Gündem ‘Da Vinci mezarına dönmek isterdi’

‘Da Vinci mezarına dönmek isterdi’

14.12.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Türkiye rönesansını yaşıyor’ diyen yazar Alev Alatlı’ya akademisyenler tepki gösterdi. Prof. Dr. Özkırımlı, ‘Alatlı, rönesans akımını kastediyorsa en ufak bir fikri yok’ dedi

‘Da Vinci mezarına dönmek isterdi’

Yazar Alev Alatlı’nın, katıldığı bir televizyon programında “Türkiye rönesansını yaşıyor” açıklamasında bulunması tartışma yarattı.
Alatlı’nın açıklamaları hakkında pek çok isim yorumda bulunurken, siyaset bilimi uzmanları ve tarihçiler ise, “Buna rönesans diyemeyiz” görüşünde birleşti.

Sosyal medyaya damga vurdu
“Din kodlu eğitim, belki de bu zamanda devrimciliktir” diyen Alatlı, Türkiye’nin yaşadığı değişimin bir rönesans olduğunun görülmesi gerektiğini de savunarak “Türkiye rönesansını yaşıyor” diye konuştu.
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Umut Özkırımlı, “Da Vinci Türkiye’yi görseydi, ‘Ben burada iyiyim’ deyip mezarına dönerdi” açıklamasında bulundu. Prof. Dr. İştar Gözaydın Savaşır da “Ne akademik ne ideolojik olarak Türkiye rönesans yaşıyor diyemem” yorumunu yaptı. İşte, sosyal medyaya damga vuran ‘rönesans’ açıklamalarına uzmanların tepkileri...

Haberin Devamı

‘Alatlı’nın kafası oldukça karışık’

Akademisyen Nuray Mert, Alev Alatlı’nın açıklamasına bir yazıyla cevap verdi. Mert yazısında şunları söyledi: “İktidarı isteyen beğenir över, isteyen beğenmez eleştirir, bu noktada sorun yok. Alev Hanım’ın basın veya ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, siyasal otorite yoğunlaşması gibi gözlemleri veya sorunları olmayabilir. Neticede kendisi devletçi, milliyetçi, Avrasyacı/Doğucu ve kafası çokça karışık biri. Ama mevcut tabloyu bize ‘Türkiye Rönesans geçiriyor’ diye yutturmaya çalışması sessiz kalınacak gibi değil.”

‘Hümanizmle ilgisi yok’

* Prof. Dr. Umut Özkırımlı (İsveç Lund Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Merkezi): “Rönesans kelimesi tamamen yanlış. Rönesansı sadece kelime anlamı olarak ‘yeniden doğmak’ diye kullanırsak, o zaman tamam. O zaman bir şeyler yeniden doğuyor. Doğan şey iyi midir, kötü müdür tartışılır, ki bu bağlamda bunu Davutoğlu’nun ‘restorasyon’ kelimesi ile karşılaştırmak daha mantıklı çünkü AKP’nin yaptığını zannettiği şey geçmişe geri dönmek aslında... Restorasyon denilebilir. Asıl meseleleri Türkiye Cumhuriyeti’yle oluşan restorasyonu sıfırlamak. Alatlı rönesans akımını kastederek söylüyorsa bu konuda en ufak bir fikri yok. Sanat alanında başlayan daha sonra siyasi tarafı gelen bir akımdan bahsediyoruz. Dünyanın hiçbir noktasında şu anda rönesansla kıyaslayabileceğiniz bir şey yok. Neyin rönesansı? Leonardo da Vinci yeniden yaşasa, Türkiye’yi görseydi adam mezarına ‘Ben burada iyiyim’ diye geri dönerdi. Akılcılık, hümanizm bunlar yok ki. Rönesans, dünden kopuştur. Burada dine geri dönmekten, yeniden ön plana çıkartılmasından bahsediyoruz. Din bir hümanizm midir, çok uzun bir tartışmadır. Ama anlayış, hümanizmle hiçbir ilgisi olmayan bir anlayış. İnsana değer verilmeyen bir ülkeden bahsediyoruz şu anda...”

Haberin Devamı

‘İçi boş bir anlayış’

* Prof. Dr. İştar Gözaydın Savaşır (Doğuş Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı): “Rönesans kelime olarak ‘yeniden doğuş’ demek. Kelime anlamının dışında çok teknik olarak 1400’lerden itibaren Batı Avrupa’da görülen ağırlıklı olarak da İtalya’da, Flemenk ülkelerinde görülen, Almanya’da kısmen görülen bir hareketi ifade ediyor. Hangi hareketi? Klasik dediğimiz, Yunan ve Rum medeniyetlerinin bir takım kavramlarının, değerlerinin 1400’lerden 1600’lere uzanan süreç içerisinde Avurpa’da yeniden ama bu kez o topraklarda geçerli olan bir Hıristiyan Katoliklik gözüyle yeniden değerlendirilmesini kastediyor. Artık rönesansı yeniden doğuş olarak çok fazla kullanıyoruz ama Türkiye bağlamında kullanırsak son derece içi boş bir anlayış olur. Benim açımdan boş olur ama kullanan açısından anlaşılan çok olumlu bir değeri var. Ne akademik ne ideolojik olarak Türkiye’de şu anda bir rönesans yaşanıyor diyemem.”

Haberin Devamı

‘Farklılaşma hâlâ bitmedi’

* Prof. Dr. Feridun Emecen (29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü): “Rönesans, Avrupai bir kavram. 1830’larda ortaya çıkan bir terim aslında... İtalya’da ortaya çıkan yeni kültürel faaliyetin başlamasıyla beraber böyle bir devir yaşandı. Zaman içerisinde bu Avrupa’da yayıldı. Aşağı yukarı 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar devam etti, 1830’larda da o dönemi yazan tarihçiler bu dönemi rönesans olarak adlandırdılar. Kelimenin çıplak manası yenileşme olarak ortaya çıkıyor. Bu sürede bu kavram da kökten değişim ifadesi haline geldi. Kökten değiştirecek yeniliklerle alakalı bir durum ortaya çıktığında bu tabir kullanıldı. Türkiye için bunun yorumunu yapmak zor. Bu ancak ileriden bakışla değerlendirilebileceğimiz bir konu. Şu anda bunu diyebilmenin imkânı yok, Türkiye’deki değişmeler Tanzimat’tan bu yana sürüyor. Farklılaşma hâlâ bitmedi Türkiye’de...”