerine çıkarken, ikinci yarıdaki görüntüsüyle büyük bir çelişki yaratan Fenerbahçe’nin çok ciddi bir teknik sorunu olduğu ortadadır.
Emenike İstanbul’da oynar mı?
Emenike çok güçlü bir futbolcu ve İstanbul takımlarının iştahını kabartıyor. Ancak şunu bir kere daha unutmamak gerekiyor ki attığı gol tipik bir kontra atak hücumu sonucudur. Büyük takımların hiçbiri genelde böyle pozisyonlar yakalayamıyor. Çünkü rakipleri her zaman oyunu geride kabulleniyor. Baskı altında da mücadeleci, ayakta kalan bir yapısı olsa da sanki dağıtıcı santrafor özelliklerini yansıtamazmış gibi görünüyor. Bu nedenle onu Fenerbahçe karşısında ne oynadığıyla ile değil de Karabükspor’a denk olan takımlara karşı nasıl bir futbolcu olduğuyla değerlendirmek gerekir.