‘Böcek’ler kriptolu çıktı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı başbakanlığı döneminde dinledikleri iddia edilen 13 sanığın yargılandığı davada Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya, davanın 5 firari sanığından ikisinin eşleri için Türkiye’nin Sırbistan Büyükelçiliği’ne müracaat edip, pasaport talebinde bulunduğunu belirterek, sanıklar hakkında uluslararası yakalama kararı çıkarılması ve mal varlıklarına tebdir konulmasını istedi. Böcekleri bulan MİT ekibinin başındaki Basri Aktepe, cihazların uzaktan yönetilen, çok profesyonel, dijital ve kriptolu olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti, firari sanıklardan Serhat Demir, Sedat Zavar ve İlker Usta’nın soruşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacı ile saklanmaya çalıştıklarından tutuklanlamalarına karar verdi.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya 8 sanık ve avukatları ile Erdoğan’ın avukatları katıldı. Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya, 5 firari sanıktan Sedat Zavar ve Enes Çiğci’nin Türkiye’nin Sırbistan’daki temsilciliğine müracaat ederek, eşleri için pasaport talebinde bulunduklarını bildirdi.
Özkaya, sanıklar hakkında uluslararası yakalama kararı çıkarılmasını ve mal varlıklarına tedbir konulmasını istedi.

Alıcıyı bulamayız’
Tanıklardan böcekleri bulan MİT ekibinin başındaki Basri Aktepe “Uzaktan yönetilen çok profesyonel bir cihazdı. Analog değil, dijital bir cihazdı. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmalarda cihazın kriptolu olduğu ortaya çıktı” dedi. Yaptıkları işlemin idari olduğunu söyleyen Aktepe, adli olay olmadığı için eldiven ya da kamera kaydı yapmadıklarını söyledi. Sanık avukatlarının “Neden birkaç gün sonra söküp, cihazın nereden dinlendiğini bulmadınız?” sorusuna Aktepe, alıcıyı bulmanın mümkün olmadığını belirterek, “Dünyada böyle bir teknoloji yok, varsa bilmek isterim. Sanırım arkadaşlar çok fazla film izliyor” karşılığını verdi.

3 tutuklama kararı
Duruşmada dinlenen TÜBİTAK ve TOBB üniversitesinde görevli iki bilirkişi, böceklerin konulduğu üçlü prizler içindeki poliüretan maddesinin ömrü konusunda farklı tarihler bildirdi. Mahkeme heyeti, poliüretan köpük malzemesinin ömrü konusunda uzman olabilecek kişilerin belirlenmesi amacıyla Ankara’daki tüm teknik üniversite rektörlerine yazı yazılmasına karar verdi.
Mahkeme, firari sanıklardan Serhat Demir, Sedat Zavar ve İlker Usta’nın yurtdışında bulundukları, soruşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacı ile bu şekilde saklanmaya çalıştıkları değerlendirildiğinden kaçak sayılmalarına ve CMK’nın 248/5. maddesi uyarınca haklarında tutuklama kararları verilmesine hükmederek, duruşmayı 4 Mart’a erteledi.

‘Mahrem görüşmeler orada yapılıyordu’

Duruşmada tanık olarak dinlenen Varank, “O tarihteki Başbakanlık Müsteşarımız Efkan Ala, arama tarama faaliyetlerinin verimli olup olmadığının kontrol amaçlı MİT Müsteşarı ile görüşmüş ve ‘Sizin ekipmanlarla da bu işi yapalım’ demiş. Bunu Cumhurbaşkanımıza arz etmişler. Cumhurbaşkanımız bana, MİT ekibinin başında bulunmam için talimat verdi” dedi. Varank, “Sayın Cumhurbaşkanımızın evinin altındaki kütüphanesi çok sık kullandığı bir yer değildi ama devletin güvenliği açısından çok mahrem görüşmeleri yaptığı bir yer olduğunu söyleyebilirim” dedi. Sanık avukatlarının sorularını yanıtlayan Varank, “Neden adli makamlara bilgi verilmedi?” sorusu üzerine, “Ben adli makamlara karşı sorumlu değilim. Bize bu emri veren Cumhurbaşkanımız ve Başbakanlık Müsteşarımız’dı. Biz bulduktan sonra gerekli yerlere haber verdik. Bir Başbakanın ofisinde dinleme cihazı çıkması casusluk faaliyetidir. Bunu araştırmakla görevli iki kurum MİT ve Emniyet İstihbarat’tır” dedi.
Varank, kamu görevlisinin suçu bildirmemesini düzenleyen 279. maddesi hatırlatılarak, “O tarihten sonra bu suçu savcılığa bildirdiniz mi?” sorusuna da, “Bildirmedim. Öyle bir kanun maddesini de ilk kez duyuyorum” dedi.