- Ülkemizde ortalama bir meslek sahibi mimar, mühendis, doktor ayda ne kadar kazanıyor?
Bununla ilgili olarak net bir değer verebilmek mümkün değil ki... Üniversite mezunu bir kişinin 2.500 TL ile kariyerine ve pozisyonuna göre 7.500 TL arasında bir ücret aldığını söyleyebiliriz. Ancak bu kişi devlet memuruysa bu rakamlar söz konusu bile olamaz.
- Kendimizi kasmadan şöyle rahat bir hesap yapsak, hani sosyal sorunlardan uzakmışız gibi…
O zaman ortalama 5.000 TL/ay aradığın şeye en uygun değer olur.
- Güzel. Demek ki ülkemizde standartları yükseltiyoruz. Yılda 60.000 TL’lik bir gelirden söz ediyoruz. Yaklaşık 41.300 $’a karşılık geliyor. Böyle ortalama bir gelir olmadığını çok iyi biliyoruz, ancak bizim konumuz sporu yakından takip eden, evinde futbol kanalı olan hatta maçlara kombine ile giden taraftar profiline ulaşmaya çalışıyoruz.
Çok iyimser bir yaklaşım oldu.
- Olsun varsın. Biraz sonra yıllık geliri neden bu kadar yükseltiyor olduğum daha iyi anlaşılacaktır.
Peki, seni izliyorum.
- Yıllık kazancı 60.000 TL olan bir sporsever hayatı boyunca ne kadar bir gelir sahibi olabilir?
Bu da çok göreceli bir hesap olacaktır. Çağımızda emeklilik yaşının yükseldiğini göz önünde bulundurur, gelir süresinin de 40 yıl olduğunu varsayarsak yaklaşık olarak 2.400.000 TL olacağını söyleyebiliriz.
- Bence çok yuvarlak ancak güzel bir sayı elde ettik.
Nereye varacağımız konusunda en ufak bir fikir gelmiyor aklıma?
- Sabırlı ol. Sen evinde televizyondan maçları izleyebiliyor musun?
Evet; yayın ihalesini alan televizyon kanalı ile yeni sözleşme yaptım. Maçları ayda 39 TL.’ye izleyebiliyorum.
- Demek ki; yılda 468 TL ödüyorsun. Bütün ömrüne yayarsak, 40 yılda 18.720 TL yapar. Yani ömrün boyunca yaptığın kazancın %0,78’ini bu maç yayınlarına veriyorsun.
Senin de bildiğim kadarıyla kombine biletin var değil mi?
- Evet, yıllık 1.500 TL ödüyorum. Aslında sahaya biraz daha yakın olmak istiyorum ancak o koltukların fiyatı 2.500 TL’ye çıkıyor.
O zaman sen de 40 yılda 50.000 TL ödeyeceksin. Bu da… Ooo! Oldukça yüksek bir oran; %2,1’e yaklaşıyor.
- Evet, hayatım boyunca kazandığım paranın %2,1’ni gönül verdiğim takımın maçlarını stadyumdan izlemek için ödüyorum.
Çok büyük bir rakam bu!
- Peki, bizim 7 numaralı oyuncu yılda ne kadar kazanıyor, biliyor musun?
Ondan daha fazla kananlar var ama…
- Boş ver onları, 7 numara takımın vasat oyuncusu…
Haziran ayında 1.200.000 €’luk sözleşme imzaladığını okumuştum.
- Yani bizim 40 yılda ortalama haftada 50 saat, ayda 26 gün çalışarak kazandığımızı neredeyse 1 yılda elde ediyor.
Sen inşaat mühendisiydin değil mi?
- Evet, hatta sizin takım kaptanının evini biz yaptık. Ancak evi teslim edene kadar anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi.
Hayrola?
- Bir türlü evi beğendiremedik hanımefendiye. Öylesine detaycı ki, inanamazsın.
Beklentileri yüksek bir aile demek ki?
- Kaptan da öyle… Evin içine asansör istedi. Bir de asansörün katlar arasındaki hızını da olmayacak bir değerde inat etti. Bütün standartları alt üst etti. Eşi de ayrı bir alem… Yerdeki karoları teker teker kontrol etti. En küçük aks kaymasını bile düzelttirdi bize.
Para kazandınız mı bari?
- Valla, işi teslim edelim de kurtulalım diye kârına zararına bakmadık.
Sizin kaptan bu aralar biraz formsuz galiba?
- Bu aralar gazeteciler çok üzerine gidiyormuş. Biraz morali bozulmuş.
Kolay değil elbette. Bu yorumcuların da ayarı yok ki kardeşim, adamları rahat bırakmıyorlar.
- Sen iş buldun mu?
Piyasa çok kötü. Fiyatlar sürekli düşüyor. Bilmiyorum nasıl geçineceğiz? Geçenlerde bir şantiyede iş görüşmesi yaptım. Kriz yüzünden maaşları düşürmüşler. Bir de iş sonuna kadar üç yıl artış yok diyorlar.
- Ancak televizyon kanalı ile sözleşmeni yenilememişsin bakıyorum.
Futbolu çok seviyorum. Ne yapayım. Başka yerden kısıp oraya veriyorum.
- Öyle tabii, ben de kombinemi yeniledim zaten; kulüp de her sene biraz zam yapıyor. Ancak elimiz mahkum alıyoruz.
Sahi biz niye bu kadar hesap yaptık?
- Boş ver. Ben vazgeçtim hesaptan.