KIŞA YENİDEN MERHABA
Karlı havayı sevenlerden misiniz? Ülke genelinde bu hafta ve sonrasında sıcaklıkların düşmesi bekleniyor. Son yılların en kurak kış mevsimi yaşanırken İstanbul’da henüz beklenen kar yağışı olmadı. Yağmurun da kısa süreli olması, kuraklığın habercisi demek mümkün. Öyle ki Türkiye üç aylık kuraklık haritasına göre son 52 yılın en sıcak aralık ayını yaşadı. Avrupa’da da durum farklı değil.
Neyse ki uzmanlar İstanbul için kar ve yağmur müjdesini verdi. Ocak ayının sonuna gelirken yeniden kış geliyor. Dikkat, bu sert geçiş hastalıklara davetiye çıkarmasın! Bağışıklığımızı güçlendirmemiz şart. Kovid-19 mu, soğuk algınlığı mı karıştırılan bu dönemde üç kolay adımla bağışıklık sisteminizi desteklemeye ne dersiniz?
Burnunuzu sıcak tutun
Geçtiğimiz aylarda Allergy and Clinical Immunology dergisinde yayımlanan bir çalışma, sıcaklık değerlerinin düşmesinin burun içindeki savunma mekanizmasını bozarak savunma etkisini azalttığını belirtiyor. 2018 yılında yapılan bir başka çalışmada ise burundaki hücrelerin solunum yolu ile bakterileri yok ettiğine dair mekanizma saptanmış. Araştırmada virüs vücuda girdiğinde bu mekanizmanın çalışıp çalışmadığı ve sıcaklıkla olan bağlantısı araştırılmış. Sonuçlar bu mekanizmanın yüksek sıcaklıklarda daha etkili çalıştığını ortaya koyuyor.
Fazla tuz tüketimine dikkat!
Tuz tüketimi deyince birçoğumuzun aklına hemen tansiyon geliyor ancak yüksek oranda tuz içeren bir diyet sadece kişilerin tansiyonunu etkilemiyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemini de zayıflatıyor. Geçtiğimiz yıllarda Science Translational Medicine dergisinde yayımlanan bir çalışma, yüksek tuzlu bir beslenme programı ile beslenen kişilerin daha şiddetli bakteriyel enfeksiyonlardan muzdarip olduğunu belirtiyor. Aynı çalışma günde fazladan 6 gram tuz tüketen kişilerde de ciddi oranda bağışıklık eksikliği gösterdi. Dünya Sağlık Örgütü, hipertansiyon ve kalp hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı hastalıklardan korunmak amacıyla günlük 5 gramdan az tuz tüketilmesini öneriyor.
C vitamini en iyi destekçiniz
Konu bağışıklık olduğunda akla ilk gelenin C vitamini kaynağı meyveler olduğunu biliyoruz. Altını çizmek istediğim nokta C vitamininin suda çözünen bir vitamin olması... Yani yağda eriyen vitaminlerin aksine, C vitamini gibi suda çözünen vitaminler vücutta depolanmıyor ve fazlası idrar yoluyla atılıyor. Dolayısıyla, aşırı takviye almak ya da sınırsızca meyve tüketmek hastalıklara karşı sizi korumuyor. Günlük almanız gereken beş porsiyon meyve sebze tüketimiyle C vitamini ihtiyacınızı karşıladığınızı hatırlayın. C vitamini deyince de akıllara hemen narenciyeler geliyor. Narenciye grubunun içeriğindeki C vitamininin bağışıklığımızı olumlu yönde etkilediğinden bahsettim.
Narenciye tüketimi inme riskini azaltıyor
Narenciye severler için bir iyi haber daha... Narenciye tüketimi inme riskini azaltmaya yardımcı. Nutrition Facts’te yayımlanan bir makale, narenciyede bulunan bir bitkisel besin olan hesperidinin kan akışını arttırabileceğini ve felç riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini belirtiyor. Hatta konu ile ilgili portakalın elmadan daha faydalı olabileceğine dair bir başlık atılmış. Lif tüketiminin de kalp hastalıkları ve felç riskini azaltmada yardımcı olduğunu unutmayın. Yapılan bir araştırma günde sadece 7 gram lif alımının inme riskini yüzde 7 oranında azaltılabileceğini belirtiyor. Mutfağınızda ve tabağınızda her zaman çeşitliliği önemseyin. Tam da mevsimi iken sizlere önerim sofranızda turunçgillere sıklıkla yer vermeniz.