Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BİR film ve bir müzikal...

İkisi de yeni, ikisi de keyifli.

Yeni vizyona giren“Evlenmeden Olmaz” filminin başrol oyuncuları Cansel Elçin ve Özge Özberk ile “Fosforlu Cevriye” müzikalinin Fosforlu’su Ayça Varlıer konuklarım...

Programa müzikalde yer alan sözlerini Ayça’nın yazdığı “İstanbul Sokakları”yla başlıyoruz, “Fosforlu”yla devam ediyoruz...

Ayça Fosforlu’yu müzikalde söylerken gözyaşlarını tutamıyor, Şeffaf Oda’da da gözleri dolarak yorumluyor.

O sahnenin hikâyesini anlatıyor.

Nedim Saban’ın, Suat Derviş’in Fosforlu Cevriye adlı, 1968’de yayımlanan romanından uyarlayarak sahneye koyduğu müzikal 3 saate yakın sürüyor. Ayça da diğer oyuncular da müthiş performans sergiliyor.

Haberin Devamı

İzlenmeli...

................................

“Evlenmeden Olmaz”, modern çağda evlilik baskısı ve korkusu arasında sıkışıp kalmış kızların ve erkeklerin öyküsü. Zeynep (Özge Özberk) ve Yavuz (Cansel Elçin) birbirine çok âşık bir çiftken, Zeynep’in “evlilik arzusu”, Yavuz’un ise “evlilik korkusu”yüzünden ayrılırlar.

Ancak ikisi de birbirini unutamaz.

Bir çöpçatanlık sitesiyle hikâye daha da eğlenceli bir hale dönüşür.

“Evlenmeden Olmaz”, Cansel ve Özge’nin birlikte yer aldıkları 3. proje... Belki bu nedenledir ki çok uyumlular.

Birlikte oynadıkları ilk komedi...

İkisi de eğlenceli. Şeffaf Oda’da bir ilki gerçekleştiriyorlar. Ayça “New York New York”u söylerken, Cansel, Özge’yi dansa kaldırıyor. Şarkıya klip çekiyor gibiler.

Programa ruhlarını da katıyorlar.

Bu keyifli dansı kaçırmayın.

Tabii Evlenmeden Olmaz’ı da...

Yok böyle dans


Portaxe’ın Boğaz manzarasında Cansel Elçin, Özge Özberk ve Ayça Varlıer ile keyifli, müzikli sohbet. Ayça söylerken, Cansel de bu keyfi Özge’yi dansa kaldırarak tamamladı.

Yok böyle dans


Fosforlu Cevriye tiyatrosundan bir sahne.

ANADOLU’DAN RUMELİ’YE

ANADOLU’dan ve lezzetlerinden özgün ve kadim cam üflemelerine, şaraplarına kadar söz ettik.

“Evlad-ı Fatihan” yurdu Rumeli’ye geçelim.

Oradan lezzetlere...

Zincirlikuyu kavşağındaki “Saraybosna Köftecisi”nin benim için yeri ayrı.

“Anavatanım”değil ama Boşnak annem nedeniyle Saraybosna “anne vatanım.”

Lezzetlerine de âşığım.

Sahibi dostum Zeynel Zorlu Boşnak’tır.

20 yıl Viyana’da Boşnak lezzetleri sunan bir restoran işlettikten sonra Türkiye’ye geldi.

Yalıkavak’ta Highlight Otel’i kurdu. Bir “yeryüzü cenneti.”

Ama...

Asıl aşkı Saraybosna lezzetleri.

Bitez’deki mekânının yanı sıra Yalıkavak’ta kurduğu “Saraybosna Köftecisi”nden sonra şimdi de İstanbul/Zincirlikuyu’da.

Kuru et, içi kuru etli köfte, enfes Boşnak mantısı, Boşnak böreği (burek), kaymaklı turşu (enfes) ve Boşnak tatlıları.

.........................

Vazgeçilmezlerimden biri...

Yok böyle dans

Haberin Devamı

Saraybosna lezzetlerinin efendisi Zeynel Zorlu ile...

ASMA YAPRAĞI PARMAK İZİDİR

ANADOLU topraklarında dünyanın en eski ve en zengin uygarlıkları katman katmandır.

Cam üfleme sanatı Anadolu’nun kadim tarihinin rengidir.

Şarabın bilinen ilk vatanı da Anadolu...

......................

Yeni neslin iddialı tasarımcılarından Karim Rashid bu ikisini buluşturdu.

“Kayra” için her biri ayrı ayrı üflenerek şekillenen şarap kadehleri ve buzlukları tasarladı.

Bu değerli koleksiyonun sunumu İstanbul’un özgün simgelerinden Esma Sultan’da yapıldı.

Mekân “cam tasarımıyla”sevişen duyarlı bir seçim...

Esma Sultan Yalısı büyük bir yangın geçirmiş, sadece duvarları kalmıştı.

Oğuz Gürsel burayı aldığında bir otele ya da belki bir restorana hatta rezidansa dönüştürebilirdi.

Oysa...

Etrafını tamamen camla giydirip ortaya gerçekten bir “tarihi değer”çıkarttı.

İşte camla giydirilmiş tarihi mekânda, Anadolu üfleme sanatıyla cam kadehlerin ve yerkürenin bilinen en eski vatanı Anadolu topraklarından şarap buluşması “gusto” göstergesidir.

Kayra Şarapları’nın CEO’su Galip Yorgancıoğlu’nun imzası...

......................

Karim Rashid’in “İssey Miyake, Prada, Giorgio Armani ve Shiseido”gibi dünya markaları için de tasarımlar yaptığının altını çizerek “Kayra kadehleri” için birkaç satır.

Karim Rashid anlatıyor.

Kayra ile bir yıl önce şarap kadehleri tasarlamaya karar verdik.

Anadolu şarap bağlarının güzelliğiyle büyülendim.

Doğanın güzelliği asma yapraklarından her birine farklı biçimde yansımıştı. (Tıpkı parmak izi gibi her asma yaprağının bir diğerlerinden farklı olması doğanın özeli ve özenidir. G.C)

Daha sonraları tasarım üzerinde çalışırken o topraklarda esen rüzgârın her bir asma yaprağına nasıl şekil verdiğini düşündüm, o anı yakalayıp, o güzelliği ve duyguyu cama yansıttım.

Kadehin gövde kısmında, kavisli yapısıyla girdap etkisi yaratan şekli görebilirsiniz.

Parmaklarınızla bunu hissedersiniz.

Bu kadeh çok tensel ve duygusal bir obje.

......................

“Karim for Kayra”imzasını taşıyan özel tasarım kadeh ve şarap kovaları ne yazık ki satış raflarında olmayacak.

Ancak...

İstanbul’un bazı önemli mekânlarında servise sunulacak.

Adlarını saymıyorum ama hangileri olduğunu tahmin edebilirsiniz.

Yok böyle dans


Her biri diğerinden farklı asma yapraklarından esinlenerek Anadolu geleneğinde her biri ayrı üflenerek yapılan özgün tasarımlı bardaklar.

Yok böyle dans


Karim Rasid, “Karim for Kayra” tasarımının öyküsünü anlattı. Ferhan İstanbullu’yla soru-cevap.