Aslında bu serinin genel şekli ilk karşılaşmada çizilmişti. Galatasaray CC üst düzeyde bir alan savunmasıyla rakibini durduracak ve onu boyalı alana sokmadan dış şutlara zorlayacak, mümkün olduğunca iki sayılık atışlara izin verilmeyecek, Banvit’in dış şut isabet başarısına göre de taktiğin seyrine bakılacaktı.
Oktay Mahmudi’nin tahtaya çizdiği bu şablonu oyuncular sahada kusursuz yerine getirince Banvit de buna karşılık veremeyince ilk maç beklendiğinden kolay geçti. İkinci maçta aynı taktikle devam edilmesine karşın 4/5’lik 3 sayılık isabetle Dixon devreye girdi. Davis de iki sayılık atışlarda yüksek bir isabet yakalayıp, az da olsa Galatasaray CC’ın üzerindeki rahatlık da buna eklendiğinde seride eşitlik geldi.
Dünkü randevuda ise takımlar ilk maçtaki düzenlerine ve görüntülerine geri döndüler.
Galatasaray CC hızlı hücumlarla rakip alana geçip boyalı alanda kolay basketler bulurken ilk devre Johnson, ikinci devre de Shumpert’ın etkili şutlarıyla farkı hep beş sayının üzerinde tutmayı başardı.
Ancak bu sefer Banvit ev sahibi takımın taraftarının etkili desteğine karşın oyundan hiç düşmedi. Belki rakibini yakalama güçlük çekti, bir şekilde direndi, zor tercihler kullandı ve bunları basketle sonuçlandırdı.
Banvit’i Galatasaray CC karşısında zor duruma düşüren şeyse inanılmaz bir 3 sayı atış isabetsizliği oldu. Sarı kırmızılı ekip rakibini yine içeri sokmadı, müthiş alan savunmasını önde ikili sıkıştırmalarla güçlendirdi ve Banvit’te, ilk devre Barış Ermiş (1/4), sonra Simmons (1/4) ile ancak en dramatik olanı Dixon (0/6) ile üçlük kaçırma yarışına girdiler. Maç sonunda sayısal veriler toplamda 3/19 gibi bir değer veriyordu.
Hiç kuşku yok ki Galatasaray CC savunmada bu uzun mesafeli boş şutlardan gelen topları pota altında toplayarak 24 adet ribaunt alıyor ve bunları kolay sayılara dönüştürüyordu. Banvit’in savunmada pota altında topladığı ribaunt sayısı 14’te kaldı. Toplamda da Galatasaray CC lehine 36/28 gibi bir ribaunt farkı oluştu.
Bir de bunun üzerine Tutku’nun kritik 5 adet asistini eklediğinizde maçın sonucu ortaya çıkmış oluyordu.
Ancak genel tabloya baktığımızda Galatasaray CC’ın bu maçı 4 adet fazla 3 sayılık isabetiyle kazanmış olduğunu görüyoruz bu da ilginç bir veri olarak notlarımız arasına giriyordu.
Bu maçın genel seyri ve sonucu serinin Galatasaray CC’ın üstünlüğü ile sonuçlanacağı ve Fenerbahçe Ülker’in rakibi olacağı şeklindeydi. Bu nedenle de ister istemez bu gözlemlerimiz Galatasaray CC’ın oyun tarzıyla Fenerbahçe Ülker’inkini kıyaslamak üzerine oluyordu.
Galatasaray CC’da Johnson ve Shumpert birbirlerini tamamlayan önemli oyuncular. Bu maçta çok ortalarda görünmese de etkili ve dirençli oyunu ile rakibi bozan Ermal Kurtoğlu’nu tahtaya yazmak gerekiyor. Ancak Tutku Açık isminin o tahtanın ortasında bir yere yazmak gerekiyor. Eğer Galatasaray CC finale çıkacaksa ki çok yakın duruyor o seride Tutku’nun çok önemli işler yapacağını şimdiden kestirmek mümkündür.
Futbolun bittiği şu günlerde basketbol heyecanı giderek artıyor. Dopdolu bir Haziran ayı geçireceğiz. Basketbolcular durumdan memnun mudur bilmiyorum ancak bu programı oluşturanlara geçen sene olduğu gibi buradan teşekkür ediyorum.