Beyrut’a ilk kez gittim.
Beyrut, gideceğimi öğrenen herkesin methettiği kadar güzel bir şehir mi?
Bu soruya vereceğim yanıt, kısmen evet, kısmen hayır…
Fransızlar’ın işgalinden sonra ‘Petit Paris’ (Küçük Paris) adını verdikleri Beyrut’un geçirdiği onca savaştan sonra yeniden inşa edilen modern bir yüzü de var - ki dünyanın bütün marka mağazaları bu bölgede - halen savaşın izlerini taşıyan yerler ve
harap mahalleler de… 30 - 40 yıl öncesinde kalmışlar sanki…
Rehberimiz Pierre Ananiguan’ın söylediğine göre 4 milyonluk Lübnan’ın yarısı Beyrut’ta… O yüzden her taraf beton, her taraf bina… Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisi Süleyman İnan Özyıldız’ın Lübnan ve Beyrut’a dair anlattıklarından anladığım o ki, burada her şey arapsaçı!
1943 yılında bağımsızlığını ilan eden Lübnan’da en son nüfus sayımı hangi yılda yapıldı biliyor musunuz?
Fransızlar’ın işgalindeki 1932’de...
O zamanki nüfus yapısına uygun hazırlanan anayasaya göre cumhurbaşkanları
hep Maruni, başbakanlar Sünni, meclis başkanları da Şiiler’den seçiliyor.
O sayımda nüfusun yüzde 65’i Müslüman, yüzde 35’i Hristiyandı.
Aradan geçen yıllar içinde demografik yapı öylesine değişti ki, yeni bir nüfus sayımı yapılsa bütün dengeler değişeceği için yanaşmıyorlar buna…
Şehri dolaşırken ülkeye laikliğin egemen olduğunu hissediyorsunuz, ama birey özgürlüğü hak getire…
Beyrut’taki mavi kubbeli caminin fotoğrafını çektiğim için polisler önce cep telefonumu, sonra pasaportumu aldı.
Meğer meclis binası varmış o sokakta.
Çektiğim fotoğraflara bakıp, küçük bir sorgu yaptılar.
Turistik amaçlı çekimler yaptığımı anlayınca, “Meclisin fotoğrafını çekme!” diye uyarıp, cep telefonumu ve pasaportumu iade ettiler. Hergün 600 bin aracın girip - çıktığı Beyrut’un trafiği İstanbul’u aratmayacak kadar yoğun.
Şehirde bir yerden bir yere gitmek için kilometrenin değil, kaç saatte varılacağının hesaplandığı Beyrut’ta taksi çok, ama hiçbirinde taksimetre yok.
Büyükelçimiz, birlikte fotoğraf çektirdiğimiz konutun bahçesindeki meyveleri gösterip, “Buranın çok verimli toprakları var” dedi.
BORAJET’iN SABiHA GÖKÇEN’LERi
Borajet, İstanbul Sabiha Gökçen’den Adana aktarmalı olarak sabah ve akşam olmak üzere günde iki uçuş yapıyor. Borajet’in yaz aylarında Antalya Gazipaşa’dan da Beyrut’a direkt uçuşları var.
18 mezhep ve 15 bin Türk yaşıyor
Lübnan, devlet olarak 18 mezhebi resmen tanıyan bir ülke... Neredeyse her dinden, her mezhepten insanın yaşadığı Beyrut’ta camiler, kliseler yan yana... Sadece Beyrut’ta değil, gittiğimiz diğer şehirlerde de camilerin kubbelerinin mavi olması dikkatimi çekti.
Konutunda bize öğle yemeği veren Türk Büyükelçimiz Süleyman İnan Özyıldız, Lübnan’da 15 bine yakın Türk vatandaşının yaşadığını, bunların çoğunun çifte vatandaş olduğunu söyledi. Beyrut’taki Türk vatandaşlarının çoğu Mardin kökenli...
HARiSSA TEPESi’NDEN TELEFERiKLE SAHiLE
Beyrut, ticari açıdan zengin bir liman şehri. Deniz gören dairelerin birkaç milyon dolar olduğu Beyrut’tan sonra tarihi şehir Byblos’a ve bir başka turistik bölge olan Harissa Tepesi’yle Jounieh şehrine geçtik.
Harissa Tepesi’nden Jouni-eh’in sahiline teleferikle indik.
Körfezin zenginleri için ideal tatil yeri olan Beyrut, aynı zamanda bir banka şehri. Rehberimizin söylediğine göre 90, büyükelçimizin beyanına göre 70’in üzerinde banka var Beyrut’ta.
Üstelik hepsi de ‘kara para’ya karşı Amerikan Hazinesi’nin denetiminde…