‘BES’lendikçe güçleniyoruz

Borsa İstanbul’da hisse senetleri son bir haftada ortalama yüzde 1.59 değer kaybetti. Endeks 88.947 seviyesine geriledi. Düşüşte Halkbank hisseleri öncülüğünde banka hisselerine gelen satışlar etkili oldu. Hissedeki haftalık kayıp yüzde 8.7 oldu. Aynı sürede BIST Banka Endeksi’nin değer kaybı yüzde 2.8 oranında gerçekleşti.

Gerçekleşen satışlara rağmen Borsa İstanbul’un haftayı yüzde 1.59 oranındaki değer kaybıyla tamamlaması piyasada belli bir alıcının da olduğunu gösteriyor. Düşüşün sınırlı kalmasında hem yerli kurumsal yatırımcıların hem de yabancı yatırımcıların etkisi hissediliyor. Yabancı yatırımcıların 31 Mart itibariyle Borsa İstanbul’daki payı yüzde 64.7 seviyesinde bulunuyor. Yatırım fonlarının toplam portföy büyüklüğünün yüzde 4.46’sı, Emeklilik fonlarının ise yüzde 10.9’u hisse senetlerine yönlendirildiği görülüyor. Bu durum Halkbank hisselerine gelen satışlara rağmen borsa İstanbul’daki değer kaybının sınırlı kalmasını sağladı.

Borsada kurumsal yatırımcı tabanının genişlemesi önemli. BES sistemiyle birlikte borsa daha büyük kaynak temin etme imkanına sahip olabiliyor. Bu da gerek dışarından gerekse içeriden gelebilecek şoklara karşı Borsa İstanbul’un daha güçlü bir seyir izlemesine olanak tanıyabilmekte. Borsa İstanbul’da şu anda hisse senetlerinin yüzde 80’i kurumsal yatırımcıların saklamasında bulunuyor. Hisse senetlerinin halka açık kısmının sadece yüzde 20’lik bölümü bireysel yatırımcılarda. Halkbank hisselerindeki değer kaybı hisse senetlerinin geneline yayılan ve stres yaratan bir duruma dönüşmedi. Sınırlı bir satış ile sorunun geride bırakıldığı gözleniyor.

Riskli fonlar yıldız

Yılın ilk çeyreği tamamlanırken emeklilik fonlarında öne çıkanlar da belli oldu. Değerlendirmeler ilk çeyrekte emeklilik fonlarında en fazla kazandıranların risk oranı yüksek fonlar olduğunu gösteriyor. Ancak emeklilik sürelerine az bir zaman kalanların riskli fonlara yönelmeleri olası gerçekleşecek risklerde bunu telafi edecek zamanı bırakmayacağı göz önüne alındığında sorun yaratabileceğini göz ardı etmemeli. Bu noktada emeklilik yatırımlarda emekliliğine yakın tasarruf sahiplerinden ziyade gençler daha avantajlı konumda bulunuyor. Neticede olası bir aksilikte uğranılan zararı telafi edebilecek zaman dilimi önlerinde duracaktır.

Yılın ilk çeyreğinde emeklilik fonlarının ortalama getirisi yüzde 4.55 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde hisse emeklilik fonlarının getirileri ise yüzde 14.75 oldu. Yüksek riskli katılım fonları yüzde 12.7 oranında değerlenirken yüksek riskli esnek fonların getirisi yüzde 11.9, altına yatırım yapan emeklilik fonlarının getirisi de yüzde 10.8 oranında gerçekleşti.

İlk çeyreğin gözdesi

Yılın ilk çeyreğinin gözde yatırım enstrümanı borsa oldu. Hisse senetleri ilk çeyrekte yüzde 13,83 oranında getiri elde etti. Borsayı altın izledi. Cumhuriyet altınının getirisi yüzde 11,30 oranında gerçekleşti.

Sabit getirili yatırım enstrümanları takip edildiğinde yılın ilk çeyreğinde getirilerin yüzde 2.11 ila yüzde 2.6 arasında değiştiği gözleniyor. Sabit getirili yatırım enstrümanları içerisinde özel sektör tahvilleri yüzde 2.6 ile ilk sırada gelirken onu mevduat ve repo izliyor. Sabit getirili enstrümanları tercih edenler için özel sektörw tahvilleri öncellenebilir, repo yerine mevduatı tercih etmek daha avantajlı gözükmekte.

Birikimini daha güvenli limanda tutmak isteyenler mevduat, döviz ve altın seçenekleri arasında tercihte bulunurken aynı zamanda enflasyona karşı kendilerini güvenceye almak istemekteler. Veriler mevduat yerine birikimini döviz ve altında tutanların ilk çeyrekte neredeyse iki kat fazla kazandığını gösteriyor.

Türkiye için iyi bir dönem

Gelişmekte olan ülkelerin borsaları ilk çeyrekte sermaye akımlarının etkisi ile yüzde 11 oranında değer kazandı. Aynı dönemde MSCI Avrupa Endeksi ise sadece yüzde 6.7 prim yaptı. Yine aynı dönemde MSCI Dünya Endeksi’nin getirisi yüzde 5.8 olarak gerçekleşti. Borsa İstanbul’da sadece ocak ve şubat ayında toplam 973 milyon dolarlık net alım yapan yabancı yatırımcılar, gelişmekte olan tüm ülkelerde borsaların yükselmesini sağladı. MSCI Arjantin, Meksika, Ukrayna, Romanya endeksleri yılbaşından bu yana yüzde 14’ün üzerinde değer kazandı. Elbette bu gelişmekte olan ülke borsalarına yatırım yapan fonlara da yaramış oldu.

Büyüme ivmesi ikinci çeyrekte de sürecek

Yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyrekte yakalanan ivmenin devam etmesi muhtemel görünüyor. Sermaye girişi gelişmekte olan ülkelere devam ettikçe mevcut trendin korunması da imkân dahilinde olabilecek. Yatırım kuruluşlarının gelişmekte olan ülkeler içesinde Türkiye’ye yönelik büyüme tahminlerini revize etmeleri de ilginin canlı tutulmasına imkân verebilecektir. TÜİK’in cuma günü açıkladığı 2016 büyüme verileri 2017 yılına ilişkin büyüme tahminlerinde iyileştirmelere gidilmesini sağladı.

TÜİK Türkiye’nin geçen yıl yüzde 2.9 büyüdüğünü açıklamıştı. Söz konusu açıklama ile birlikte Goldman Sachs ve JPMorgan büyüme tahminlerini yukarı çekti. Goldman Sachs yaptığı açıklamada, son çeyrekte büyümenin yüzde 3.5 olduğuna işaret ederken kendi beklentilerinin yüzde 1.1 olduğunu belirtti. Aynı açıklamada, bu yıla ilişkin büyüme beklentilerini yüzde 1.8’den 2.3’e çıkardıklarını dile getirdiler. İlk çeyrek beklentilerinin de yüzde 2.6 olduğunu ifade ettiler. Merkezi Londra’da bulunan araştırma kuruluşu Capital Economics de Türkiye’nin 2017 büyüme tahminini yüzde 1.8’den yüzde 2.5’e yükseltti. Aynı şekilde JPMorgan Chase de büyüme tahminini yüzde 1.8’den yüzde 2.6’ya yükeltti.