Parti Ajanı

Parti Ajanı

parti@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

DUBLIN’DE BONO iLE SEAN PENN’iN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAMAK


U2 konserini ıskalamış olsam da sorarım size: Var mı Dublin’de Bono ile Sean Penn’in doğum gününü kutlamak gibisi?



Dublin günlüklerine devam. Tarih, 16 Ağustos, Sean Penn’in doğum gününü gösteriyor. U2’nun memleketi, Dublin’de geçen üç haftanın ardından bu satırları yazarken siz dev konser öncesi kupon biriktirip sahip olduğunuz U2 DVD setini, “Fırsat bu fırsat” diyerek bir kez daha piyasaya sürülmüş U2 3D filmini, gazetelerde çarşaf çarşaf çıkan U2 haberlerini, Bono demeçlerini, konser izlenim yazılarını yalamış yutmuş olacaksınız. Ancak ben sizden önce davrandım!

Haberin Devamı

Bono ve Penn’in aile saadeti
Yer: Samsara. La Stampa Oteli’nin barı/kulübü olarak açılmış Samsara, şehrin nadir ‘görme ve görülme’ mekanlarından. Biraz oryantal biraz ortadoğu havası var. İçeride uçuşan tanıdık havaya rağmen, DJ bildiğinden şaşmıyor, koyuyor Coldplay’leri, U2’ları peşi sıra. Dublin’in en güzel kalabalığı burada. Yine de umutlarınız yükselmesin. Tuhaf bir şekilde Dublin’in erkeği daha her daim yaşlı, kadını daha kilolu gösteriyor. İçeri girmemize beraber sol bölümdeki, zincirlerle birbirinden ayrılmış, loca bölümünü süzüyorum.
Birkaç ‘tanıdık’ yüz. Önce Bono’yu fark ediyorum. Yanında bir tanıdık sima daha: Sean Penn. Masaya hızlıca bir göz atıyorum. İkilinin yanındaki gençler Penn’in oğlu Hopper ; kızı Dyan ve Bono’nun kızı Eve. Anlaşılan Bono ve Penn çoluğu çocuğu toplanmış, kutlamaya çıkmışlar. Birkaç dakika içinde, ajan provaktör olarak Sean Penn’in son filmi ‘This Must Be The Place’in çekimleri için birkaç haftadır Dublin’de olduğunu, Bono’nun kızı Eve’in da Penn ile birlikte aynı filmde rol aldığını, ertesi gün Penn’in 50 yaşına basacağını ve Bono’nun doğum günü sürprizi olarak Penn’i yemeğe çıkarttığını öğreniyorum. Dublin insanı, bu durumlara alışık.

Dublin’liden al haberi
Burada sözü, Cork doğumlu, Dublin’de yaşayan Don’a bırakıyorum: “İş çıkışı bira içiyorum. Bir anda yanımda Edge bitti. Şaka gibi. Yalnızdı. Barmenden sek viski istedi. Birkaç dakika sonra futboldan, politikadan, müzikten konuşmaya başladık. Sanki U2’nun bir elemanıyla değil de, barda rastgele ayaküstü sohbet ettiğim biriydi.” Biz Samsara’da ısınma turları atarken Bono ve Sean Penn yavaştan kalkıyorlar. İkiliyi uğurladıktan bir süre sonra birkaç sokak öteden telefon geliyor: “Sean Penn ve Bono O’Donoghues’da sahnede, şarkı söylüyor. Koşun, atlayın, uçun!”

Haberin Devamı

Ve ikili bar sahnesinde!
O’Donoghues, tipik İrlandalı, ufak tefek, derme çatma, duvarlarından futbol ve müzik tarihine dair bilgiler fışkıran, önünde defalarca geçseniz de içeri girmenin aklınızın ucundan geçmeyeceği bir sıradan bir bar. Fiyatları makul, çalışanları sıcak. Kapıdan girdiğimde iki dost, barın bir köşesine kurulmuş, gayet sıradan, basit ve gösterişten uzak, hafif çökmüş, hafif gözler yuvarlanmış, viskilerini yuvarlıyorlar. 15 dakika önce sahneye Sean Penn ve Bono çıkmış, Ronnie Drew parçaları söylemişler. “Hayatımdaki en ‘cool’ an. Tutmayın beni” desem de yanımdaki Dublinler frenliyor. ‘Kendini bilmez’ bir İtalyan turist yanlarına gidip, fotoğraf çekinmek istemiş, Bono ve Sean Penn ağzını bile açmadan, gözleriyle durumdan hoşnut olmadıklarını dile getirmiş, İtalyan arkadaş bardan ayrılmış.

Haberin Devamı

Sean Penn Dublin’de rahat
Sean Penn, garson dahil, Bono hariç, restorandaki her hangi biriyle göz göze gelmeyecek kadar cool. Birkaç kadehin ardından boyuna posuna bir numara büyük kafasını sağa solla sallayarak, hızlı adımlarla uzaklaşıyor. Ertesi gün, Dublin yine Sean Penn’in peşine düşmüş. Günün altyazısı şu: “Bono, Sean Penn’i doğum günü yemeği için Marco Pierre White’in Steakhouse’una götürdü.” Dedikodular Penn’in keyifsiz bir halde, birkaç saat takılıp ardından oteline döndüğünden, Bono’nun yaklaşık altı saat mekanda içmesinden ibaret.
Herald gazetesinde Sean Penn’in ‘Dublin demecine’ rastlıyorum. Dublin insanlarının ne kadar rahat ve cool olduklarından, Dublin’in Hollywood’daki paparazzi canavarlarından yoksun oluşunun bahsediyor. Penn’e bu noktada “Pardon” demek istiyorum. Yanında tüm İrlanda halkının ağzının içine baktığı Bono olmasa Dublin sokaklarında bu kadar rahat yürüyebilir miydin? Orta karar bir pub’da kafana estiği gibi şarkı söyleyebilir miydin Bay Penn? Ne diyelim. Allah, herkese Bono gibi bir dost eylesin. Amin!