Siyaset ‘15 Temmuz’un arkasındakiler bizi istemiyor’

‘15 Temmuz’un arkasındakiler bizi istemiyor’

16.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’nin Suriye’deki operasyonunu önlemek isteyenlerin ve Musul operasyonunun dışında tutmak için yırtınanların 15 Temmuz’un arkasındaki güçler olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Musul’un terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyiz” dedi. Erdoğan Irak Başbakanı Abadi’yi de sert ifadelerle uyardı

‘15 Temmuz’un  arkasındakiler bizi istemiyor’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Başika üssünün yerinde duracağını belirterek, “Çünkü Başika aynı zamanda Türkiye’ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır” dedi. “Türkiye’nin Suriye’de başlattığı operasyonu önlemek isteyenlerin, 15 Temmuz’un arkasında olmadığını söyleyenin ya dünyadan haberi yoktur ya da bizzat kendisi de bu işin içindedir” diyen Erdoğan aynı şekilde Başika’daki Türk askerinden rahatsız olanlar ile ülkemizi Musul operasyonunun dışında tutmak için yırtınanların da 15 Temmuz’la ilgileri olduğunu vurguladı. Irak Başbakanı Abadi’ye sert çıkan Erdoğan, “Hangi üst akıl sana talimat verdi de havan değişti” dedi. Erdoğan Ezidileri de terör örgütleriyle işbirliği yapmamaları konusunda uyardı.
Erdoğan Konya’dan önceki gece geldiği baba ocağı Rize’de dün katıldığı toplu açılış töreninde “Başkan Erdoğan” sloğanları altında şu mesajları verdi:
MİLLETİN AKLIYLA ALAY ETMEYİN: Türkiye’nin Suriye’de başlattığı operasyonu önlemek isteyenlerin, 15 Temmuz’un arkasında olmadığını söyleyenin ya dünyadan haberi yoktur ya da kendisi de bu işin içindedir. Başika’da Türk askerinden rahatsız olanlarla, ülkemizi Musul operasyonu dışında tutmak için yırtınanlarla, 15 Temmuz’un ilgisi yok demek, milletin aklıyla alay etmek demektir. Bunu biz yutmayacağız.
GÜVENLİ BÖLGE İLAN EDECEĞİZ: Şimdi ılımlı muhaliflerle beraber Cerablus’a girdik, arkadan Rai’ye girdik. Şimdi Dabık’a ilerliyoruz. Orada 5 bin kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış güvenli bölge olarak ilan edeceğiz. Ülkemizde 3 milyon mülteci var. Onlara yer hazırlayalım. Onlar topraklarına dönsünler.
MUSUL’A MÜSAADE ETMEYİZ: Teklifimizi koalisyon güçlerine yaptık. Şu anda Suriye’de beraber yürüyoruz. Fakat rahat durmuyorlar ki, şimdi Irak’ta başladılar. Şimdi ‘Musul’u alacağız’ diyorlar. Kusura bakmayın. Musul’un ne DEAŞ terör örgütüne ne de başka terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyiz. Diyorlar ki Irak merkezi yönetiminin buna müsaade etmesi lazım. Irak merkezi yönetimi önce başının çaresine baksın. Bugüne kadar DEAŞ’ı niye Irak’a, Musul’a soktu. Neredeyse Bağdat’a girecek DEAŞ terör örgütü. Nerdesin, ey Irak’ın merkezi yönetimi. Biz koalisyon güçleriyle beraber DEAŞ terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı orada mücadeleye varız. Başika üssümüz konusunda kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır. Çünkü Başika aynı zamanda Türkiye’ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır.
KURU SIKI ATMA: Irak merkezi yönetimi beni ziyaret geldiği zaman ey başkan İbadi böyle konuşmuyordun. Bizden orada üs kurulmasını isteyen sendin. Senin savunma bakanların orayI ziyaret etti. Şimdi ne oldu da değiştin? Hangi üst akıl sana bir talimat verdi de havan değişti? Öyle bize kuru sıkı atmaya kalkma. Meydan okumaya kalkma. Bu yol farklı bir yol. Biz kendimizi bu yola farklı adamışız. Gerekli görüşmeleri yapıyoruz. Eğer Irak merkezi yönetimi samimiyetini korursa bizden samimiyet görür. Eğer samimi davranmazsa, bizim Irak halkıyla sorunumuz yok, ama bu yönetim mantığıyla sorunumuz var.
EZİDİLERİ UYARDI: Kuzey Irak yerel yönetimiyle dayanışma içindeyiz. Biz orada Arap, Türkmen, Kürt kardeşlerimizle dayanışma içinde bunu yürüteceğiz. Ezidiler, bakın teröristlerle işbirliği yapmayın. Ülkemde bu kadar Ezidi’yi kamplarda biz besliyoruz. Kapımızı biz size açtık. Hıristiyan demedik, ayrım yapmadık. Kapımızı açtık ama şimdi bazı yanlış oyunların içine giriyorsunuz. Bu yanlış oyunlar size kâr getirmez, zarar getirir.
‘Korkakların şanı kaçmaktır’
Ey Feto, Pensilvanya’dan sen burayı bu şekilde yönetemeyeceksin. Korkaklık senin şanındadır. Eğer sende zerre kadar yiğitlik varsa dön gel ülkene. Gel, gidip de Amerika’ya sığınma. Gel buraya o zaman. Gel burada yargılan. Gelemez. Niye? Korkakların şanı kaçmaktır, kaçmak. Korkaklar zafer takı dikemez. Onu yiğitler diker. İşte onu sizler diktiniz, dikiyorsunuz. Zafer anıtların Allah’ın izniyle bu millet dikti, dikiyor. FETÖ’nün ülkemizde hiçbir legal imkanı, yolu, yöntemi istismar etmesine izin vermeyeceğiz. FETÖ, PKK, DAEŞ, DHKP gibi bir terör örgütüdür. Kendini bu örgütün mensubu olarak gören herkes de terör örgütü üyeliği sıfatını kabul ediyor demektir. 15 Temmuz sadece FETÖ teröründen ibaret değildir. Şayet o gece darbeciler başarılı olmuş olsaydı, sadece demokrasimiz rafa kaldırılmış olmayacaktı. Türkiye, tarihinin en ciddi işgal tehdidiyle karşı karşıya kalacaktı.
KAÇTIKLARI YERİN VATANDAŞI OLSUNLAR: (FETO gelecek hesap verecek sloganları üzerine) ‘İnlerine gireceğiz’ dedik. ‘Onlar kaçacak biz kovalayacağız’ dedik. Kovalıyor muyuz? Kaçıyorlar mı? Nereye kaçarlarsa kaçsınlar. Şimdi kaçtıkları yerin vatandaşı olsunlar. Artık onlar bu milletin vatandaşı olarak anılmayacaklar.
Rize ve Artvin’e havalimanı müjdesi
Erdoğan, konuşmasında havalimanıyla ilgili müjde de vererek, “Havalimanımızın inşasıyla ilgili müjdeyi burada veriyorum. İnşallah 2 Kasım’da ihale dosyalarını alıyoruz ve değerlendirme aşamasına geçiyoruz. Yıl sonuna kadar da müteahhit firmayı belirliyoruz. Rize’mize, Artvin’imize hayırlı olsun. Bundan sonra da bu projeyi adım adım takip edeceğim” dedi.
Olsan ne yazar olmasan ne yazar!
Cumhurbaşkanı olarak Yenikapı buluşmasını biz düzenledik. İktidar partisini davet ettik, tereddüt etmeden evet dediler. Sayın Bahçeli’yi davet ettik, tereddüt etmeden evet dediler. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu önce hayır dedi. Sonra ne oldu ne bitti, son günden bir gün önceydi, oradan da olumlu cevap geldi. Peki ne oldu? Önce memnun olduklarını söylediler. Ama son zamanda başladılar ‘biz böyle bir Yenikapı ruhundan yana değiliz’. Ya olsan ne yazar olmasan ne yazar! Senin olup olmaman bir şeyi değiştirmez. Oradaki 5 milyon ne diyor bizim için o önemli.
MAĞDURİYET YANITI: 15 Temmuz ile hesaplaşmak demek, bu darbe girişimini yürüten örgütün tüm mensuplarını kamudan, iş dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından, her yerden kazıyıp atmak demektir. Bazıları diyor ki bu mağduriyetlere sebep olmuyor mu? Benim 241 şehidim ve ailesi mağdur değil mi? Benim 2 bin 194 gazimin ailesi, gazilerimiz, onlar mağdur değil mi? Onları savunmayacaksın, hala bize 15 Temmuz’u yaşatanları mağdur diye göstereceksiniz. Kusura bakmayın, biz adaletimizin gereğini yargıyla beraber yapıyoruz ve yapacağız.