Jandarmanın yaptığı kokain operasyonunda gözaltına alınan Deniz Seki, artık cezaevinde... Çıkarıldığı ilk mahkemede hakimin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktığı, savcının itirazı üzerine de tutuklama kararı çıkardığı Seki cezaevinde, ama hala medyanın gündeminde...
Seki’yi medyanın gündemine taşıyan şey kimi zaman ayrıldıkları söylenen Hüsnü Şenlendirici’nin yaptığı açıklamalar, kimi zaman da kardeşinin yaptığı çıkışlar...
Medya işin bu yanıyla ilgilenirken İstanbul Narkotik polisi, Seki’nin tutuklandığı operasyon kapsamında ha bire birilerini gözaltına alıyor.
Polisin gözaltına aldığı kişiler yeni isimler verdikçe de uyuşturucu operasyonu her geçen gün genişliyor.
“Deniz Seki operasyonu” nedeniyle gözaltına alınıp, sonra da serbest bırakılan birinin önceki gün arkadaşlarına anlattıklarından anladığım şu:
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün bu operasyon için oluşturduğu ekip, bir hafta içinde onlarca şüpheliyi alıp, emniyete götürdü. Gözaltına alınanlar arasında birçok ünlü işadamının çocuğu da var. “Deniz Seki Operasyonu”nda gözaltına alınanlardan birinin ismini vermesi üzerine gözaltına alınıp, sonra da serbest bırakılan kişinin anlattıklarına göre polis, bunlardan bir kısmını kokain içerken yakaladı.
Anlaşılan o ki polis, bu operasyonla birlikte sağlam bir “kokain damarı”na ulaştı.
Bu damarın nereye kadar gittiği, kimleri içine aldığı ise zamanla ortaya çıkacak.
Yusuf Hayaloğlu’nun ardından
Önceki gün son yolculuğuna uğurladığımız şarkı sözü yazarı ve şair Yusuf Hayaloğlu’nun bende çok ayrı bir yeri vardı.
Birincisi Yusuf Hayaloğlu, benim en sevdiğim şarkı olan “Şu Dağlarda Kar Olsaydım”ın yaratıcısıydı.
Öyle ki, bu şarkıya olan tutkum nedeniyle Tarkan’ın bile başını yemiştim.
İstanbul Plak’la çalıştığı dönemde bu parçayı okuyup, albümüne alması için Tarkan’ı bile ikna etmiştim.
Hatta Tarkan, stüdyoya girip “Şu Dağlarda Kar Olsaydım”ı okumuştu...
Ancak o dönemde “Megastar”ın akıl hocaları benden baskın çıkıp, “Şu Dağlarda Kar Olsaydım”ı, “Senin konseptine uygun değil” diyerek albüm repertuvarına koydurmaktan son anda vazgeçirmişti.
“Şu Dağlarda Kar Olsaydım”ın yanı sıra “Demedim mi Haydar”, “Ah Ulan Rıza” ve “Başım Belada” gibi sevdiğim, her dönem dinlemekten büyük keyif aldığım pek çok eseri daha vardı.
İkincisi de Yusuf Hayaloğlu, en sadık okurlarımdan biriydi... Zaman zaman telefon açar, yazdıklarım nedeniyle kutlar, bana cesaret verirdi.
56 yaşında aramızdan ayrılan Hayaloğlu’na Tanrı’dan rahmet, başta kız kardeşi Gülten Kaya olmak üzere ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Sarıgül’lerin, cenazedeki gereksiz çelenk rekabeti
Yusuf Hayaloğlu’nun Yeniköy Camisi’ndeki cenazesinde gördüğüm garip bir tabloyu kamuoyu ile paylaşmak istedim.
Cenazeye gönderilen çelenklerden ikisi dikkatimi çekti. Malum CHP yerel seçimlerde Şişli’de DSP adayı Mustafa Sarıgül’ün karşısına Muharrem Sarıgül’ü aday gösterdi.
İki Sarıgül de cenazeye çelenk gönderdi.
Cami avlusunda onca yer varken CHP Şişli Belediye Başkan Adayı Avukat Muharrem Sarıgül’ün çelengi ile Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün çelengi nedense yan yana yerleştirildi.
Siyaset arenasında bu tür “rol çalma”lar hoş karşılanabilir, ama insanların en acı günü olan cenazede de bunun tekrarlanması hiç hoş olmadı.
Süper Loto’nun yeni uygulamasına itirazım var
Son günlerde yapılan haberlerden anlıyoruz ki, Süper Loto’nun 6 bilen çıkmayınca haftalardır devretmesi Milli Piyango İdaresi’ni çözüm arayışına zorladı. Milli Piyango İdaresi, yeni bir uygulama başlatmak için kolları sıvadı.
Buna göre Süper Loto’da 8 hafta 6 bilen çıkmaz ve 9’ncu hafta da yine hiç kimse 6 rakamı tutturamazsa biriken ikramiye o hafta 5 bilenler arasında paylaştırılacak.
Günlerdir bu konuda haber yapılıyor, ama bir Allah’ın kulu da çıkıp, “Arkadaş, 8 hafta boyunca 5 bilenlerin başı kel mi?” diye kimse itiraz etmiyor.
Her hafta 6 bilen çıkmayınca toplam ikramiyenin 5 bilenler arasında dağıtılması gibi adil bir yöntem varken, Süper Loto’nun 8 hafta devretmesinin beklemenin ve 9. haftada 5 bilenlere, önceki haftalarda 6 tutturanlara verilecek ikramiyeden fazlasını vermenin mantıklı bir yanı var mı?
Bence yok... O nedenle Milli Piyango İdaresi, devreden 8 hafta boyunca 5 tutturanları da mağdur etmeyecek daha adil bir çözüm bulmalı.
