Siyaset ABD ile görüşmeler hayra alamettir

ABD ile görüşmeler hayra alamettir

21.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kurtulmuş, ABD’li üst düzey yetkililerin art arda Türkiye’ye yaptığı ziyaretlere ilişkin, “Bu görüşmeler hayra alamettir. ABD ile Suriye’de bazı görüş ayrılıklarımızın giderilmeye başlandığının işaretidir” dedi

ABD ile görüşmeler  hayra alamettir

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ana gündem maddelerinden birinin seçim güvenliği olduğunu söyleyerek, “Terör örgütlerinin olası terör saldırıları vasıtası ile referandum sürecini zehirlemeye yönelik planlar içinde olacağı değerlendirilmiştir” dedi. Kurtulmuş, Beştepe’deki toplantı sonrası özetle şunları kaydetti:

Haberin Devamı

SANDIK GÜVENLİĞİ: Toplantıda, terör örgütlerinin olası terör saldırıları vasıtası ile bu süreci zehirlemeye yönelik planlar içinde olacağı değerlendirilmiştir. Referandumda evet veya hayır diyen herkesin güvenliğinin, sandık güvenliğinin garanti altına alınması ve sandıklardaki sonuçların şeffaf ve güvenli bir şekilde sayılmasını temin etmek için nelerin yapılabileceği titizlikle gözden geçirildi.

HAYRA ALAMET: (McCain görüşmesi ve Gülen’in iadesi) Türkiye’nin ABD’den çok üst düzey yetkilerle görüşmesi hayra alamettir. ABD ile Suriye’de bazı görüş ayrılıklarımızın giderilmeye başlandığı, özellikle FETÖ konusunda olumlu adımlar atılmasına imkan sağlayacak birtakım görüş yakınlaşmalarının başladığının da işaretidir. Bizim ABD ile çok uzun yıllara dayalı bir müttefiklik ilişkimiz var. NATO çerçevesinde, ayrıca bu bölgede yakın zamanlardaki teröre karşı mücadelede de çok yakın işbirliğimiz var. Bu çerçevede 2 alanda, yeni yönetimle birlikte ilişkilerin iyileşmesinin sinyallerini bekliyoruz. Bunlardan birisi, sahada PYD’ye vermiş oldukları desteği sonlandırmaları. İkincisi de FETÖ’yü iade etmeleridir. Bütün bu görüşmelerde FETÖ’nün iadesi gündeme gelmiştir. Sadece Gülen’in değil, aynı zamanda bu örgütle iltisaklı olan ve ABD’ye kaçmış olan, suç işlemiş kişilerin de Türkiye’ye iadesi üzerinde durulmaktadır. Bu, Türkiye’nin ulusal güvenlik meselesidir. Geçen haftaki CIA direktörünün ziyareti, Amerikan Genelkurmay Başkanının ziyareti, ABD senatosunun etkin isimlerinden biri olan McCain’in Türkiye ziyareti olumlu işaretlerdir. Ümit ediyoruz ki beklentilerimize her iki alanda da karşılık gelecek.

Haberin Devamı

DEAŞ KADAR ZARARLI: (Olası Rakka Operasyonu) Güvenlikle ilgili şu anda konuştuğumuz şartlar bile belki birkaç saat sonra değişebilir. Rakka’sı da, Cerablusu’u da, El Bab’ı da hepsi dahil olmak üzere söylüyorum, bu şehirlerin kurtarılması operasyonları, mutlaka bu şehrin ahalisi ile birlikte yapılmalı ve ana hedef, bu şehirde yaşayan insanların geri dönüşlerini sağlamak olmalıdır. Bunun için de bir terör örgütünü mesela Rakka’dan çıkartırken, yerine başka bir terör örgütünü ikame etmenin son derece yanlış olacağını ifade ediyoruz. PYD, YPG güçlerinin PKK ile kol kola, elele Türkiye’ye karşı yapmış olduğu saldırıları birebir takip etmekte ve PYD’yi de en az DEAŞ kadar zararlı görmekteyiz. Bizim için bu iki örgüt arasında birini tercih etmek gibi bir mevzubahis olamaz.

Haberin Devamı

CERABLUS MODELİ: Türkiye, Fırat Kalkanı sırasında, çok önemli bir örneği de uluslararası camiaya sunmuştur. Cerablus örneği. Biz o şehirleri kurtarırken, o şehrin ılımlı muhalif unsurlarını destekleyelim, onlara lojistik, askeri destek verelim, kendi şehirlerini kurtarsınlar sonra da o şehrin halkı oraya gelsin yerleşsin dedik. Cerablus’ta yaklaşık 45 bin insan oraya geldi. Şimdi diyoruz ki aynı modeli Rakka’da da kullanalım.

DİTİB MENSUPLARI AJAN DEĞİLDİR

Kurtulmuş, Almanya’da DİTİB imamlarına yönelik aramaya ilişkin “Bu konu, Sayın Başbakanımızla Sayın Merkel arasındaki görüşmede de gündeme geldi. Ümit ediyoruz ki Alman makamları, bu yanlış uygulamaları sonlandırır. Türkiye’nin yurtdışındaki hiçbir din görevlisi, DİTİB’in hiçbir mensubu ajan değildir. Avrupa’da yükselen, İslam, yabancı ve göçmen düşmanlığına karşı Avrupalı siyasetçilerin uyanık olması lazım. Avrupa için en büyük tehlike, rap rap ayak seslerini duyduğumuz yeni faşizmin yükseliş sesleridir” dedi.

Yazarlar