Fenerbahçe Ülker geçen sezona ait kadrosundaki yabancıların önemli bir bölümünü gönderip yenilerini getirdi.
Gist, Jarrells, Sefolosha, Bogdanoviç takımın yeni oyuncuları olurken, geçen sene koca bir sezonu sakat geçiren Vidmar’ı da aslında bu taze ekibin içine dâhil edebiliriz.
Kadro bu kadar değişince takım içindeki uyum zaman alacaktır.
Zaten dün İspanyol ekibi Caja Laboral karşısında en önemli sorun bu oldu. Fenerbahçe Ülker maç boyunca sadece 5 asistte kalırken; rakibi 14 asist yaptı ki geçen sezon sadece Preldzic tek başına o sayıya ulaşabiliyordu.
Maç boyunca sürekli birbirini arayan basketbolcuların mücadelesini izledik. Takım oyununa yatkın basketbolcular çok etkisiz kalıp, kendilerini gösteremezken, daha çok bireysel direnişin temsilcileri katkı yaptı.
Ukiç tek başına bir takım zaten. Oyunda kaldığı süre boyunca her anlamda katkıda bulundu. Ancak en kritik atışı kullanmaktan kaçındı.
Ömer Onan, her sezona aynı istikrarlı tempoda başlıyor ve bitiriyor. 16 sayı ile en çok sayı atan oyuncumuz olurken 9’da 9 ile tüm serbest atışları basket yaparak kırılma anlarında takımın maçın içinde kalmasını sağladı.
Oğuz Savaş, Avrupa Şampiyonasından bu yana formsuzluğunu devam ettiriyor. Çok faullü oynuyor, hazır değil.
Kaya Peker’in de etkisini izlemek için oldukça çaba harcamak gerekiyor.
Emir ikili oyunları çok seven bir oyuncu ancak dün kendi dilinden anlayan oyuncu bulamadı. Biraz daha etkili olsa Fenerbahçe Ülker bu maçı kazanmıştı.
Gelelim yenilere…
Bogdanoviç dün kötü günündeydi ancak kariyeri tartışılmaz, zaten Cumhurbaşkanlığı Kupası maçının Fenerbahçe adına en iyilerinden biri olarak kalitesini göstermişti.
Sefolosha bir Kinsey olur mu? Kısa süreli parlayan oyunlarına karşın istikrarlı bir oyuncu olacağının sinyallerini veremedi. Maçın son hücumlarından birinde kaçırdığı iki serbest atış ise bu maçın kaybedilmesinin nedenlerinden biri sayılabilir.
Jarrells, bir oyun kurucu olarak doğru bir tercih mi olmuş, gerçekten fazlasıyla tartışılacaktır. Özelliklerinin Euroleague’e uygun olup olmadığını bu maçta anlamak mümkün değildi.
Ve Gist… Eğer uyum sürecini kısa sürede tamamlayabilirse yararlı bir oyuncu olarak göze çarpıyor. Dün takıma sayı ve ribauntlarıyla katkı yaptı.
Klasik takım dizilişine yakın bir tertiple çok iyi başladığı ve 20-12 önde tamamladığı birinci periyodun sonrasında daha çok yeni oyuncularıyla kurulu bir takımla mücadele etmeyi tercih eden Fenerbahçe Ülker kötü hücum organizasyonları ve kolay sayılarla aradaki farkın kapanmasına neden oldu.
Bu periyodu 22-16 geride tamamlarken soyunma odasına 36-34 önde gidiyordu.
Üçüncü periyot tam bir hayal kırıklığı oldu. Adam adama savunma ile durdurmaya çalıştığı rakibin pota altından bulduğu smaç basketler maçın genel seyrini Caja Laboral lehine çevirdi. Oyunun bu bölümlerinde alan savunmasına geçip en azından kolay sayıları engelleyebilirdi Spahija.
İspanyol ekip Prigioni ile asist bulurken Bjelica, Seraphin ve Teletoviç ile maçı kazanacak sayılar üretti.
Bütün olumsuzluklara rağmen bu maçı kazanabilecek ya da en azından bir beş dakika uzatabilecek fırsatlar yakalandı. Birinde Sefolosha iki serbest atışı kaçırdı, diğerindeyse son saniyedeki hücumda top önce Ukiç’in sonra da Ömer Onan’ın boş durumda eline gelmesine karşın, Ukiç atış yapmaktan kaçındı, Ömer’in atışı da potanın resmen içinden çıktı.
Böylece Euroleague’e kötü bir başlangıç yapılmış oldu.
Fenerbahçe Ülker’in zamana ihtiyacı olduğu kesin. Ancak bu süre Euroleague’e yeter mi izleyerek göreceğiz.
http://twitter.com/uzaygokerman