Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Webo atılana kadar İBB’nin takım kurgusu Galatasaray’ın bütün oyun sistemini kilitlemişti. Baros ve Elmander önceki maçlara göre fazlasıyla etkisizdi, kanatlardan top gelmediği gibi orta alanda da fazlasıyla top kayıpları yaşanıyordu.

Oyunun bu bölümünde Galatasaray kalesi birden fazla önemli tehlike atlattı.

Hiç kuşkusuz böylesine dengeli giden maçın kırılma anı Webo’nun akıl tutulması yaşadığı 41. dakikaydı; ayağının tabanı ile Semih’e yaptığı müdahale sonrasında oyun dışı kalırken İBB’nin kaderini belirliyordu.

Haberin Devamı

Galatasaray özellikle ligin ilk çeyreğinden sonra oturttuğu taktik ve daha sonra oluşturduğu kadro yapısı ile rakiplerini hataya zorlayan bir oyun oynarken ileride kazandığı toplarla kolay gole giden bir takım oldu.

Hızlı hücuma yatkın oyuncu karakteri kolayca rakip kalenin içinde çoğalırken gol vuruşu yapacak etkili ayaklar da her zaman bulunması gereken noktada olmayı becerdi.

İBB’nin 10 kişi bu Galatasaray’a direnmesi mümkün değildi.

Galatasaray’ın kadrosunun içinde Keita sağ kanatta Kazım’ın yerine oynuyor olsaydı bambaşka bir takım izleme şansımız da olurdu.

Galatasaray sadece sağ değil, sol kanat sorunu da yaşıyor.

Ancak bütün olumlu taraflarına rağmen dün oyunu çözen Emre Çolak’ın uzak mesafeli şutları oldu. Emre’yi izledikten sonra Olcan Adın’ın neden alınmadığı ile ilgili soruya daha kolay cevap verilebilir sanırım. Bir takım içinde aynı oyun karakterine ve fiziki yapıya sahip iki oyuncu bulunması kadar lüks bir şey olmasa gerek.

Emre gollerini attıktan sonra çok daha kendine güvenen bir futbolcuya dönüştü. Son yirmi dakikalık bölümde Galatasaray’ın ilerideki atak organizasyonlarını serbest oyun düzeni ile Emre Çolak kurdu.

Genç oyuncu oynayarak kendine geliyor, güven kazanıyor. Emre Çolak, Semih Kaya gibi gençler değerimizdir.

İkili santrafor kurgusu futbolumuza oldukça ters gelen bir şablondur. Genelde futbolumuz kalabalık orta saha ve ileride tek adam üzerine kurulurken Galatasaray’ın farklı bir şey deniyor olduğunu ve bunda da başarı sağladığını izliyoruz. Takımın bütünü formda olduğu, çok koştuğu sürece bu dizilişin etkisi sürecektir.

Haberin Devamı

Elmander-Baros ikilisinde göze çarpan olumlu görüntülerden bir tanesinin özellikle Elmander’in paylaşımcı bir oyun tarzını belirlemiş olmasıdır. Baros daha bencilken; Kazım ekstra bireysel oynamayı seviyor.

Webo’nun oyunda kaldığı süre boyunca Selçuk ileri fazla çıkamazken muhtemelen birçok Galatasaraylı taraftarı da belirleyici futbol oynamadığı için rahatsız etmiş olmalıdır. Attığı golde sadece ustalık değil; taktiksel bakımdan Galatasaray’ı özetleyen bir bütünlük vardı. Taç çizgisine yakın bir bölgede yüksek top çalımı ile rakibi eksiltip, önünü boşalttıktan sonra düzgün ve akıl dolu bir şutla golünü attı.

Dünkü farklı skorda İBB’nin eksik kalmasının büyük önemi vardı; bir pozisyonda yardımcı hakem ofsaydı kaçırdı ancak bütün bunlar Galatasaray’ın oynadığı oyunu görmemizi engellememelidir. Galatasaray formda ve kaliteli oyuncularıyla fark yaratıyor.

Hakem hatalarına bu pencerenin içinden bakmayı öğrenebildiğimiz sürece aklımız başka taraflara gitmez. Çünkü hakemler başlı başına sorun ve içlerinde ne olup bittiğini bilmiyorum ama seviyeleri de bu kadar. Mesele takımlarımızın ne yapıyor olduğu, nasıl oynadıklarıdır.

Haberin Devamı

Webo’ya gösterdiği direkt kırmızı kartı tartışabiliriz; başka emsallerle kıyaslayabiliriz. Ancak bu kendi içinde bir anlam ifade edebilmesi için Halis Özkahya’nın bu maçta standardını yakalayıp yakalamadığını sorgulamamız gerekiyor ki ne yazık ki benzer pozisyonlarda çok sert fauller olmasına karşın kart bile çıkarmadığını gördük.

Arif Erdem için erken bir görüş bildireceğim; Abdullah Avcı’dan sonra teknik direktörlük vizyonunu taşıyamadığına şahit olduk. Yenilmiş takımın teknik adamının bir ağırlığı olmalıdır.

http://twitter.com/uzaygokerman