Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Süper Ligimizde futbolu bütün yönleriyle oynamayı başarabilen takım, lider dahil yok. Sezonunun en çok merak edilen ve belki de hücum anlamında en doğru işleri yapan takımı Beşiktaş’ın Olimpiyat Stadyumu’nda yaşadığı çelişkiler bize bu gerçeği bir kere daha göstermiş oldu.

Çok ilginçtir, Schuster bu kadroyu İspanya’da kurmuş ve La Liga’da mücadele ediyor olsaydı muhtemelen böylesi sorunlarla daha az karşılaşacaktı. Fakat Türkiye’nin temel farklılıkları bu insanlar üzerinde çok önemli sıkıntılar yaşatıyor. Hele Schuster gibi biraz da aykırı kişiliğiniz varsa işiniz çok daha zorlaşıyor.

Haberin Devamı

Zico’nun geldiği ilk sezonda Fenerbahçe ofansif ağırlıklı çift forvetli bir oyun kurgusuyla oynamaya çalışmış ancak kısa sürede ibre başarısızlık yönüne dönmüştü. Zico bu durumu Avrupa Ligi’nde oynadığı Newcastle United maçında denediği ön liberolu sistemle aşmış, Fenerbahçe’yi şampiyonluğa götüren süreci başlatmıştı.

Zico pragmatist bir teknik adamdı ve oyun düzeninde düşüncelerinden taviz vermek pahasına revizyon yapmaktan kaçınmamıştır. Onun bu duruşu Azizsiline etkisiyle açıklanacaktır.

Oysa Schuster geldiği ilk günden bu yana oyun planını taraftarını zevkten dört köşe yapacak kadar baskılı ve ofansif oynatmak üzerine inşa etmişti. Bu zayıf takımlara karşı açık farka dönüşürken Abdullah Avcı gibi futbol düşüncesini rakibinin oyununu bozmak ve hızlı hücumlarla gol arama üzerine kurmuş teknik adamların takımları karşısında zorlanmış hatta fiyasko ile sonuçlanmıştır. Üstelik Abdullah Avcı bunu altı ay ara ile iki defa gerçekleştirmeyi becerecek kadar istikrar sağlamıştır.

Demek ki hücum futbolu başarı ile bire bir denklik kuramamaktadır.

Pazar günü Beşiktaş’ın ortaya koyduğu futbola bakıp “böyle oynasın isterse yenilsin” şeklinde fazlasıyla romantik yaklaşımları takip ettik. Eğer bu düşünce insanları mutlu etmiş olsaydı Schuster büyük bir olasılıkla sahadan atılmazdı. Profesyonel futbol bir sonuç oyunudur. Puan iyi futbolun her zaman önündedir.

Ligin ilk yarısında İnönü’de oynanan karşılaşmayı izlemiş olanlar İBB’nin 12-13 tane ofsayt pozisyonuna düşmüş olduğunu hatırlayacaklardır. Avcı o karşılaşmayı kazanmış olmasına karşın iki gün önceki maçta daha az ofsayda düşecek şekilde oynamayı da başarabilmiştir. Üstelik Beşiktaş yine aynı taktiği bu sefer zorunlu olarak uygulamış olsa da. Schuster ilk yarıda kaybettiği rakibine karşı farklı oyuncularla yine aynı şekilde oynamış, sonuç değişmemiştir.

Haberin Devamı

Kuşkusuz arzularımızın, isteklerimizin, rüyalarımızın gerçekleşmesi bizi en fazla mutlu edecek tatmin araçlarımızdır. Fakat bir de hayatın bize öğretmesi gereken, acı gerçekleri de vardır.

Fenerbahçe Trabzonspor’u orta sahadaki üstünlüğü ile geçmeyi başarmıştır. Rakibin bu bölgeden kendi sahasına doğru gelişen ataklarını ön libero dediğimiz oyuncularıyla durdurmuştur.

Beşiktaş’ta bu bölgede sadece Aurelio oynarken, Portekizli oyuncular sadece oyunun hücum kısmında rol almak istemektedir. Öyle olunca da çok geniş bir bölge tek bir futbolcunun sorumluluğuna bırakılmaktadır. Son karşılaşmada Aurelio’nun da fazla yüklenme nedeniyle şalteri atmıştır.

Haberin Devamı

Kuşkusuz sorunlar sadece bu bölge ile sınırlı da değildir. Beşiktaş atağa kalkarken bazen defansın sağında ve solundaki oyuncular ileri çıktığından stoperler orta sahaya yaklaştığından geride kaleci ile defans bloğu arasında önemli bir boşluk kalmaktadır. Bu boşluğa doğru top atıp koşu yapan takımlar Beşiktaş kalecisi ile karşı karşıya kalabilmektedir.

Ayrıca Beşiktaş’ın kalesinin de sorunsuz olduğunu söylemek kolay değildir.

Yukarıda saydığımız gerçekler geçen sene Galatasaray’ın ve Rijkaard’ın uğraştığı sorunlardı. Rijkaard’ın hep olmayan bir B Planında söz ettik durduk. Kısa süre sonra Rijkaard kendi oyun felsefesinden tavizler vermeye başladı. Takımın kimyası peş peşe gelen sakatlıklarla tamamen bozuldu.

Schuster’e kim nasıl anlatır bunu bilemiyorum ancak son on yıl içinde üç büyük takımı çalıştıran teknik adamların tecrübelerinden söz etmek, paylaşmak gerekir diye düşünüyorum.

Schuster kendi oyun felsefesinden büyük tavizler vermeden bir B Planı yaratabileceğine inanıyorum. Ayrıca bütün şartlar bunu zorunlu hale de getiriyor.

Şu unutulmamalıdır ki Schuster zor olanı denemektedir. Kolay olan oynatmamak üzerine defansif bir futbol kurgusu yapmaktır. Mustafa Denizli bu anlayışla Beşiktaş'ı şampiyon yapmadı mı?

http://twitter.com/uzaygokerman