‘Sadece yıkmayı vaat ediyorlar’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün Türkiye’de kim derse ki, ‘hak ve özgürlükler kısıtlanıyor’, bunlar doğru değil. Şimdi kendi dillerinde propagandalarını yapıyorlar mı? Cezaevlerinde gidip anneleri evlatlarıyla kendi dillerinde konuşuyor mu? Hak ve özgürlüklerin kullanımı hususunda burada da zaman zaman aksaklıklar olabilir. Türkiye, hukuk devletidir ve hak arama yolları açıktır” dedi. Erdoğan dün Van Beşyol Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Birilerinin yıllarca milletin içine nifak sokmaya çalıştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

PARÇALAMAYA ÇALIŞTILAR: Birileri yıllarca milleti kimi zaman sağcı solcu, kimi zaman Alevi Sünni, kimi zaman Kürt Türk diyerek bölmeye, parçalamaya, birbiriyle kavga ettirmeye çalıştı. Bu uğurda nice gençler toprağa düştü, nicelerinin hayatı karardı. Sonuçta ne oldu? Gördük ki bunların hepsi de ülkemizin üzerinde hesapları olanların oyunlarından ibarettir. Van, deprem yıkıntılarının altında inlerken bile bunlar kendi senaryolarını sahnelemenin peşindeydi. Biz devletin, hükümetin, milletin tüm imkânlarını kullanarak Van’ı ayağa kaldırırken, bunlar da yapılan işleri engellemenin gayreti içindeydi. Ben, depremin olduğu gece Erciş’e, Van’a geldim. Bu terör örgütünün arkasında oldukları neredeydi?

AYNI ALÇAKLIĞIN PEŞİNDELER: Bundan 3-4 yıl önce mahallelerimizi birbirinden ayırmak için çukurlar kazdılar. Bitişik nizam evleri içinden tünellerle birbirlerine bağladılar, tüneller açtılar. İnsanlarımızın evlerine, mahremlerine girdiler. Masum insanların kanı aksın da onlar üzerinden propaganda yapalım diye kundaktaki çocuktan pir-i fani olmuş yaşlılarımıza kadar herkesi kullandılar, istismar ettiler. 1995’te Gürpınar’da mezra basıp yedisi kadın ve çocuk 12 kişiyi hunharca bunlar öldürdü... Anaları ağlatan, çocukları yetim, öksüz bırakan hep bunlar oldu. Hâlâ aynı alçaklıkları yapmanın peşindeler. Şayet bu teröristleri inlerinde kıstırıp yok etmiş olmazsak her gün Van’da ve diğer şehirlerimizde masum insanlarımızın kanını dökecekler. Sınır ötesinde bunları adım adım takip edip, kıpırdayamaz hale getirmezsek, yaşattıkları acılarla baharlarımızı kışa çevirecekler.

RİSKİ GÖZE ALDIK: Cudi’ye, Gabar’a, Tendürek’e, Kandil’e girdik? Benim halkımı, sizleri rahatsız etmesinler diye. 13,14,15,16 yaşındaki kızlarımızı Kandil’e kaçıranlar bunlar değil mi? Diyarbakır Belediyesi’nin önünde haftalarca ağlayan analar, benim Kürt annelerim değil mi? Biz Kürt kardeşlerimizin hem geri kalmışlık hem hak ve özgürlükler noktasındaki sorunlarını çözmek için çok çalıştık. Daha önce hiç kimsenin adını bile anmaya cesaret edemediği reformları, her türlü riski göze alarak kısa süre içinde hayata geçirdik.

BUKALEMUN GİBİ: Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı sıkıntılara yol açanlar, 31 Mart’ta karşımıza çıkan ittifakı kuranlardır. Bunların kim olduğunu biliyorsunuz. CHP, HDP, sözde İYİ Parti ve ne yazık ki adı Saadet ama kendisinin saadetle alakası olmayan parti. Bitmiş, tükenmiş bunlar. Tıpkı bukalemun gibi doğuda başka batıda başka kılığa giriyorlar. Bu öyle bir ittifak ki Kandil’den Pensilvanya’ya kadar herkesin desteğini alıyor, ama bunu bir tek partilerin başındakiler kabul etmiyor. Öyle bir ittifak ki ülkenin ve milletin geleceği için geliştirdikleri tek bir projeleri, söyledikleri tek bir sözleri yok. Sadece yıkmayı vaat ediyorlar, yapmayı değil... Biz yıkmaya değil, inşa etmeye talibiz.. Biz, inşa ve ihya için varız. Aramızdaki fark bu.

İşaret diliyle ‘Seni seviyorum’

Erdoğan, konuşmasının başında ve sonunda Kayahan’ın “Bizimkisi bir aşk hikayesi” adlı şarkısına eşlik etti. Mitingde Erdoğan için hazırlanan “Lider” filmi de gösterildi. Erdoğan, miting başladığı sırada, engelli bir vatandaşa işaret diliyle “Seni seviyorum” dedi.

‘Demokrasimizi yasak, baskı ve zulümden kurtardık’

CHP zihniyetinin kangrene çevirdiği pek çok meselemizi hâl yoluna koyduk. Eksikler elbette var, inşallah bunları önümüzdeki dönemde giderecek, şehrimizi daha büyük yatırımlarla buluşturacak; üretimi, turizmi, istihdamı geliştirecek adımları da atacağız. Ülkemiz demokrasisini yasaklardan, baskılardan, zulümlerden kurtardık. Bugün Türkiye’de kim derse ki, ‘hak ve özgürlükler kısıtlanıyor’, kardeşlerim bunlar doğru değil. Şimdi kendi dillerinde propagandalarını yapıyorlar mı? Cezaevlerinde gidip anneleri evlatlarıyla kendi dillerinde konuşuyor mu? Hak ve özgürlüklerin kullanımı hususunda burada da zaman zaman aksaklıklar olabilir. Türkiye, hukuk devletidir ve hak arama yolları açıktır. Hakkını hukukunu elde etmekte zorlanan varsa valim burada, ben buradayım. Burada Van’dan ilan ediyorum; Bir daha hiçbir güç Türkiye’yi yeniden terör örgütlerinin cirit attığı bir ülke haline getiremeyecektir.

‘Kulağıma kirli şeyler geliyor’

Erdoğan, Van’ın ardından gittiği Adıyaman’da “Sandık bizim namusumuzdur. Sandık, milli iradenin yıkılmaz kalesidir” sözleriyle yerel seçimlere katılım çağrısında bulundu. Erdoğan, şunları söyledi: “Seçimden sonra, inşallah Kahta gene rekor, ondan sonra biz Kahta’dayız. Sincik var, Samsat var. Ama bir şeyler duyuyorum. Besni bize kırgın mı, var mı öyle bir şey? Bir şeyler yapıyorlarmış. Meşru olmayan yollara tevessül ediyorlarmış. Bak şunu bilin, bizim trenden inenler bir daha bu trene binemeyecekler. Bu davaya ihanet edenler artık bu davanın saflarında yer alamazlar.” Erdoğan, “Besni’de kulağıma maalesef kirli şeyler, haberler geliyor buna üzüldüm. İnşallah Besnili kardeşlerim bu çirkin, kirli oyunları sandıkta düzeltecek, biz de bu oyunu oynayanlara sandıkta bunun hesabını sizlerle soracağız” dedi. Erdoğan, “Benim Besnili kardeşimin iradesi parayla satın alınamaz, onu parayla satın almaya çalışanlar da bunun hesabını verecek. Ne, nedir bunları biliyoruz. AK Parti’de yer bulamayan veya AK Parti’den aday olamayanlar malum ya İP’e gidiyor ya SP’ye gidiyor” değerlendirmesinde bulundu.