Çocuk istismarı aile içinde çözümlenemez

Psikolog Koç, “İstismarın aile içinde çözümlenebilecek bir durum olarak görülmesi kabul edilemez. Çocuk kendi başına bir bireydir ve hakları yasalarla, gerektiğinde ailesine karşı da korunmalıdır” dedi.

Çocuk istismarını, bir yetişkin tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan, çocuğun sağlığını, fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar olarak tanımlayan Denizli Devlet Hastanesi Psikologu Ahmet Koç, “Tecavüz, ensest, çocuk pornografisi, teşhircilik, cinselliği kışkırtan konuşmalar, pornografik film seyrettirme, cinsel organları okşama, oral sekse kadar değişen eylemler cinsel istismardır. Tacizde bulunan kişilerin çoğunluğu erkeklerdir. İstismar genellikle çocuğun bildiği mekan ve tanıdığı kişiler tarafından uygulanması da çocukta güven duygusunun sarsılmasına neden olmaktadır. Cinsel istismar her sosyoekonomik düzeyde görülebilir. Genellikle kapalı ve kalabalık ailelerde görülme olasılığı yüksektir” dedi.

Psikilog Koç, boşanma, şiddet, alkol ve madde kullanımı, cinsel sorunlar, cinsel yönden kendisini yetersiz hissetme, sosyal izolasyon, baskın ve koşulsuz söz tutturmak isteyen ana baba modeli, rol çatışması gibi özelliklerin görüldüğü ailelerde sık sık cinsel istismarın görülebileceğini ifade etti. Koç, cinsel istismara uğrayan çocuklarda travmatik stres bozukluğu, suçluluk duygusu, güven kaybı, korku, uyku bozukluğu, yeme bozukluğu, sinirlilik, saldırganlık, evden kaçma, kendisine saygının azalması, stres, uygunsuz cinsel davranışlar ve intiharların sık görüldüğünü kaydetti. İstismara uğrayan tüm çocuk ve gençlerin ruh sağlığının olumsuz etkilendiğini ifade eden Psikolog Ahmet Koç, şunları söyledi: “İstismarın aile içinde çözümlenebilecek bir durum olarak görülmesi kabul edilemez. Çocuk kendi başına bir bireydir ve hakları yasalarla, gerektiğinde ailesine karşı da korunmalıdır. Cinsel istismarın önlenmesi için çocuklara önleme eğitimi verilmesi gerekir. Çocuklara ve gençlere istismarın ne olduğu ve kendilerini buna karşı nasıl koruyacakları, nasıl hayır diyecekleri, iyi dokunma ile kötü dokunma arasındaki farkı nasıl ayırt edecekleri, bedenlerinin bazı yerlerinin çok özel ve kendilerine ait olduğu yaşlarına uygun biçimde öğretilmelidir.”