Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÖNCE-LİKLE...
Gene şehitlerimiz var.
Onlara rahmet, ailelerine, camialarına ve ulusumuza başsağlığı diliyorum.
Katillerini en güçlü şekilde kınıyorum.
.....................
SİYASET gündemi yoğun.
Ama...
Önce “uzatılmış bayram tatili” bağlamında eteklerdeki taşları dökelim.
Yaşamım boyunca kıyılardaki tatil coğrafyalarına hiç bu kadar büyük bir “insan selinin” bastığına tanık olmadım.
Medyadan öğreniyoruz...
Otellerde, pansiyonlarda yer kalmadığı gibi, market rafları hatta stoklar tamamen boşalmış.
Gelenler kıyılarda ve parklarda konaklamak zorunda kalmışlar.
.....................
Yazılar için İstanbul’a gelip ara vermeme karşın gene de bu sürenin çoğunu Bodrum’da geçirdim.
Otel, lokanta, plajlar hepsi tıklım tıkıştı.
Deniz sesi çoğaltır, yankılandırır.
Kıyılarda ne deniz dalgacıklarının şıpırtısı, ne rüzgârda salınan dallardaki yaprakların fısıltısı...
Sadece bitmeyen bir insan seli uğultusu...
.....................
Trafik bir “hiper felaket...”
Gıdım gıdım da olsa ilerlemiyor.
Öylece durmuş...
Kızgın güneş altında otomobildekilerin burunlarından öfke fışkırıyor.
Yollarda, kavşaklarda bu keşmekeşe ilaç olabilecek tek bir trafik polisi bile yok.
“Çıldırmaya 5 kaldı, doktorum nerede” şarkısı bu rezalete referans.
Oysa...
Bodrum merkeze açılan -ambulanslar için- üç şeritli yola paralel dönüş yolu neredeyse boş.
Bir trafik sorumlusu devreye girip o yolun iki şeridini de “gidişe” açsa trafik biraz olsun nefes alır.
Bodrum’da inşaat, inşaat, inşaat...
AVM’ler, siteler, dev oteller yapılıyor ama yeni yollar açılmıyor.
Yeni marinasıyla Yalıkavak da Bodrum merkez gibi çekim alanı olmuş.
Yalıkavak’a giderken de, dönerken de aynı trafik çilesi...
Gerçi “gidiş ve dönüş” yollarını ayırmak üzere yeni bir yol çalışması var ama bu yazın sonuna yetişmesi mümkün değil.
Yarımadanın Bodrum merkez tarafından (Konacık’tan), Torba-Türkbükü’ne bir yol açılsa büyük yararı olur.
.......................
Fiyatlar da tavan yapmış...
Karşıdaki Yunan adalarının iki üç misli...
.......................
Bir de altyapı yetersizliğine parmak basmakta fayda var.
Çoğu tatil yöresinde arıtma tesisleri ya yok, ya yetersiz
Her iki halde de açıklarda derin suya kullanılmış su ve kanalizasyon oluk oluk akıyor.
Teknelerin de çoğu gece kimsenin görmediği saatlerde koylara sintine (kirli ve atık su) boşaltıyor.
Denizlerimiz artık böylesine yoğun kiri yok edemiyor.
Melis Alphan bu durumu Çeşme için yazmış ama genelde tüm kıyılar için geçerli olan rakamlar da vermiş.
“Bir gram güneşlenme yağı suyun yüzeyinde metrelerce yayılan film satıhlara neden oluyormuş...”
........................
İstanbul’da neyse Bodrum’da, Çeşme’de, Kuşadası’nda ve diğer kıyı şeridi coğrafyalarında durum aynı.
Hızlı bir beton istilası...
Tatil aylarında insan seli...
Fakat bunları taşıyacak altyapı hak getire...
“Kaynak mı yok?”
O zaman şu beton istilasını yapan inşaatçılardan “altyapı fonu katılım payı” alırsın.
İnşaat duvarına “Çevreye verdiğimiz geçici rahatsızlık için özür dileriz” levhasını asanlara altyapıya verdikleri “kalıcı zararın faturasını” kesersin.