Siyaset ‘BM’nin reformu olmazsa olmazımız’

‘BM’nin reformu olmazsa olmazımız’

08.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Dünyanın güvenliğinin sadece 5 ülkenin çıkarına ve hatta keyfine bırakılamayacağını tekrarlayan Erdoğan, “Bu çarpıklığın düzeltilmesi konusunda bir yol açmak için harekete geçtik” dedi.

‘BM’nin reformu olmazsa olmazımız’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Filistin ve Kudüs’ün dünyadaki tüm mazlumların sembolü olduğunu belirterek, “Filistin’in ve Kudüs’ün adını yan yana yazan İsrail yönetiminden iki cihanda da davacı olacağız. Artık Birleşmiş Milletler’in reforme edilmesi olmazsa olmazdır” dedi.

Haberin Devamı

Kudüs Platformu’nun Harbiye Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlediği Uluslararası Zeytin Dağı Barış Ödülleri Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşma yapmak üzere geldiği kürsüdeki zeytin dalını protokol sırasında oturan eşi Emine Erdoğan’a verdi.

Maruz kaldıkları zulümler, katliamlar, haksızlıklar sebebiyle Filistinlilerin dünyadaki tüm mazlumların sembolü olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları söyledi: “Tarih boyunca Musevilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların kutsal şehri Kudüs ise insanlığın ortak değerler etrafında toplanabilme idealinin sembolüdür. Dolayısıyla Filistin’i ve Kudüs’ü savunmak kadim insanlık tarihi boyunca iyi olan, güzel olan, doğru olan, hak olan ne varsa hepsini de savunmak demektir. Kudüs’te yaşananlar zalimlerin zulümlerini meşrulaştırma, hatta kurumsallaştırma çabasıdır... Davos’ta ‘one minute’ derken, sadece kendimizin değil, Filistin meselesine vicdani bakış sahibi herkesin hissiyatını dile getirdik. Ne zaman ki insanlığın tamamı, zalimlere ‘one minute’ deme noktasına gelirse, işte o zaman bu zulüm bitme sürecine girmiş demektir.”

Haberin Devamı

‘BM’nin reformu olmazsa olmazımız’

Törende Filistin davasına katkılarından dolayı Naci el Ali’ye, Noor Fitri’ye, Benjamin Ladraa’ya ve İsrail buldozeriyle ezilerek katledilen Rachel Corrie’nin ailesine ödül takdim edildi.

Zalimlerin cüreti

Erdoğan, şöyle devam etti: “İsrail yönetiminin yakın zamanda kendi topraklarına sahip çıkmaktan başka hiçbir suçları olmayan Filistinlilere karşı uyguladığı şiddet, zalimlerin cüretinin her geçen gün arttığını gösteriyor. Bu saldırılarda onlarca şehit ve binlerce yaralı veren Filistinlilerin yaşadıkları karşısında uluslararası toplumun sergilediği kayıtsızlık hiçbir halkın, hiçbir bireyin güvende olamayacağı bir geleceğin işaretidir. İnsanlığın özellikle barış merkezi olması gereken Filistin’in ve Kudüs’ün adını yan yana yazan İsrail yönetiminden iki cihanda da davacı olacağız. Bunlarda ne insani, ne vicdani asla böyle bir karakter, böyle bir cibilliyet yok. Uluslararası toplumun özellikle de görevi barışı ve güveni temin etmek olan uluslararası kuruluşların riyakarlığı artık gizlenemez, saklanamaz, daha önemlisi tahammül edilemez bir boyuta ulaşmıştır. İşte bu çarpıklığa karşı biz ‘dünya beşten büyüktür’ diyerek dile getiriyoruz.”

Haberin Devamı

‘Harekete geçtik’

Dünyadaki tüm ülkelerin güvenliğini sadece 5 ülkenin çıkarına ve hatta keyfine bırakan bir sistemin sürdürülebilirliği olamayacağını vurgulayan Erdoğan, BM’nin yapısına yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:

“Artık Birleşmiş Milletler’in reforme edilmesi olmazsa olmazdır. Dünya, 2. Dünya Savaşı’nın şartlarında yaşamıyor.

Öyleyse şimdi Birleşmiş Milletleri reforme etmek, reforme etmek suretiyle yeniden bir Birleşmiş Milletler yapısını ortaya çıkarmak gerekiyor. Türkiye olarak bu çarpıklığın düzeltilmesi konusunda bir yol açmak için harekete geçtik. Görüştüğümüz tüm dünyadaki liderlere hep bunu anlatıyoruz. Tabii bu 5 ülkenin işine gelmediği gibi diğer dünyadaki liderler de korkuyorlar, çekiniyorlar. Böyle bir şeye tevessül edersek acaba akıbetimiz ne olur. Çünkü hepsinin öyle veya böyle bu 5 ülkeden çıkarları var. Hepsi bir yerden bağlı. Hamdolsun bizim böyle bir bağlantımız yok. Biz sadece hakka bağlıyız, sadece halkımıza bağlıyız. Onun için de doğru neyse, bunu son nefesimizi verene kadar savunacağız. İnsanlığın tamamına hizmet edecek bir uluslararası güvenlik mimarisi kurulana kadar inşallah bu mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Haberin Devamı

Suriyelilere 31 milyar dolar

Erdoğan mülteci sorununa da değindiği konuşmasında Türkiye’nin Suriye ve Iraklı toplam 4.5 milyon kişiyi yıllardır ülkemizde misafir ettiğini, 3.5 milyon Suriyelinin halen ülkemizde bulunduğunu hatırlatarak şöyle devam etti: “En ufak bir tereddüdümüz yok, yardım gelse de gelmese de biz bunu yapmaya devam edeceğiz. Şu ana kadar yaptığımız yardım, 31 milyar dolar oldu. Avrolar gelse de gelmese de bereketi var. Şu ana kadar verdikleri 1 milyar 850 milyon avro, söz 6 milyar avro... İnsanları öldürmek için gösterdikleri gayreti, harcadıkları paranın onda birini insanları yaşatmak için kullansalar muhtemelen bütün sorunlar çözülecek ama böyle bir dert yok.”

Haberin Devamı

‘Kimi aldatıyorsunuz?’

ABD’nin Suriye’de PKK/YPG’ye verdiği silahları hatırlatan Erdoğan, “Bütün bunları sorduğumuz zaman ‘Biz hepsinin seri numaralarını aldık, savaş bitince silahların hepsini alıp gideceğiz’ diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz? Biz bunları Irak’ta gördük. Irak’ta siz hiçbir silah almadınız. Biz daha sonra o silahların bir kısmını, PKK’nın elinden topladık” dedi.

Fransızlar katliam yaptı

İslam dinin barış dini olduğunu belirten ve ‘Ama ne yazık ki o barış dininin mensupları birbirini yiyor tespitinde bulunan Erdoğan, “Bize düşen daima hakkın ve haklının yanında yer almaktır. Barışın anahtarı işte burada yatıyor. 1. ve 2. Dünya savaşlarını hatırlayın. Tek dertleri pastadan daha çok pay almak isteyen muhterisler, dünyamızı yakıp yıkarken geride on milyonlarca kurban bıraktılar. Gerisinde insani hiçbir amacın olmadığı meydan okumalar, sadece bitip tükenmek bilmeyen bir güç iştahıyla yapılıyor. Sadece Ruanda mı? Cezayir’de, Fransızlar 5 milyon Müslüman’ı orada katlettiler. Libya’da aynı Fransızlar orada da yine devasa bir katliam yaptılar. Dünyanın sesi çıktı mı? Çıkmadı, yine sessiz kaldılar. Çünkü yapı karakter, cibilliyet bu” ifadelerini kullandı.