Siyaset Bu işte çok pis kokular geliyor

Bu işte çok pis kokular geliyor

09.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

ABD’de tutuklanan Rıza Sarraf’ın yargılandığı davaya eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da dahil edilmesini “mantık dışı” olarak yorumlayan Erdoğan, “Atılan bu adımlar tamamen siyasidir. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor” diye konuştu.

Bu işte çok pis kokular geliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Kazakistan’a hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı. Erdoğan, İran’a yönelik ambargoyu deldiği iddiasıyla ABD’de tutuklu yargılanan Rıza Sarraf’ın davasına eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da dahil edildiği iddialarının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Bizim eski Ekonomi Bakanımıza yönelik atılan bu adımı, açık söylüyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum. Zira burada şahsına yönelik bir iddiayı ortaya koyabilmiş değiller” dedi. Çağlayan’ın “İran’a yönelik yaptırımları delmekle” suçlandığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir defa biz Türkiye olarak İran’a herhangi bir yaptırım uygulama kararı almadık ki... Bizim İran ile ikili ilişkilerimiz var, hassas ilişkilerimiz var. İran’dan özellikle doğal gazımızın, petrolün bir kısmını oradan alıyoruz. Biz bunu kendilerine de o zaman söyledik. Ben bunları Sayın Obama’ya da söyledim, diğer bu konularla ilgilenen kişilerine, başta Dışişleri Bakanları olmak üzere onlara da söyledik. Yani dedik ‘Biz burada böyle bir yaptırım içerisine girmeyiz.’ Bu ekonomik ilişkileri yürüten bakanımız kim? Ekonomi Bakanı. Ekonomi Bakanı hükümetin attığı adıma ne yapacaktır? Uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Dolayısıyla atılan bu adımlar tamamen siyasidir. ABD bir defa bu konuyu -tabii bu gidişimizde orada da inşallah görüşme fırsatı buluruz- gözden geçirmesi lazım. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Rıza Sarraf olayı da öyledir. Halk Bankamızın Genel Müdür Muavini Hakan Bey ile ilgili konu da öyledir. Bunların hepsi. Diğer isimler yine öyledir.”

ABD’de Çağlayan’a tutuklama kararı

ABD’de önceki gün haklarında dava açılan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan ve Abdullah Happani hakkında tutuklama kararı çıktı. Çağlayan’a, “İran ambargosunu delmek için ABD yönetimi yetkililerine yalan söyleme, milyonlarca dolarlık yasadışı işlemlerle bağlantılı fonları aklama; bu işlemlerin asıl niteliğini gizleyerek çeşitli finansal kurumları aldatma” suçlamaları yöneltiliyor. l DHA

Haberin Devamı



‘Arakan zirvesi planlıyoruz’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arakan’da insani dramın son bulması için çok taraflı bir diplomasi yürüttüklerini, 20’yi aşkın liderle telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirtti. Erdoğan, “Ayrıca eşim ile Dışişleri Bakanımız, oğlum ve Sosyal Politikalar Bakanımız da, genel başkan yardımcım Ravza Hanım da Bangladeş’e sığınan Rohingyalı Müslümanları ziyaret ettiler. Sorunun tüm muhataplarıyla görüşüyoruz” dedi.
Kazakistan’da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Bilim ve Teknoloji Zirvesi’ne de katılacağını söyleyen Erdoğan, “Zirve kapsamında Arakanlı Müslümanların durumu hakkında gayriresmi devlet veya hükümet başkanları toplantısı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu toplantının yapılmasını biz önerdik. Sağ olsun İİT Sekretaryası ve Kazakistan başta olmak üzere birçok ülke de bizim bu teklifimize destek oldular” dedi.

‘ABD’nin aczi’

Erdoğan ABD’yi ziyareti sırasında PKK’lılara müdahale eden korumaları hakkında açılan davaya da tepki gösterirken de şunları söyledi: “Washington’daki büyükelçiliğimiz önünde PKK terör örgütü mensuplarının bize adeta saldırıyor gibi bir hava içerisine girip ABD güvenlik güçlerinin herhangi bir tedbir almaması, onları oradan derdest etmemesi de bu pis kokunun bir ifadesidir. O olayla ilgili benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta olay günü orada olmayan korumalarım hakkında, eşimin iki koruması bayan, onlarla ilgili de aynı şeyi yaptılar. Bu nedir? Bu Amerika yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor.”

‘Doğmamış çocuğa don biçiyorlar’

“Sayın Devlet Bahçeli’nin süreç başladığında sizin yardımcınız olacağı yönünde bir takım iddialar var. Bu iddialarla ilgili ne söylemek istersiniz?” sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Bunların hepsi yani suyu bulandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Hep söylüyoruz, bunlar doğmamış çocuğa don biçiyorlar. Herkes bir defa yerini, konumunu bilsin. Biz Türkiye’de siyaset yapıyoruz. Yani Sayın Bahçeli ile şu süreçte partimiz gayet güzel bir diyalog içinde oldu ve bundan sonraki süreçte de bu diyaloğun, bu dayanışmanın temenni ederim ki güçlenerek devamı Türkiye’nin geleceği bakımından çok çok önem arz etmektedir ve bu geleceği inşa ederken, ihya ederken görüşmeler neticesinde her şey olabilir. Bunu kimsenin bir kenara atmasına hakkı yok. Ana muhalefet partisi Kandil ile irtibat kuruyor, bunu hiç gündeme getirmiyorlar da bu ülkede yerli ve milli davranan liderlerin veya partilerin görüşmeleri, konuşmaları bunları niye rahatsız ediyor? Bizim bir defa çok önemli bir yanımız var; yerliyiz ve milliyiz. CHP ve HDP’ye baktığınız zaman bunların yerli ve milli bir yanı yok. Tam aksine bunlar bu ülkeye saldıran, bu ülkeyi her yere, Batı’ya, dünyaya şikayet etmek suretiyle nereden önünü keseriz, bunun gayreti içinde olanlarla koalisyon halindeler.”

‘Nerede o siviller?’

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) ilgili eleştirisini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

“Neymiş? Sivilleri vurmuş... Nerede o siviller? SİHA’lar teröristleri vuruyor ve silahlı kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz çok daha güçlü hale gelmek suretiyle terörizmle, terör örgütleriyle bu mücadelesini sürdürecektir ve bunu CHP’nin temsilcileri, vesaireleri durduramaz. Ben beklerdim ki CHP’nin Genel Başkanı çıksın ‘Ey Tanrıkulu, sen kimden yanasın, teröristlerden yana mısın yoksa bu ülkenin güvenlik güçlerinden yana mısın?’... Bugüne kadar bu kadar güvenlik gücümüz şehit oldu, bu kadar sivilimiz şehit oldu, bunların sesi çıktı mı? Çıkmadı. Biz şimdi silahlı İHA’larımızı yaptık, tabii terör örgütü artık kaçacak delik arıyor. Böyle bir dönemde de bu beyler, ölen teröristleri savunur hale geldiler. Biz sizi tanıyoruz zaten. Tek farkınız siz CHP’siniz, onlar HDP. Sizin yerlilik, millilik diye bir özelliğiniz yok. Biz attığımız adımların doğru olduğunu biliyoruz. Bu kararlılıkla terörle mücadeleyi de terör örgütünden bir kişi dahi kalmayıncaya kadar sürdüreceğiz.”

‘Yüzüme bakamıyor’

Son günlerde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden Türkiye’nin üyelik sürecine ilişkin yapılan farklı açıklamalarla ilgili soru üzerine Erdoğan, bu açıklamalara yabancı olmadıklarını, 15 yıldır bu tür açıklamalarla oyaladıklarını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bunların hayatı hep böyle geçti. Şu anda da kendi içlerinde birbirlerine girdiler. Yatıyorlar, kalkıyorlar Ak Parti, Türkiye, Erdoğan... Tamam da bizimle ne işiniz var. Kendi içinizde seçim yapıyorsunuz. Nasıl yapacaksanız seçiminizi yapın. Erdoğan’a vurmak, Türkiye’ye vurmak size oy mu kazandıracak? Bunu nereye kadar böyle götüreceksiniz? Yarın bir gün, uluslararası toplantılarda ne olacak? Hollanda’nın Başbakanı ile olduğu gibi mi olsun? Bak şimdi o yüzüme bakamıyor, benim zaten yüzüne hiç baktığım yok. Daha hükümet kuramadı. Ne hale düştü. Yarın Almanya’da da benzer şeyler olabilir.”
Almanya’nın bugün sahip olduğu gücün Türkiye’nin özellikle sosyopolitik gücünü yok etmeye muktedir olamayacağını vurgulayan Erdoğan, “Bizim bu noktadaki gücümüz çok çok farklı. Artık Türkiye bir çok şeyi aşmış vaziyette. Bu ufku, Türkiye açtığı için de zaten bunlar rahatsız oluyor. Bundan sonra hedef artık 2023’tür. İnşallah 2019 Başkanlık sistemindeki atılan yeni adımla birlikte çok daha farklı bir yere taşımış olacağız” değerlendirmesini yaptı.

‘Hayırlı olsun’
Erdoğan, Almanya’daki seçim kampanyalarında kendi posterinin kullanılmasını ise şöyle değerlendirdi:
“Almanya’da kurucularının ağırlığını Türklerin oluşturduğu bir parti seçime katılacak. Bu seçimde, lokal bir bölgede seçime giriyorlar. Onlar da ismimizi büyük ihtimalle belki de oradaki Türkleri birleştirici bulması açısından kullanıyor olmuş olabilirler. Eğer onların gücüne bizim portremiz bir güç katacaksa ‘hayırlı olsun’ diyorum. Keşke Almanya’nın tümünde bu seçime katılabilme imkanını yakalasaydılar. Bunu bu seçimde yakalayamadılar ama bu bir adımdır. Bu adım onlara daha sonra Avrupa Parlamentosu’na (AP) girme yolu açabilir. Biliyorsunuz AP’de parti olayı orada söz konusu değil, bireysel olarak o seçimlere katılma şansları var. Örneğin daha önce Ozan Ceyhun, onlar o şekilde Avrupa Parlamentosu’nda görev yaptılar. Ben bunun hayırlı bir adım olduğuna inanıyorum. Hiç korkmayacaklar. Kendilerini ortaya koyacaklar, katılacaklar ve böylece orada yaşayan soydaşlarımızın da gücünü görme bakımından isabet olacak diye düşünüyorum.”