27.10.2020 - 07:07 | Son Güncellenme:
SERKAN ARMAN
Bütün yollar Roma’ya mı çıkar bilemiyorum ama bütün yolların Manisa’dan geçtiği kesin gibi... Türkiye’nin en iyi konumlarından birine sahip olan Manisa tarih boyu hep bir kavşak, hep bir cazibe merkezi.
Mıknatıs kelimesinin Manisa’dan geldiği söylenir. Mıknatıs, yani Manisa taşı. Bence tesadüf değil. Yatırımı mıknatıs gibi çeken şehir şimdi cazibesini katlayacak hamleler peşinde.
Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz’la yaptığım söyleşide bir kez daha anlıyorum... Türkiye’de tarım, ticaret ve sanayi Manisa’da kesişiyor. Mehmet Yılmaz, “Manisa 3500 yıldır hep ticaretin merkezi. Madeni paranın bu topraklarda bulunması tesadüf değil. Tarımsal hasılada en önlerdeyiz, sanayide de aynı şekilde. Peki buraya nasıl gelindi? 1964’te Bursa’yla birlikte Türkiye’nin ilk planlı OSB’si (organize sanayi bölgesi) burada kuruldu. OSB ile cazibe artışı başladı” diyor.
Ağır top geliyor!
Manisa bugün 8 OSB’ye koşuyor ve buralarda 100 bine yakın kişi çalışıyor. Ayrıca OSB dışı sanayi kümelenmeleri de var. Mesela savunma sanayisi burada öne çıkıyor.
Manisa’nın 5 milyar doların üzerinde ihracat yaptığını hatırlatan Mehmet Yılmaz iddialı: “Bu yeterli değil. 9 - 11 milyar dolar arası bir ihracat hedefliyoruz” diyor. Bu hedefe ulaşmak için çok iddialı bir üretim merkezi yolda...
Mehmet Yılmaz, “Saruhanlı’da bir OSB kuruyoruz. Burada yüksek katma değerli üretim yapılacak. Partnerlerimiz Almanya ve Japonya. 3.5 milyar dolarlık bir ihracat sadece buradan gelecek. Yazılımdan otomotive ve güneş enerjisine kadar katma değerli her şey üretilecek. Böyle bir OSB’nin Türkiye’ye getireceklerini düşünün...” diyor.
Herkesin listesinde
Manisa’nın coğrafi konum itibariyle lojistik avantajına dikkat çeken Yılmaz, şunları söylüyor:
“Limana yakınız, Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa ve Çanakkale’ye giden yolların kesiştiği noktadayız. Hammaddeye erişim kolaylığı, tabii ve beşeri kaynaklarıyla hem Avrupalıların, hem Çinlilerin yatırım listesindeyiz. 2023’te üretimde dünyadaki en iyileri arasına girmek için partnerlerimiz çok kuvvetli olmalı. Japonya, ABD ve Almanya’da yatırım ajanslarıyla kuvvetli ilişkilerimiz var. Cazibe merkezi özelliğimiz güçlenecek.”
‘Tarımla sinerji patinajı keser’
Manisa ekonomisinin çok önemli bir boyutu da tarım... “Tarım ivme kazanmalı” diyen Mehmet Yılmaz şunları söylüyor:
“24 milyon zeytin ağacımız var. Ne yazık ki zeytinyağımız dökme olarak İtalya’ya gidiyor. İtalya şişeleyip 1’e 13 satıyor. Manisa dünyadaki kuru üzümün yarısını üretiyor. Başka ülkeler küçük küçük paketleyip satıyor, onlar kazanıyor. Dünyanın en kaliteli kirazı Salihli’de ama üretim alanını büyütmüyoruz... Çilek, kurutulmuş domates, tütün, tavuk... Hep birinciyiz. Tarımsal boyutla sinerji oluşturamazsak patinaj yapar dururuz. Mutlaka katma değerli hale getirmeliyiz. Şimdi Türkiye’nin en modern serasını kuruyoruz. Jeotermal enerjiyle ısıtacağız. Ziraat odaları ve borsalarla el ele vererek 2 sene içinde tarımı da en üst seviyeye çıkarırız.”
İşbirliği çöpçatanı oldu...
Mehmet Yılmaz, sanayi odalarının bürokratik işlerle sınırlı kalmaması gerektiğini düşünüyor ve ekliyor: “Geleceği planlamak zorundayız. Mevcut sanayi sistemi 10 yıl sonra ortadan kalkacak. Yüksek sanayi teknolojisi ile geleceğini planlayanlar ayakta kalacak.”
Teknolojik ülkelerle işbirliğini savunan Yılmaz, Manisalı firmalar için adeta çöpçatanlık yaptıklarını anlatıyor. Yılmaz, “Tavuk bir yumurtlar, gıdaklayıp ortalığı ayağa kaldırır. İnek 50 kilo süt verir, kimse görmez... Çok öndeyiz ama kendimizi anlatamıyoruz” diyor.