Trabzonspor ligin ikinci haftasında Fenerbahçe’yi ağırladı, 3-2; sonra sıra yedinci hafta Beşiktaş’a geldi, 1-0 ve on birinci haftada üç büyüklerin son temsilcisi Galatasaray geldi Avni Aker’e, 2-0…
Üçte üç yaparak üç büyüklerden 9 puan aldı. Bu bile liderlik için hak edilmiş bir şeydir.
Ve Trabzonspor Beşiktaş serisi ile başlayan beş haftalık üç puan serisine Galatasaray’ı da ekleyerek, aynı süreçte toplamda tek galibiyet ve dört beraberlikle ciddi bir düşüş içine girmiş olan Bursaspor’dan liderliği almış oldu.
Galatasaray da Fenerbahçe ile başlayan yalancı baharını yurdumuzun girdiği pastırma yazıyla sonlandırmış, bu yenilgi ile yeni lider Trabzonspor’un 10 puan gerisine düşmüş oldu.
Hagi’nin takıma ne vereceğini ancak gelecek sene bu zamanlarda tartabileceğiz, aynen Şenol Güneş’in bugünlere getirdiği Trabzonspor’u gibi; tabii ona bir hareket alanı bırakılabilirse.
Görünen o ki Galatasaray’da değişen hiçbir şey yok. Çünkü kadro kalitesi daha fazlasına asla izin vermiyor.
Misimoviç, Elano, Pino Trabzonspor gibi yüksek fizik gücüne sahip bir takım karşısında hiçbir varlık gösteremediler. Dikkat edilirse bu maçta Ayhan, Cana, Barış, Insua, Sabri gibi oyuncuları biraz daha ön plana çıktı. Golü yedikten sonra Pino’nun saç baş yolduran o ıskasının peşinden çaresizce Servet’in santrafor bölgesine gönderilmesi ise Galatasaray gibi bir takımın içinde bulunduğu aczin itirafından başka bir şey değildi.
Böylesi bir hamlenin şu an Türkiye’de bir başka takımda yaşanmış örneği var mıdır?
1996’da kendi eliyle rakibine şampiyonluğu teslim eden tecrübesiz Şenol Güneş’ten başka bir teknik adam var artık Trabzonspor’un başında. Eskiden olsa Galatasaray bu maçı öyle böyle bir gol bulur kazanırdı. Çünkü Trabzonspor gerisini düşünmeden saldırır, Galatasaray da rakibinin açıklarını kollar, işi bitirirdi. Oysa maç hiç de öyle oynanmadı. Kontrol hep Trabzonspor’da olmakla birlikte Şenol Güneş öldürücü darbeyi vurmak için ağını ağır ağır ördü. Bir anlamda Galatasaray’ı bu maçın berabere bitebileceğine ikna etti, uyuttu. Sanki iki hafta önceki Fenerbahçe karşılaşmasının bir benzeri oynanıyordu sahada…
67. dakikadaki Yattara hamlesi Galatasaray’ın zayıf bölgesi sol taraftan bitirici vuruşu yapmak için yapılmıştı. Bu hamle oyunun son saniyelerinde işe yaradı. Birinci gole Servet’in bir adım eksik kalması ve Engin’in vücut çalımına ayak uyduramaması neden oldu. Servet’in peşinde tecrübesiz Ufuk da kalesinden çıkıp Engin’e doğru hamle yapınca Umut hayatının en kolay gollerinden birini boş kaleye göndererek attı.
Galatasaray yaklaşık bir senedir santrforsuz oynamanın sıkıntısını Trabzonspor karşısında da yaşadı. Bu ne Rijkaard’ın ne de yeni gelen Hagi’nin sorunuydu. Koskoca Galatasaray kulübünü yönetenlerin geçen seneden ders almamış olmasının acı sonucuydu. Pino’nun Fenerbahçe karşısındaki etkili oyununun bir yanılsamadan ibaret olduğunu bütün Türkiye ile birlikte Hagi de görmüş olmalıdır ki son on dakika oraya golde hatası bulunan Servet’i gönderdi.
Son yılların en kötü sezon başlangıcını yapan Galatasaray tekrardan Rijkaard’ın bıraktığı yere geri dönmüş oldu.
10 puanlık farkların kapanarak şampiyonlukların yaşandığı dönemleri olmuştu Galatasaray’ın; ancak bu takımın böylesi bir geri dönüşü yaşatmaktan çok uzak olduğu da bir gerçektir. Üstelik ortada Trabzonspor gibi ciddi bir rakip varken 11 maçta 5 yenilgi yani her iki maçtan birini kaybeden bir takıma dönüşmüş Galatasaray’ın lige tekrardan ortak olacağı yönünde de umut ışığı görünmemektedir. Galatasaray’ın önümüzdeki haftalarda karşılaşacağı Kayserispor ve Beşiktaş maçları bu sezonun onlar açısından kaderini belirleyecektir.
Sn. Adnan Polat’ı Ocak ayındaki transfer döneminde büyük bir mesai beklemektedir. Yoksa şimdiden yeni stadyumunda boş tribünlere oynayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.
Trabzonspor her hafta biraz daha olgunlaşan bir takım oluyor. Çok etkili bir sağ kanadı var. Umut Bulut’un son haftalarda form kazanmış olması ciddi bir farklılık yaratıyor. Geçen sene sürekli açıklar vererek kolay gol yiyen defansı da oturmuş durumda, açık vermiyor.
Üstelik haftaya oynayacağı final niteliğindeki Bursaspor maçını tamamladıktan sonra üst düzeyde karşılaşacağı bir takım kalmamış oluyor ki bu ligin ilk yarısını lider tamamlaması için çok büyük bir avantaj yaratıyor.
Trabzonspor’un değişen taraftar profili de takımı şampiyonluğa hazırlar niteliktedir.
Şimdi moda Avni Aker'de maç izleyip, kol bastı oynamaktır!