‘Hayat Devam Ediyor’da viagradan ölen Abbas Ağa, ‘Hayat’ın kabusu olarak diziye geri döndü. Rana Cabbar, daha önce oynadığı ‘Beyaz Gelincik’te de öldükten sonra dirilmişti...
Başladığı ilk günden bu yana cuma akşamlarının en çok izlenen dizisi olan ‘Hayat Devam Ediyor’un en popüler, en renkli karakteri kim?
Rana Cabbar’ın hayat verdiği ‘Abbas’.
Karakter tam fenomen olmuşken, “Haydi Abbas, vakit tamam” dedi senaryoyu yazan.
Dizinin daha dördüncü haftasında viagradan öldürdüler ‘Abbas Ağa’yı.
Ancak gelinen noktada ‘Hayat Devam Ediyor’ izleyicilerine zorunlu olarak bir sürpriz yaptı dizinin senaryo yazarları.
‘Abbas Ağa’ fenomeni daha fazla önünde durulacak gibi değildi, o yüzden küçük gelin ‘Hayat’ın ‘kabus’u olarak yeniden dahil ettiler onu diziye.
Ve ‘küçük gelin’ doğum yapana kadar da devam edecek ‘Abbas Ağa’ kabusunu görmeye.
Rana Cabbar için rol gereği öldüğü diziye yeniden dönmek yeni bir şey değil üstelik.
‘Beyaz Gelincik’te de Cabbar, aynı kaderi yaşadı.
Rana Cabbar
Onu öldürmek çok zor
Rana Cabbar, o dizinin kadrosuna katıldıktan kısa bir süre sonra, trafik kazasında öldü.
Ancak birkaç hafta sonra sözün ona kazada ölen adam, dirildi ve sapasağlam halde geri geldi.
Bu ‘yeniden diriliş’in sebebi de şuydu:
Altan Erkekli’nin de başrol oyuncuları arasında yer aldığı ‘Beyaz Gelincik’ için ‘kötü adam’ı canlandıracak sağlam bir oyuncu aranır.
Erkekli’nin aklına, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda birlikte çalıştıkları, “Hocam” dediği Rana Cabbar gelir.
Erkekli’nin önerdiği Cabbar’la, şirket anlaşır.
Cabbar’ın oynayacağı rol uzun solukludur.
Rana Cabbar, ‘Davut Samur’ olarak diziye girdikten birkaç hafta sonra, pat diye bir trafik kazası geçirir ve ölür.
Cabbar, Erkekli’ye sorar, ‘Altan, hani bu rol uzundu? Bilgin var mı niye bu kadar erken öldürdüler beni?” diye.
Erkekli, resti çekince
‘Hoca’sına karşı mahcup olan Erkekli, bu işin aslını öğrenmeyi iş edinir kendine.
Çok geçmeden de öğrenir işin aslını.
Meğer durup dururken olmamış o trafik kazası.
Rana Cabbar’ın patlak gözleri, dizinin yayınlandığı kanalın yöneticisi kadının kızlarını korkutunca olanlar oldu.
Kanal yöneticisinin istemediği birini yapımcının tutması mümkün mü?
Rana Cabbar’ın canlandırdığı karakter sizlere ömür.
Cabbar’ın oynadığı rolün senaryo gereği değil de bu nedenle bitirildiğini öğrenen Altan Erkekli, “Hocam bana güvendi de geldi. Ona yapılan yanlış, bana da yapılmış sayılır. O yoksa ben de yokum” diye rest çekmesin mi?
‘Beyaz Gelincik’te Altan Erkekli’nin üstlendiği rol önemliydi.
O yüzden yapımcı ve kanal, Erkekli’nin gitmesini göze alamayınca, çareyi Cabbar’ı hortlatmakta buldu.
‘GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ’ SAYIN BAKANIM, BEKLERİZ!
48. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden ‘En İyi Film’, ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Kurgu’ ve ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ ödülü kazanan ‘Güzel Günler Göreceğiz’ filmi 3 Şubat’ta vizyonda.
Buğra Gülsoy, Uğur Polat, Feride Çetin, Bedia Ener, Nesrin Cavadzade ve Barış Atay’ın başrollerini paylaştığı filmin galasıysa 1 Şubat’ta yapılacak.
Önceki gün Mint Yapım’da karşılaştığım filmin yönetmeni Hasan Tolga Pulat ve senaristi Emre Kavuk, tatlı bir telaş içindeydi.
İki genç sinemacıyı bu denli heyecanlandıran şey, gala ve vizyon tarihinin yaklaşması değil, Kültür Bakanlığı’ndan maddi destek alarak çektikleri ve dört ödül kazandıkları filmin galasına Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı getirebilme adına yaptıkları girişimlerdi.
Pulat ve Kavuk; Kültür ve Turizm Bakanı’nı, Nişantaşı City’s’deki galaya davet etti.
Bakalım Ertuğrul Günay, bakanlığının da maddi desteğiyle çekilen ve Antalya’dan dört ‘Altın Portakal’la dönen ‘Güzel Günler Göreceğiz’i galasında izlemeye gelip, genç sinemacıları ödüllendirecek mi?
D-SMART’TAN ‘OSCAR ÖZEL GALA GECELERİ’
D-Smart, 2012 yılında yayınlamak üzere aldığı filmlerin birçoğu 84. Oscar’a aday olunca, bunları yayın gününe kadar arşivde tutmak yerine, PR’ları için akıllı bir yöntem seçti.
D-Smart, bu yılki Oscar’ın en güçlü adayı dört filmi, Modern Sanat’ta düzenledikleri ‘Oscar Özel Gala Geceleri’nde sanat ve medya dünyasından ünlülere izletti.
‘Shame-Utanç’, ‘The Descendants-Senden Bana Kalan’ ve ‘The Artist-Artist’i izleyemedim, Marilyn Monroe’nun Londra’da geçirdiği bir haftayı anlatan filmi seyrettim.
Marilyn Monroe’nin hayatını anlatan iki kitabı da okuduğumdan olsa gerek, ‘My Week With Marilyn-Marilyn’le Bir Hafta’daki güvensiz ve dengesiz kadın hiç şaşırtmadı beni.
