Gündem ‘İyi Türkler’in kitabı

‘İyi Türkler’in kitabı

23.12.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Osmanlı döneminde İttihatçıların aldığı tehcir kararı üzerine Anadolu’da yaşanan katliamda Ermenileri kurtaran Türklerin hikâyeleri, İngiliz Dışişleri Bakanlığı desteğiyle kitaplaştırıldı.

‘İyi Türkler’in kitabı

İttihat Terakki Partisi’nin 1915 yılında çıkardığı tehcir kararı üzerine Anadolu’da yaşanan Ermeni katliamından Türkler sayesinden kurtulan Ermenilerin hikâyeleri, İngiltere Dışişleri Bakanlığı ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi’nin desteklediği “Beni Kurtaran Türk” projesi kapsamında, ’100 yıl: Gerçek Hikâyeler’ başlığıyla kitaplaştırıldı. Ermenistan merkezli Armedia Ajans ve Avrupa Entegrasyonu kuruluşunun hayata geçirdiği projede, 47 gerçek hikâye okuyucularla buluştu. İngilizce, Ermenice ve Türkçe olarak basılan kitabın Türkiye koordinatörlüğünü gazeteci Aris Nalcı üstlendi. Kitapta yer verilen hikâyelerden bazıları şöyle:

Haberin Devamı

Paşaları yargılamak lazım (Rima Petrosyan): “Babam komşusuyla çok yakın arkadaşmış, beraber yemek yer çalışırlarmış. Bir gün bu arkadaşından Ermenilere katliam yapılacağını ve kaçmaları gerektiğini öğrenmiş. Aras Nehri’nin öte yanına geçmeyi başarmışlar. Babam her zaman o Türk arkadaşı olmasaydı diğer Ermeniler gibi katledileceklerinden bahsederdi. ‘Türk halkının bir suçu yok, Türk paşaları yargılamak lazım’ derdi.”

Aileni kurtarmaya geldim (Levon Kaftaryan): “Babam ticaretle uğraşırdı. Bir sabah bir Türk subayı, aşınmış bir gümüş para uzatmış ve ‘Usta, değiştirebilir misin’ diye sormuş. Babam sandıktan eşdeğer yeni bir para çıkarıp subaya hediye etmiş, uzattığı parayı da almamış. İki yıl sonra Ermeni katliamı başlamış. Akşama doğru saldırı başlamış. Babam bir subayın içeri girdiğini, ‘Neden kurtulduğunu biliyor musun’ dediğini anlatmıştı. Subay, ‘Hatırlıyor musun bana bir gümüş hediye etmiştin, seni ve aileni kurtarmaya geldim’ demiş.”

Katliam olacak diye uyardı (Harutyun Berberyan): “Adını ve soyadını taşıdığım Harutyun Berberyan, annemin dedesidir. Okul yıllarında bir Türk, Harutyun dedeyi ‘Katliam olacak’ diye uyarmış. Askere alınmadan kaçabilmiş. Köyde ailesi dâhil hiç kimse hayatta kalmayı başaramamış.”

Bir günde saçları beyazlamış (Ruben Safrastyan): “Dedem Aram Safrastyan, Vanlıydı. İstanbul’da üniversiteye kabul edilmiş. İstanbul Üniversitesi’nde okuyan Ermeni öğrenciler, Nisan 1915’te tutuklanıp karakola götürülmüşler. Üniversite hocalarından Zeki Bey daha sonra bu öğrencileri oradan çıkarmış. Öğrencileri zehirlemeye çalıştıklarını da duydum. Bu grup İstanbul Üniversitesi’nde okuyan ilk Ermenilerdi. Çünkü 1911’e kadar okumaları yasaktı. Dedem Türkoloji uzmanı olmuş. Saçları Ermenilerin topluca katledildiği haberi yayıldıkça birden beyazlamış.”

Manuk Şevket olmuş (Ohannes Kulak Avetikyan): “1915’te babam henüz 12 yaşındayken gözlerinin önünde dedemi, büyükannemi, halamı ve amcamı öldürmüşler. Babam her gece bunu kâbuslarında tekrar tekrar yaşıyordu. Şevket isimli bir Türk, babamı ve küçük kız kardeşi Dalita’yı yanına almış. Babam Manuk ismini değiştirip Şevket olmuş. Türk adam babamı ve kız kardeşini bir süreliğine evinde tutmuş. Babam kardeşi Dalita’yı yetimhaneye teslim etmiş. Dalita sonra yetimhanedeki diğer çocuklarla Beyrut’a taşınmış. Kendisini kurtaran adamın evinde 13 yıl boyunca yaşamış.”

Yazarlar