Tasarımın ilahı Philippe Starck, dünyayı kurtaran adam gibi konuşuyor. Son projesini de Cadde’ye anlattı: Bir yaratıcılık laboratuarı kurmak. Starck’ın derdi, bir fikrin oluştuğu anı yakalamak

Biz, komşularınız etkilensin diye şatafatlı daireler yapmıyoruz. Biz, sadece mutluluğunuzun yaşadığınız mekanlara zarafet kattığı evler yaratıyoruz…
Yooistanbul’un tanıtımında Philippe Starck’dan alıntılanan cümleler bunlar. “Biz Türklerse pahalı evleri sırf komşularımız etkilensin havamız olsun diye alırız” diye düşünmeden edemiyorum. Ünlü tasarımcı sloganında istediği kadar samimi olsun, Ulus’ta Starck imzalı 500 metrekarelik evleri bir gösteri aracına dönüştürecek insan çok.
Yeni tasarım (new design) akımın biricik öncüsü, tasarımın dahi adamı Starck ile röportajımız, 15 dakikayla kısıtlı kalmasaydı bunu da tartışırdık elbet. Fakat karısı “Son soru” diye uyarıyor. Röportajı dün yayınladık, sohbetin izlenimleri bugüne kaldı…

Haberin Devamı

Starck ‘işte o an’ın peşindeÇocuk adamın ideali
Philippe Starck, “Dünyayı Kurtaran Adam” formatında konuşuyor. Daha doğrusu, çocuk-adam. Tabii ki hayalleri, idealleri ve insana bulaşan heyecanı olmasa bugünlere gelemezdi. İnsanlık adına ‘faydalı bir şeyler’ yapma arzusu uçuk gibi gelse de, gayet sahici. Bu yüzden ‘demokratik tasarım’, ‘demok-ratik ekoloji’ ve nihayet, ‘demokratik mimari’ kavramlarını anlatırken samimiyetine inandım.
Mimar Yrd. Doç. Dr. Hakkı Yırtıcı’nın “Mimari her zaman iktidarla ilişkilidir. Mimarinin olduğu yerde demokrasi olmaz. Tarihte bu hep böyle olmuştur” tespitini ona söylesem herhalde bana epey içerler, hatta küserdi.
Starck için heyecan verici proje, bir ürün olamaz: “Maddiyat üzerine hayal kuramazsınız, aksiyon için kurabilirsiniz…” O kadar da değil diyecek oldum, bir sonraki projesini duyuncaya kadar:
“Şimdi insanlık tarihinde hiç denenmemiş bir şeyin peşindeyim: Yaratıcılık laboratuarı kurmak! ‘Aman Tanrım, buldum’ anını, bir fikrin doğuşunu yakalamanın peşindeyim.”

Yaratıcılığı keşfedelim
İyi de bu nasıl olacak? “Herkes yaratıcılıktan bahsediyor. Ama kimse, neden veya nasıl birinin aklına bir fikir geldiğini sorgulamıyor. Einstein ‘Fikrim yok ama araştıracağım’ demişti. Günümüzde tasarım, müzik, mimarlık okulları var. Anne-babalar, çocukta fikir bol diye n’apıyor? Günün trendi hangi meslekse, oraya yönlendiriyor. Oysa önce insanın içindeki yaratıcılığı keşfetmeliyiz. İsterse musluk tamircisi olsun sonra!”
Ne diyeyim, naifliğine hayran kaldım. Elindeki bu güç ve ünle, pek çok meslektaşı gibi kendini betona adayıp, yan gelip yatmayı da planlayabilirdi.
Ama hayallerinden vazgeçmemiş işte. O ideallerle ‘özgürlüğün stil olduğu’ bir ülkeyi inşa ediyor.



BU HAFTA

NEYE ŞAŞIRDIK: Hanefi Avcı’nın tutuklanmasına değil, aşk yaşamasına… Bu aşkın öznesi kadının ekrana çıkıp rahatlıkla ilişkisini ve adamını sahiplenmesine… Üstelik karısının da gayet zarifçe topa girmeyip kocasının arkasında olduğunu söylemesine…
NE JARGONUMUZA GİRDİ: Tabii ki “fikir sevgilisi”. Korkum odur ki iki üç günlük ilişkiler için “aşk yaşıyoruz” diyen üvertür takımı bu terimi kullanacak. Eğlenceli tarafı şu: Kelime haznesi dar magazin basınına gün doğdu.
NEYİ BEĞENDİK: Mirgün Cabas’ın ‘Her Şey’de Hanefi Avcı’nın sevgilisi olan kadını ekrana çıkarmasına… Ahmet Hakan’ın Avcı’yla ilgili yaptığı tartışma programına çıkardığı ‘her taraf’tan konuklara…


GÜZEL LAFLAR
“Şu dünyada insanlar can sıkıcı olmayan şeylerden hemen bıkarlar. Bıkmadıkları şeyler ise çoğunlukla can sıkıcı şeylerdir.” (Haruki Murakami, Sahide Kafka)

Haberin Devamı