Cumartesi “Çocukken oyunculuğa karşıydım”

“Çocukken oyunculuğa karşıydım”

10.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Sırça Hayvan Koleksiyonu”nda Laura’yı oynayan Ayşecan Tatari: “Annem hâlâ hayret içinde. Çünkü ben çocukken asla oyunculuk istemiyordum. Oyuncu olmak annenin evde olmaması, çok çalışması demekti benim için”

“Çocukken oyunculuğa karşıydım”

Küçücük bir kızken “Evdeki Yabancı” dizisiyle tanıdığımız ama birçok kişi için hâlâ “Çocuklar Duymasın”ın feminist Duygu’su olan Ayşecan Tatari artık 25 yaşında genç bir kadın. Daha önce Dot’un “Sarı Ay” isimli oyununda rol alan Tatari şimdi Şehir Tiyatroları’ndaki “Sırça Hayvan Koleksiyonu” ile ikinci kez tiyatro sahnesinde.

Haberin Devamı

Oyun neden bahsediyor?

“Sırça Hayvan Koleksiyonu” 1930’ların sonunda, II. Dünya Savaşı öncesinde, Amerika’nın ekonomik buhranının en çok hissedildiği yıllarda geçen, bir ailenin kendi içinde verdiği mücadelenin hikayesi.

“Bir şekilde ruhu beslemek gerek”

Laura utangaç, iç dünyasında yaşayan bir karakter. Aynı zamanda topal. Nasıl hazırlandınız karakterinize?

Yönetmenimiz Yıldırım Fikret Urağ ile uzun ve güzel bir masa başı çalışması yaptık; orada konuşarak bulduk bu karakterleri. Laura topal, evet ama onu esas topallığı ruhunda.

Oyunun sahnelenişi de çok güzel. Sinema ve tiyatro iç içe...

Bu yönetmenimizin ilk günden beri kafasında olan bir şey. Bir de hem Şehir Tiyatroları’nın hem de Türk sinemasının 100’üncü yılıydı başladığımızda. O yüzden bu fikir çok güzel geldi.

Haberin Devamı

Oyunun zamanı için şimdi içinde bulunduğumuz döneme benziyor diyebilir miyiz?

Evet, yine buhranlı bir dönemdeyiz, yine ekonomik sıkıntılar var. Onun dışında bence oyun odakta aile olduğu için evrensel. Herkes kendinden bir şey bulup çıkıyor oyundan.

Siz neler yapıyorsunuz oyunculuk dışında?

Son üç aydır pek boş vaktim yok. Bir de ben daha tecrübesiz olduğum için oyunla yatıp oyunla kalkıyorum. Prova yapmadığımızda bile kafamın içinde sürekli oyun işliyor. Öncesinde ise çok okudum, çok film izledim. Çalışmadığınız zamanlarda kendinizi bırakırsanız bambaşka
bir yere sürüklenirsiniz.
O yüzden vücudunu, ruhunu, beynini hazır tutmak; spor yapıp, sağlıklı yaşayıp, okuyup, izleyip bir şekilde ruhu beslemek gerekiyor.

“Şehir Tiyatroları’na girdiğime hâlâ inanamıyorum”

Dizilerle başlamış biri olarak tekrar dizi yapmayı düşünüyor musunuz?

“Çocuklar Duymasın”dan sonra bilerek ve isteyerek üniversite bitene kadar durmak istedim. Hatta konservatuvara gitmek isteyip istemediğimden bile emin değildim. Ama şimdi attığım adımlardan çok memnunum. Dot’taki “Sarı Ay” benim için çok kıymetliydi. Şehir Tiyatroları’na girmiş olmak hele, bazen hâlâ inanamıyorum. Hayatta her şey hayal ettiğiniz gibi olmuyor ama bir şekilde artık eminim ki olması gereken zamanda olması gereken şeyler oluyor. Onun dışında ayırmıyorum. Tiyatro hayatımda hep olsun istiyorum ama dizi de sinema da yapmak istiyorum.

Haberin Devamı

Setlerde büyüdünüz. Hatta yaşıt olduğumuz için birlikte büyümüşüz gibi hissediyorum. Nasıl bir şey sette büyümek?

Ben bunu hiç iş gibi görmedim, oyun gibi geliyordu. Ama sonra çok yorucu oldu. Cuma günü okul çıkışından alınmak suretiyle pazara kadar sette oluyordum. Şimdi baktığımda set ve okul dışında hiçbir hayatım yokmuş. Ama şikayet etmeyeyim, orası da evim gibiydi ve çok keyifliydi.

“Kimse Aliye ablasının hatırı için bu rolü vermez”

Sizce anneniz Aliye Uzunatağan yüzünden mi oyuncu oldunuz?

Bunun cevabını hiç bilemeyeceğim galiba. Çünkü çocukken karşıydım oyuncu olmaya, asla istemiyordum. Oyuncu olmak benim için annenin evde olmaması, çok çalışması demekti.

Ama siz de çok küçük yaşta başladınız.

Annem hâlâ hayret içinde zaten. Annem yüzünden oldudiyede hiç düşünmedim ama oyuncu olmaya karar verdiğim noktayı bilmiyorum. Etkisi olmuştur herhalde. Çünkü ömrüm Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun içinde atölyede bebek kıyafetleri, grafikerlerin odasında boya yaparak geçti.

Haberin Devamı

Şehir Tiyatroları’na girmenizde etkisi oldu mu?

Hayır olmadı. Yani ne kadar etkisi olmuş olabilirki! Kimse Aliye ablanın hatırı için bu rolü vermez. Burası pek torpilin işleyeceği
bir yer değil. Kimse kötü
birini alıp böyle önemli bir rolde oynatmaz diye düşünüyorum.