Dur demek elimizde
Kendime iş edindim, III. Dünya Savaşı çıkacak bile olsa, ben önce dünya üzerinde sürdürülebilir bir yaşam için uyarı vermeye devam edeceğim. Bunu, ulaşabildiğim herkesin zihnine işleyene kadar, düzenli aralıklarla tekrar edeceğim. Sizden de bu uyarıları yaygınlaştırmak için yardım beklerim. Halk olarak, siyasilere önce bu noktada baskı yapmazsak, hep birlikte dünya adını verdiğimiz bu küçücük topla beraber yok olacağız! Bırakın ülkeleri, her bireyin dünya üzerinde bıraktığı karbon ayak izi, günden güne katlanarak artıyor. Nüfus artışı, sanayileşme ve şehirleşme derken ‘Sera Etkisi’ adı verilen, yani yeryüzüne vuran güneş ışınlarının atmosferdeki karbon sebebiyle dışarı çıkamamasından oluşan küresel ısınma, sürekli tırmanıyor. Bu duruma ‘dur’ demek, insanoğlunun elinde ve bizi yönetenleri uyarmak da dünya vatandaşlığı görevimiz. Çocuklarımızı felaketlerin kucağında bırakmamak için bunu yapmalıyız! İşte dünyanın sonunu hızlandıran başlıca nedenler:
- Kontrolsüz nüfus artışı,
- Sanayileşme
- Küresel enerji talebinde artış,
- Artan şehirleşme ihtiyacı,
- Yeşil alanların azalması,
- Sera gazlarının kontrolsüz biçimde doğaya salınması.
Sürdürülebilirlik...
Sürdürülebilirlik, toplum ve iş düzenini dünyaya uyumlu, duyarlı ve koruyucu yapma çabasıdır. Doğanın sınırlarını tanıyarak, herkes için sosyal adalet ve eşitlik gözeterek, nesiller boyunca sorumluluk taşıyarak hareket etmektir. Sürdürülebilirlik; devletlerin, sivil toplumun ve kurumların gündemine hızla girmeli. Yeni nesil, ‘Sürdürülebilirlik’ eğitiminden geçmeli...
DÜNYANIN DÜZENİNE DAİR ÇARPICI NOTLAR:
Kadınlarla ilgili çarpıcı bilgiler:
- İklim değişikliği ve doğal afetlerde en büyük zararı kadınlar görüyor.
- Dünya genelinde, en fakirlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor.
- Felaketlerden sonra kadınlara karşı cinsiyet bazlı şiddetin arttığı görülüyor.
- Yılda 4 milyon bebek, evdeki kötü hava kalitesinden ölüyor.
2050’ye dair...
- Şu anda nüfus 7.6 milyar, 2050’de 11.2 milyar olacak.
- Bizden sonraki neslin doğal kaynaklarının yarısını tüketmiş durumdayız, 2050’de üçüncü neslin kaynağını tüketmeye başlayacağız.
- Türkiye zaten şu an nüfusu en yoğun 19’uncu ülke, artan nüfus, 2050’de yoksulluk için büyük tehlike.