Berna Laçin

Berna Laçin

berna.lacin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Altın Küre adayları açıklandı... Bu yıl 77’ncisi düzenlenecek Altın Küre Ödülleri, 25 dalda veriliyor. Daha geçtiğimiz yıl, filmlerinin ödül yarışına girmesi büyük tartışma yaratan Netflix, bu sene Altın Küre’de 19 adaylık aldı. Oscar ödüllerine kabulü ve ‘Roma’ filmiyle Akademi Ödülü sahibi olmasıyla, ödül yarışlarında kendini kabul ettiren dijital yayın organı Netflix, bu sene Altın Küre’de, ‘En İyi Film’ adayı olan beş eserin üçünün yapımcısı olmasıyla, dikkatleri yeniden üzerine çekti. Şimdiye kadar sadece Cannes engeline takılan Netflix, ‘aday filmlerin Fransa’da gösterime girmiş olması’ ve ‘ödül alan filmlerin üç sene sonra dijital platformda yayınlanması’ gibi kurallardan ötürü, şimdilik Altın Palmiye’den mahrum görünüyor. İlerleyen günlerde, Cannes ve Netflix arasında bir uzlaşma sağlanacağına dair söylentiler epey yaygın.
Gelelim, bu seneki Altın Küre adaylarına ...
‘En İyi Film’: Beş aday içinde, üç tane Netflix yapımı var; ‘The Irishman’, ‘Marriage Story’ ve ‘The Two Popes’. ‘1917’ ve ‘Joker’, diğer adaylar... Açıkçası, bana göre yılın hayal kırıklığı olan ‘The Irishman’i herhalde ‘ustalara saygı’ hissiyle aday gösterdiler. Mafya filmlerinin efsane yönetmeni Martin Scorsese, en muhteşem mafya projelerinin kare asını ‘The Irishman’de buluşturarak, bir tekrar filmi yapmış.
Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci gibi büyük aktörleri bir araya getiren filmin en ilginç yanı, gençleştirme makyajının başarısı. 76 yaşındaki Robert De Niro ve 80’ine gelen Al Pacino’nun makyaj başarısını görünce, ‘Yeniden 20’lerde roller oynayabilirim demek ki!’ diye düşünmeden edemedim.
Şaka bir yana gerçekten de 55-65 bandına geriletilmiş oyuncular makyajla...
Bunun dışında, oldukça ağır ilerleyor. Scorsese ve Niro kafa kafaya verip niye çekmeye karar vermiş, açıkçası ben anlamadım. Zaten suç filmlerinin en iyi örneklerinde imzaları var. Yeni bir şey söylemeyen bu eseri, kendi kendileriyle özlem gidermek olarak gördüm, çünkü yeni bir bakış açısı ya da söylemde bulunmuyor. Sadece kendilerini, biraz sıkıcı bir tempoda tekrar ediyorlar. Tabii bu yapıma kalkışmanın akıllıca bir yanı da var kuşkusuz, bu kadar dev isim ve suç filmlerinin en iyileri bir araya gelince, ‘ustalara saygı’ için de olsa, görmezden gelmek mümkün olmuyor. Eh bu kadar adaylık verince de ödül vermeden olmaz tabii, bu durumda eski yapımların hatrına mutlaka ödül çıkacak projeye...
Umarım, mafya filmi nostaljisine fazla kapılıp, ‘En İyi Film’ ödülü verilmez. Açıkçası bu kadarını sanmıyorum. ’The Irishman’ ile ‘Yardımcı Erkek Oyuncu’ kategorinde aday olan Al Pacino ve Joe Pesci ikilisine, ‘Altın Küre’ paylaştırılır diye tahmin ediyorum. Kenara not edip, tahmin oyunununa katılalım ve görelim.
‘En İyi Film’ ödülüyse, epey çekişmeli geçecek. ‘The Marriage Story’i ben çok beğendim. Çok yakında Netflix’te izleyeceğimiz ‘TheTwo Popes’ yayınlanmadan, son kararı söylemek olmaz.
‘Yabancı Dilde En İyi Film’: Size bir şey söyleyeyim mi? Tıpkı Oscar’da da son yıllarda gördüğümüz gibi, en müthiş filmler hep ‘Yabancı Dilde’ kategorisinde karşımıza çıkıyor. En heyecan verici yarış burada... Ve açıkçası biraz da yanlış bir durum ortaya çıkıyor çünkü ‘En İyi Yabancı Film’, son yıllarda ‘En İyi Film’den çok daha başarılı bir yapıma gidiyor.
Bu sene de ‘Acı ve Zafer’, ‘Portrait of a Lady on Fire’ ve ‘Parasite’, ‘En İyi Film’ adaylarının çok daha üzerinde... ‘Parasite’, yılın en iyi filmi bana göre, hem de tüm kategorilerde!
‘En İyi Yönetmen’: Sam Mendes, Martin Scorsese ve Tarantino gibi yönetmenlere, ‘ustalara saygı’ ruhuyla öncelik verilmezse, Bong Joon-ho (Parasite) alır gibi geliyor bana...
‘En İyi Senaryo’: ‘Marriage Story’ ve ‘Parasite’ filmlerinin senaristleri arasında seçim zor. Bong Loon-ho ve Han Jin-Won tarafını seçiyorum (Parasite).
‘Kadın Oyuncu’: Scarlett Johansson (Marriage Story) benim tahminim.
‘Erkek Oyuncu’: Çok fena bir yarış var bu sene çünkü olağanüstü oyunculuklar yer alıyor bu kategoride...
Joaquin Phoenix bir efsane, eşsiz bir oyunculuk şöleni (Joker), Antonio Banderas insanı kalbinden yakalıyor, doğallık, çağdaş üslup ve daha fazlası (Acı ve Zafer), Adam Driver ise içten, samimi ve sahici...
Filmlerin tamamı gösterime girmediği için yorumlarım şimdilik bu kadar...
Haydi sinema sanatını severler, film maratonu başlasın!