Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Özcan’la İsmail’in sevgili dayanışması


Özcan Deniz, yakında yeni bir diziye daha başlayacak. Deniz’in “Samanyolu” adlı yeni dizisindeki rol arkadaşlarının Vildan Atasever ile Nesrin Cevadzade olacağını pazartesi günü arkadaşımız İlknur Taş’ın Cafe Milliyet’teki haberinden okumuşsunuzdur.
Kerime Nadir’in aynı adlı romanından Ay Yapım’ın ATV için çekeceği dizide Vildan Atasever, Özcan Deniz’in sevgilisini oynayacak. Atasever’in oyuncu sevgilisi İsmail Hacıoğlu da şu günlerde yeni sinema filminin çekimleri için İtalya’da...
Genç sinemacı Ali İlhan’ın yazıp, yönettiği ilk uzun metrajlı sinema filminde Hacıoğlu’nun sevgilisini kim oynuyor biliyor musunuz? Reyting rekortmeni “Yaprak Dökümü” dizisinin güzel yıldızı ve de Özcan Deniz’in sevgilisi Fahriye Evcen...
Memlekette onca oyuncu varken Hacıoğlu’nun “Sinyora Enrica”da aşkını Deniz’in sevgilisi Evcen, Deniz’in “Samanyolu”ndaki sevgilisini de Hacıoğlu’nun aşkı Atasever’in oynayacak olması şov dünyasında eşine pek rastlanmayan müthiş bir sevgili dayanışması...
Çekimleri İtalya’nın Rimini şehrinde süren “Sinyora Enrica”da Evcen, İsmail Hacıoğlu’nun sevgilisini oynarken, aynı zamanda filmin başrol oyuncusu Claudia Cardinale’in de gençliğini canlandırıyor.



Haluk Levent, sözünü tut!
Cumartesi günü Milliyet’in Akdeniz ekinde Haluk Levent’le ilgili şöyle bir okur mektubu vardı:
“Sevgili Haluk Levent! 28 Temmuz tarihinde Gazipaşa’da, 1. Mavi Deniz Rock Festivali kapsamında güzel bir konser vermiştin. Konser sırasında havaya kaldırdığım CD ve kitabı benden alıp konseri izleyen birlerce kişinin önünde, 2 CD ve 2 adet kitabı adıma imzalayıp gönderme sözü vermiştin. Konseri düzenleyen belediye yetkililerini de şahit yapmıştın. Bugüne kadar göndermedin. Sana ulaşabilmek de imkânsız.
Ben o CD ve kitabı arşivimi bozarak, sadece imza alıp tekrar yerine koymak için konser alanına getirmiştin. Lütfen, benim için onlar çok önemli. Sözünde durarak göndermeni bekliyorum.
Pazartesi sadece “Altın Portakal”a dair notlar yazdığım için bu konuya giremedim.
Milliyet’in Akdeniz eki, sadece o bölgede yayınlandığı için Antalyalı Milliyet okuru Ahmet Yılmaz’ın sesi Haluk Levent’e ulaşmamış olabilir.
Umarım şarkıcı, bu yazıdan sonra hayranına verdiği sözü tutar.



‘Nefes’in afişinde oyuncuların adı yok
16 Ekim’de gösterime giren ve oynadığı 608 salonda üç günde 334 bin 215 kişinin izlediği “Nefes” filminin afişinde bir şey dikkatimi çekti. Levent Semerci’nin yönettiği filmin afişindeki oyuncuları saydım, tam 40 kişi...
40 oyuncunun soyadını öğrendim, ama isimlerini öğrenemedim.Çünkü yapım şirketi afişe oyuncuların isimlerini yazmadı. Şirket, oyuncu isimlerinin baş harflerini ve soyadlarını yazmakla yetindi. Bunu yapanlar, “Yerimiz dar, o yüzden böyle yaptık” dese o da değil... Zira, oyuncuların dışında “Nefes”te emeği geçenlerin ad ve soyadları var afişte... Üstelik oyuncuların isimlerini yazacak kadar yer de... Durum böyleyken böyle bir uygulama niye?
Bunu yapanlar acaba, “Oyuncuların ne önemi var? Mühim olan projedir” mi demek istedi? Sebep her ne olursa olsun, yapılan bana tuhaf geldi. Filmdeki 40 oyuncunun birden böyle bir uygulamaya “Evet” demesi de ilginç.
Hadi onlar, mecburen kaderlerine razı oldu. Peki bu ülkede oyuncu meslek örgütleri yok mu? Var, ama onlar da bu duruma ses çıkarmıyor. Diyeceksiniz ki “Sana ne?”
Benimki de “işgüzarlık” işte!

Özcan’la İsmail’in sevgili dayanışması


Onur Air’de ‘kaçak yolcu’ paniği
Pazar günü saat 13.45’te Antalya’dan İstanbul’a gelirken Onur Air’in uçağında ilginç bir olaya tanıklık ettim. Uçak full doldu, ama bir türlü kalkmıyordu. 10 lira fark verip en önde oturduğum için, 164 yolcu olması gereken uçakta 165 yolcu çıkması yüzünden kokpitte yaşanan tartışmaları duyuyordum.
Hostes, 1B’de oturan yolcuyu, “Beyefendi sizin dönüşünüz dündü” deyip indirirken, kaptan pilot Namık Kemal Küpoğlu da Çelebi’nin sorumlusunu çağırıp, fırçalamaya başladı:
“Yanmış bir bilete nasıl uçuş kartı verirsiniz? Şimdi uçakta ‘güvenlik araması’ istesem 164 yolcu yok yere mağdur olacak. Yazık değil mi?”
20 dakika sonra “kaçak yolcu” tekrar geldi ve aynı yere oturdu. Çünkü uçakta başka boş yer yoktu. “Kaçak yolcu” Mesut Demirtaş’a ne olduğunu sordum, şunları söyledi:
“Acentaya İstanbul’a 18 Ekim’de döneceğimi söyledim, ama onlar bileti 17’sine almış. Bunu bilmediğim için dün alana gelmedim. Bugün geldim, kimlik kartımı verip, uçuş kartı istedim. Verdiler ben de bindim. Uçakta bir kişi fazla çıkınca beni indirdiler. Yeniden bilet ve uçuş kartı alıp, geldim.”