‘Alman derin devleti Türklere baskı yapıyor’

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nde Milliyet’in sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, Almanya’daki Türklerin durumuna ilişkin şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve Almanya vatandaşlığına geçmiş kardeşlerimize yönelik sistematik bir baskı var. Çocukların istenmeyen ailelerin yanına verilmesinden tutun da Türkçe’ye kadar. Ayrıca oradaki Türk çocukları kendi ülkesinden utansın diye de müfredatla ilgili değişik manevralar var. Bu yöntem entegrasyon değildir... Entegrasyon çok başka bir şeydir. Herkesin kendi dilini, dinini, kültürünü koruyarak o ülkeye veya o şehre uyum sağlaması demektir. O ülkenin dilini de öğrenirsin. Biz bunu teşvik ediyoruz. Bu casusluk suçlaması da esasen burada yaşayan Türkler ve Türklere hizmet edenleri sindirme, caydırma taktiğidir. Biz bunu çok iyi görüyoruz.”

‘Terörist gönderiyor’

Almanya’yı öncelikle ülkesindeki teröristlerin para toplama, uyuşturucu kaçakçılığı gibi faaliyetleri durdurmaya çağıran Çavuşoğlu, “Oradan (Almanya’dan) Türkiye’ye terörist de gönderiyorlar. Kandil’e de gönderiyorlar” açıklaması yaptı.

Kandil’deki PKK’lı teröristlerin canlı yayında Almanya’ya hitap ettiğini, bunun onlara göre ‘normal ve demokrasinin gereği’ kabul edildiğini söyleyen Çavuşoğlu, buna karşılık 3.5 milyon Türk vatandaşının bulunduğu Almanya’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapması planlanan mitingin engellendiğini hatırlattı. Çavuşoğlu, “Bu engellemenin demokrasi ile ifade özgürlüğü ile ne kadar örtüştüğünü kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Fakat şunu bilsinler, bu yöntem doğru bir yöntem değil. Düşmanca hareketlerden kimse kârlı çıkmaz” dedi.

Almanya’nın Türkiye aleyhine kim varsa hepsine kucak açtığını, teröristlerin de Almanya’yı tercih ettiklerini belirten Çavuşoğlu şöyle devam etti: “En son, Almanlara da söyledim. İsviçre mahkemesi iki teröristi sınır dışı etme kararı verdi. Birisi DHKPC’li biri PKK’lı. Mahkeme kararını verir vermez, ikisi de Almanya’yı tercih etti. ‘Bu tesadüf olamaz, niye sizi tercih ediyorlar?’ dedim. Onlar ‘Haberimiz yok’ diyorlar. Demek ki Almanya, onlar için (teröristler) güvenli bir liman. Sizin kanunlarınıza bakın, diğer tüm düzenlemelerinize bakın.”

Almanya’nın ifade özgürlüğünden, demokrasiden ve insan haklarından bahsettiğini, ancak bunların sözde kaldığını savunan Çavuşoğlu eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Almanya’da iletişim özgürlüğü yok. Dışarıdan gelen tüm telefonlar dinleniyor, takip ediliyor. Bunları söyleyince de hoplayıp, zıplamaya başlıyorlar. Sen de yapıyorsun işte. Almanya’daki Türk toplumuna yönelik baskıcı, caydırıcı, sindirici adımlar atıyorsun. Biz bunu görüyoruz. Biz bunun karşılığını verdiğimiz zaman, ki her an verebiliriz. Ama biz ilişkilerimizi o noktaya getirmek istemiyoruz... O zaman başlıyorsun demokrasiden insan haklarından bahsetmeye. Önce sen bir kendine bak, kendi politikalarını gözden geçir. Ondan sonra bana ders vermeye başla. Almanya Meclisi’ndeki partilerin dostluk grubu geldi, onlara da söyledim. Bir kısmı PKK’yı terör listesinden çıkarmaya çalışıyor. Niye çıkarıyorsunuz diye soruyoruz? Bir PKK Türkiye karşıtı, iki ideolojisi benim sevdiğim ideoloji. Herkes kendi ideolojisindeki teröristi desteklemeye kalkarsa, o zaman vay dünyanın haline.”

‘Siz çözüm istemiyorsanız biz bu işi bitiririz’

Kıbrıs’taki süreçle ilgili de açıklamalar yapan Çavuşoğlu, “Rum lider Nikos Anastasiadis çözüm istemiyorum diyorsa, söylesin. Bu işi bitiririz” dedi. Çavuşoğlu, düğümlenen Kıbrıs barış müzakereleriyle ilgili şöyle konuştu;

“Rum lider Anastasiadis benim kişisel dostumdur. Annan Planı’nı destekledi. Hâlâ onun arkasında saklanıyor. Onun arkasında saklanmasın, liderlik yapsın. Çözüm istediğini şimdi göstersin, cesur olsun. Siyasi kaygılarla, seçimler nedeniyle zafiyet göstermeye başladın mı ELAM gibi küçük bir parti bile senin paçandan tutar, sonra meydanlarda sürükler. Anastasiadis’i bir dost olarak uyarıyorum. Bu popülist partilerin peşine takılmasın. Anastasiadis çözüm istemiyorsa söylesin, biz bu işi bitiririz. Biz müzakereler başarısız olursa, KKTC ile birlikte oturur karar veririz. Şu anda alınmış bir karar yoktur.”