Cumartesi Bugün günlerden Bossanova

Bugün günlerden Bossanova

24.02.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Lafı gediğine koyacak, kuş kondurulmuş tavırlar alacak, çatır çatır konuşacak haliniz yok bugün sizin. Hayatın kahredici bayağılığına sövecek takatiniz kalmamış. Aklınız içine kaçmış, yüzünüz ha keza. Geçmiş olsun, galiba biraz da nezlelisiniz

Bugün günlerden Bossanova

Bugün günlerden Bossanova

Lafı gediğine koyacak, kuş kondurulmuş tavırlar alacak, çatır çatır konuşacak haliniz yok bugün sizin. Hayatın kahredici bayağılığına sövecek takatiniz kalmamış. Aklınız içine kaçmış, yüzünüz ha keza. Geçmiş olsun, galiba biraz da nezlelisiniz

Bugün ehemmiyetle üzerine eğilmeniz gereken son derece mühim dünya işleri var. Püskürtülecek düşmanlar, kendinizi vererek etmeniz gereken kavgalar, zekice çözmeniz gereken ilişkiler, koymanız gereken tavırlar, duruma uygun yapılması gereken yüz ifadeleri, cümle kurulması gereken insanlar... Ama başıbozuk bugünün. İlikleri kavuşmuyor ruhunuzun, ne kadar dik otursanız durmadan ütüsü bozuluyor. Ne kadar sıksanız gevşiyor aklınızın kravatı. Biraz da nezleli misiniz nesiniz? Ama belli ki, bugün siz insan türüne iki kelam edecek kadar bile dünyalı değilsiniz... Hatta verdiğiniz selam sündürülür korkusuyla görmezlikten geldiniz insanları sabah, kenardan köşeden yürüyüp dar attınız kendinizi buraya.
Keşke Büyük Resimli Atlas’ı açıp ileri geri hayal kursanız bugün. Enayi bir sözcüğün peşinden tembel tembel sözlük karıştırsanız. Tamamen yararsız, sonuçsuz, iler tutar yanı olmayan işler arasında uçuşsanız. Sonunun asla gelmeyeceğini bile bile epeydir açılmamış çekmecelerinizi açıp "düzenleseniz", notlara, defterlere takılıp takılıp... Velhasıl takılıp kalsanız, dursanız bu başıbozuk günde.
Ne de olsa böyle başıbozuk günlerin fazla üzerine gitmeye gelmez, daha beter bulaşır insanın üzerine...

Mühim Türkiye gündemi
Halkımızın bir derbi maçı havasında izlediği, "gediğine konulmuş taş" görmenin coşkusuyla oraya buraya destek mesajı göndermesine neden olan, artık kedi kuyruğuna düşmüş devlet krizi mi yazılmalı? Kişi başı 10 milyona patlamış. Bir hafta süren bir temaşa için o kadar da pahalı bir bilet parası sayılmaz hani!
Tek merak edilesi şey, Hüsamettin Özkan’ın, Cumhurbaşkanı’nın kira sözleşmesindeki zam oranını nereden bildiği. Bu kadar mesele
varken bunu öğrenecek iki kalori enerjiyi nereden bulduğu?
Yoksa Parsadan mı yazılmalı? Kişisel ahlak kuramı bakımından son derece tutarlı ve erdemli görünen Parsadan’ın "bir tek yoksul insandan para çalmadığı" doğruysa, eylemleri "gelir dengesizliğiyle mücadele" olarak da yorumlanabilir. Hem para ne zaman temiz olur ki?
Reha Muhtar’ın canlı yayındaki nikah şahitliği, veterinerlerin Sezer’e "nankör kedi" denmesinin ardından "Kediler nankör değildir" açıklaması, Dow Jones rakamları, meraklısı için Uzakdoğu piyasaları, Türkiye’nin kar yere değince kapanan yolları, şu danaların yiten akılları, Talim Terbiye Kurulu’nun Ricky Martin esas oğlan, Jenifer Lopez esas kız tavsiyeleri, CHP’lilerin gitgide tuhaflaşan halleri, pazar günü ünlülerin anısına top tepeceği Gaffar Okkan’ın tıka basa polis ve asker dolu bir şehirde nasılsa yakalanamayan suikastçileri... Gündem denen şey, haritada cılızlaşıp belirsizleşerek yiten ırmaklar gibi. Öyle ki, takılmaya niyetlenseniz ortada bırakacak sizi. Üstelik bu yazılar her seferinde (yazıldığı) çarşambadan kestirmeye çalışıyor (yayınlandığı) cumartesiyi. Tıpkı, gün dönmeden yitip gidecek bir ırmağın kaderi gibi...

Tatlı, ılık şeyler
Sinirlenseniz bile lafı gediğine koyacak, üzerine kuş kondurulmuş tavırlar alacak, şöyle çatır çatır konuşacak haliniz yok bugün sizin. Hayatın kahredici bayağılığına sövecek takatiniz kalmamış. Aklınız içine kaçmış, yüzünüz ha keza. Geçmiş olsun, galiba biraz da nezlelisiniz. En iyisi çekmeceleri açın bugün siz. "Tintinabulation" diye bir sözcük var İngilizce’de, müthiş güzel bir anlamı var, söylemiyorum. Tahminler yürütün veya arayın tembel tembel. Böyle günlerde öyle kurgulu burgulu kitap okunmaz, son bir gayret Walter Benjamin’in "Tek Yön"ünü bulun. Fragmanlar halinde çalışan aklınıza fragmanlar. Çay tıkırdasın bir yanda, ah keşke çocukluk battaniyeniz de burada olsa. Yağmur cama vursa, teypte bossanova (tatlı, ılık) bir şey çalsa, saatsiz bir uyku ılık ılık ele geçirse sizi, hiç direnmeseniz... Ah şu dünya aniden bastırmasa!



CUMARTESİ