Kültür Sanat 'Kara Bulut'' vizyona hazırlanıyor!

'Kara Bulut'' vizyona hazırlanıyor!

15.09.2008 - 11:02 | Son Güncellenme:

Türkiye’de yaşayan Theron Patterson’ın ilk uzun metrajlı filmi "Kara Bulut"un çekimleri tamamlandı.

Kara Bulut vizyona hazırlanıyor

Alınan bilgiye göre, 8 yıldır Türkiye’de yaşayan Patterson’ın senaryosunu yazdığı, yönettiği, müziklerini ve kurgusunu yaptığı filmin çekimleri, İstanbul’da ağırlıklı olarak Şişli ve Kağıthane ilçelerinde gerçekleştirildi.

Haberin Devamı

Dizilerde ve filmlerde pek kullanılmayan mekan tercihleriyle ve İstanbul’u odağa almasıyla dikkat çeken filmde, Yamaç Okur, Nadir Öperli, Enis Köstepen ve Mehmet Betil yapımcı olarak yer aldı.

Filmin başrollerini Antalya Devlet Tiyatrosu oyuncusu Reha Özcan, Yeşim Ceren Bozoğlu, Haktan Pak ile genç oyuncular Kamer Çelenk ve Tolga Sarıtaş paylaştı. Filmde yardımcı rollerde ise Şehsuvar Aktaş, Banu Fotocan, Şerif Erol, Şevki Özcan, Yakup Yavru ve Güner Özkul oynadı.

Görüntü yönetmenliğini Shaun McDowell ve sanat yönetmenliğini ise Nadide Argun’un üstlendiği "Kara Bulut", Türkiye’de pek denenmeyen farklı çekim yöntemiyle de dikkati çekiyor.

Oyunculara senaryo verilmeden doğaçlama çekilen filmde, yönetmen ve oyuncuların çekimler sırasında yarattıkları durumlara da yer verildi. 3 yıl önce hayata geçirdiği "Şahin" adlı kısa filmi de bu yöntemle çeken Patterson’un yeni filmi, oyuncuların performansları üzerine kuruldu. Filmin konusu özetle şöyle:

Haberin Devamı

"Yıllar önce eşi Gül’ü kaybeden Adnan, el attığı hiçbir işte tutunamamış, bu nedenle lise son sınıfa giden oğlu Burak’a iyi bir baba olamamıştır. Burak, babasından göremediği aile şefkatini dayısı Can, yengesi Deniz ve kuzeni Berk’te arasa da gerçek bir ailenin eksikliği tüm davranışlarında hissedilir. Başına gelen çeşitli komik kazalar ve aksiliklerle günden güne dibe vuran Adnan, oğlunun kendisinden hızla uzaklaştığını görse de buna karşı bir şey yapamaz. Elini attığı her şeyi kurutan, bindiği her dalı kesen, başı bir türlü beladan kurtulmayan Adnan, günden güne bu durumun ağırlığı altında daha çok ezilir. Kapılar bir bir yüzüne kapandıkça, hayatta kendisini önemli hissettiren tek insan olan Gül’le geçirdiği mutlu günlerin özlemini daha çok hissetmeye başlar. Ne var ki, Adnan’ı bu özlemin yarattığı çaresizlik hissinden kurtaracak şey geçmiş güzel günler değil, oğlu Burak’ın son anda ona uzatacağı el ve gelecek umudu olacaktır."