Siyaset Başbakan Binali Yıldırım: Gelişmiş ülkelerde yabancı düşmanlığı artıyor

Başbakan Binali Yıldırım: Gelişmiş ülkelerde yabancı düşmanlığı artıyor

18.10.2017 - 10:41 | Son Güncellenme:

Başbakan Binali Yıldırım, "Gelişmiş ülkelerde yabancı düşmanlığı artıyor. Radikalleşme dalgasının Avrupa'da başlaması da endişe kaynağıdır. Şiddete fırsat veren ayrımcılık ve radikal eğilimlere asla fırsat vermemeliyiz" dedi. Irak hükümetinin attığı adımları desteklediklerini belirten Yıldırım, "Kendi ülkesinin sınırları içerisinde, anayasal egemenliğini  tesis etmek üzere attığı adımlar yerindedir ve destekliyoruz" diye konuştu. BMGK'yi eleştiren Yıldırım, "5 biraderi var. Bu 5 birader birilerinden taraf oluyor. Bunun değişmesi lazım"ifadesini kullandı.

Başbakan Binali Yıldırım: Gelişmiş ülkelerde yabancı düşmanlığı artıyor

Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'da düzenlenen TRT World Forum açılış oturumunda konuştu. Terörle mücadeleye vurgu yapan yıldırım, Irak referandumu sonrası Irak merkezi hükümetinin yaptığı operasyonları türkiye'nin desteklediğini açıkladı. Terör örgütü DEAŞ, sosyal medayada 'Önce cennete kim gitmek istiyor' adını yazdırsın diye propaganda yaptığın anlatan Yıldırım, tehlikeye dikkat çekti.

Haberin Devamı

'Dünyada terörün ve savaşların giderek yaygınlaştığını görmekteyiz. Radikalleşmenin yanı sıra yabancı düşmanlığı gibi akımların da özellikle gelişmiş ülkelerde artmaya başladığına şahit oluyoruz. Üstelik bu radikalleşme dalgasının demokrasilerinin gelişmiş olduğunu düşündüğümüz Avrupa'da başlamış olması ayrı bir endişe kaynağıdır" diyen Yıldırım'ın konuşmasının satır başları şöye:

Çağımızda ne yazık ki yükselmekte ve yaygınlaşmakta olan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı ve diğer ayrımcılıklar insanları ötekileştirmekte ve toplumları daha bölünmüş ve kırılgan hale getirmektedir. Bu tür eğilimlere karşı hep birlikte karşı konulmasına, saygı ve hoşgörüyü temel alan değerler üzerinde yükselen kapsayıcı bir dilin mutlaka geliştirilmeye ihtiyaç vardır. Şiddete varan aşırıcılık ve radikal ideolojileri besleyen eğilimlere asla fırsat vermemeliyiz.

Haberin Devamı

Avrupa'da göçmen ve yabancı düşmanlığı akımının son yıllarda siyasi alanı da adeta etki altına aldığını görüyoruz. Bu bizim esasen bir süreden beri gündeme getirdiğimiz endişeleri de teyit ediyor. Bu gelişmeleri dikkate alarak Türkiye, kapsayıcı ve kucaklayıcı politika anlayışını sürdürmeye devam ediyor. Her ne kadar Suriye'nin derdiyle dertleniyorsak Arakan'ın derdini de ihmal etmiyoruz. Filistin'in yardımına ne derece koşuyorsak Somali'nin yardımına da koşuyoruz.

Faaliyetlerimiz Türkiye olarak kendi topraklarımızla sınırlı değil. Dünyanın neresinde insanların başına bir bela gelse, bir felaket gelse yardıma ihtiyacı olan kim varsa zaman kaybetmeden orada Türkiye hayır kurumlarıyla Kızılayıyla, AFAD'ıyla, TİKA'sıyla bütün sivil toplum örgütleriyle hemen hazır ve nazır olarak yetişiyor. Bir anlamda Türkiye yaptıklarıyla dünyanın vicdanı olmaya devam ediyor. Nerede kanayan bir yara varsa medeniyetimizin, değerlerimizin bize yüklediği tarihsel sorumluluğu yerine getiriyoruz.

İDLİB OPERASYONU...

Suriye'de kalıcı ateşkesin sağlanması ve barışın tesisi için Rusya, İran ve Türkiye olarak Astana sürecini başlatmış bulunmaktayız. Bu girişimlerimizi Birleşmiş Milletler şemsiyesinde, Cenevre sürecine taşımış bulunmaktayız. Astana'da varılan mutabakat çerçevesinde, Suriye İdlib bölgesinin güvenliğinin sağlanması ve oradaki çatışmaların sonlandırılması için biz, Rusya ve İran'dan oluşan bir güvenlik çemberi oluşturma çalışmalarına başladık. Toprak bütünlüğü esasına dayanan, halkın demokratik taleplerine saygı gösteren, istikrarlı müreffeh bir Suriye'nin inşası yolunda atılacak her adımın destekçisi olmaya devam edeceğiz

Haberin Devamı

IKBY REFERANDUMU SONRASI ALINAN YAPTIRIM KARARLARI

Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğünün muhafazasına büyük önem vermektedir. Meşru olmayan bir referandum gerçekleşmiştir. Irak hükümetinin kendi ülkesinin sınırları içerisinde, anayasal egemenliğini tesis etmek üzere attığı adımlar yerindedir ve destekliyoruz. Türkiye olarak bu konuda bizim de atabileceğimiz adımlar mevcuttur. Bunları da birer birer hayata geçiriyoruz. Hava sahamızı kapattık, sınır kapılarının merkezi yönetime devredilmesi sürecini başlattık. Merkezi hükümet tarafından geri alınan bölgelerde örneğin DEAŞ'tan alınan Musul ve peşmergeden alınan Kerkük'te, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin baskıyla, şiddetle, oldu bittiyle değiştirdiği demografik yapının, bölgenin tarihi derinliğine uygun olarak eski haline döndürülmesi konusunda da merkezi Irak yönetiminin gerekli hassasiyeti göstermesini bekliyoruz.

Haberin Devamı

3 BİN 600 DEAŞ'LI ÖLDÜRÜLDÜ

Fırat Kalkanı ile 2 bin kilometrekarelik bir alanı DEAŞ'tan tamamen temizledik ve buraya Suriyeli kardeşlerimizin dönüp yerleşmesini sağladık. Bölgede Fırat Kalkanı Harekatı ile 3 bin 600'ün üzerinde DEAŞ terör örgütü mensubunu etkisiz hale getirdik. Bugün hiçbir ülke, DEAŞ ile mücadelede Türkiye'nin gösterdiği başarıyı tek başına gösterememektedir. Bununla da kalmadık 4 bin 500 DEAŞ terör örgütü elemanını tutukladık, cezaevine koyduk ve 50 binden fazla yabancı savaşçının ülkemiz üzerinden bölgeye geçmesine engel olduk. Nerede ve hangisinde karşımıza çıkarsa çıksın terörü insanlık düşmanı olarak görüyoruz. Terör insanlığın baş belasıdır. Terör her yerde ama demeden, fakat demeden, ayrım gayrım yapmadan lanetlenmelidir, küresel iş birliğiyle terörün üzerine şiddetle gidilmelidir.Terör bir sonuçtur. Onun için ülkemiz, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlıktan beslenen DEAŞ, PKK, YPG, PYD gibi terör örgütleriyle amansız mücadelesini sürdürmeye devam etmektedir. Ülkemizin meşru demokratik rejimini kanlı bir darbeyle değiştirmeye teşebbüs eden terör örgütüyle de karalılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu anlamda terörle mücadele konusunda dost ve müttefik ülkelerden temel beklentimiz samimiyet ve daha fazla iş birliğidir.

Haberin Devamı

TERÖR ÖRGÜTÜ SOSYAL MEDYADA PROPAGANDA YAPIYOR

Terör örgütü DEAŞ, sosyal medayada 'Önce cennete kim gitmek istiyor' adını yazdırsın diye propaganda yapıyor ve gençleri kandırıyor.

BMGK DEĞİŞMELİ!

BMGK'nın 5 biraderi var. Bu 5 birader birilerinden taraf oluyor. Dolayısıyla sorunlar çözülmüyor, sorunların torunlara havalesi devam ediyor. Böyle bir yere varamayız. Onun için Cumhurbaşkanımız ısrarla BMGK değişmeli, reforma tabi tutulmalıdır. Artık şartlar 1948'deki şartlar değildir

Yazarlar