Cumartesi Ölçüyü kim kaçırdı?

Ölçüyü kim kaçırdı?

19.10.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Yeditepe İstanbul"un Durusu Özgü Namal "Ağalı, konaklı dizi teklifleri geldi ama kabul etmedim. Diziler birbirine rakip olmalı, birbirinin taklidi değil" diyor

Ölçüyü kim kaçırdı

Komik desem, değil; trajik. Çok acayip. Sonra bir kadın, kapmış çocuğunu, kocasını arıyor. "Kocamı görmek istiyorum" diye feryat ediyor. Kocası nerede? Koca, hayranı olduğu kadını bacağından vurduğu için o esnada sorguda.Haber bültenleri psikiyatr görüşüne baş vurarak "İbo ile Deryanın Oğlu" İDOnun psikolojik durumunu araştırıyor. Psikoloji kitaplarının tümü bir araya gelse karakolun önündeki o çocuğun ruh halini açıklayamaz herhalde.- Anne ne oluyor?- Baban hayran olduğu kadının kıyafetini beğenmemiş, kadını vurmuş evladım.Ya da şöylesi daha münasip:- Baban "19 yıllık hayat arkadaşına" hayran olduğu için kadının kıyafetini beğenmemiş ve kadını vurmuş.- Anlamadım anne.- Boşver evladım. Zaten ben de pek anlamadım. Hanımefendi, ben sizin bir hayranınızım. Fakat neydi o geçen günkü kıyafetiniz. Size hiç yakıştıramadım. Müsaadenizle sizi "naklen" vuracağım. ***Biz de pek anlamadık. Bazılarımız Derya Tunanın vurulduğu haberini ilk duyduğu anda şaşırdı. Ve bir kez daha ne kadar uğraşsa da anlayamayacağı bir zihniyetle karşı karşıya olduğunu anladı. Ama Kenan Erçetingöz başka bir "şey" hissetmiş olmalı."Derya Tunanın vurulduğu haberini ilk duyduğunuz an ne hissettiniz? Gerçekten düşünün..." diye soruyor önce. "Tam 19 yıl sonra düşlediği sahneye çıktı Derya Tuna. Birilerinin dolduruşuyla, yaşına, başına, çocuğuna, 19 yıl her santimetrekaresini tanıdığı adama bakmadan! Sadece inat uğruna, sadece nispet yapmak için, sadece tek başına, Tatlısessiz de yapabilirimi göstermek için yaptı ama ölçüyü kaçırdı! Evet, ölçüyü kaçırdı."Ölçüyü kaçıran kim? Derya Tuna mı? Erçetingözün yazısının anonsu da şöyle:"(Derya Tuna) Kimlerin dolduruşuyla ne hallere düştüğünü çevresindeki yalakalara değil halka, eşe, dosta sorsun ve düşünsün. Aslında yorum yapmak için çok erken. Bekleyelim ve görelim. Her işte bir hayır vardır. Olaya öyle bakmak lazım."Vurulan Derya Tuna, düşünmesi gereken yine Derya Tuna...Olayda da bir hayır var, öyle mi?Kenan Erçetingöz bu yazıyı yazarken GERÇEKTEN ne hissetti? İnsan GERÇEKTEN merak ediyor.*** Şimdi birileri "Yaptırdıysa canı sağ olsun" demeye getiriyor."Bu hanımın otel odasında işi ne?" diye sormuştu Derya Tuna.Şimdi birileri (mesela Nazlı Ilıcak) "Bir anne nasıl olur da transparan kıyafet giyer?" diye soruyor. "Çocuk annesinden utanır" diyor Ilıcak. Ki Ilıcakın kızı da evlenirken annesi yüzünden sorun yaşamıştı. Birilerine göre de Nazlı Ilıcakın kızı olmak "utanç" vesilesiydi. Bir erkeğin otel odasına gitmek tecavüze uğramayı, transparan elbise giymek vurulmayı haklı kılar mı?HİÇBİR ŞEY tecavüze uğramayı veya vurulmayı haklı kılmaz!Derya Tuna ille de düşünecekse, biraz bunları düşünsün. Kenan Erçetingözün "O anda gerçekten ne hissettiniz?" diye sorarken ima ettiği şeyi paylaşanlar da biraz düşünsün.Çünkü kişisel yargıların ve ahlak anlayışlarının günün birinde kimin mevcudiyetine tecavüz edeceği belli olmuyor.Yarın Kenan Erçetingöz bir saldırıyla karşılaşırsa buna tepki göstermeden önce GERÇEKTEN düşünüp hak edip hak etmediğine, ölçüyü kaçırıp kaçırmadığına mı bakacağız?Bakmayalım... Gülnaz Uyanık, İbrahim Tatlısesin kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla ortaya çıktığında Derya Tuna "Yaptıysa canı sağ olsun" demişti. Reha Muhtarlık bir itiraf Hakan Şükürün 9 numaralı formasını devralan Nihat "Tamamen tesadüf" dedi.O vuruşu gol olsun diye yapmadığını, aslında orta yapmaya çalıştığını, sahanın zemini bozuk olduğu ve kaleci öne çıktığı için topun kaleye girdiğini söyledi.Oysa bıraksaydı her şeyi bilen yorumcular falan bu vuruşun ne büyük bir teknik, zeka ve yetenek sonucu gol olduğunu -belki de yıllarca- anlatacak, Nihatı şişirip üfleye kocaman bir balon yapacaklardı.Nihat balona binmedi. Doğruyu söyledi.Siz en son ne zaman alkışları susturma pahasına doğruyu söyleyen biriyle karşılaştınız? Milli takımın Makedonya maçını izledim. Nihat Kahvecinin golü, o topun yaptığı eğimle falan, şahane bir şey değil miydi? Şimdi mecburen onları gözetliyoruz Çiller geçenlerde "Esra Ceyhanla Adan Zye" programına bile çıktı."Sabah Sabah Seda Sayan"a da çıkar yakında. Bacı bacı konuşurlar.Devlet Bahçeli "Aydın Havası"na gitsin.Tayyip Erdoğan, Pınar Altuğ ile yemek pişirsin. Deniz Baykal bu yemeği afiyetle yesin. Cem Uzan "Hani bana, hani bana?" desin.İsmail Cem "Kadınca"da Rezzan Kiraza astroloji haritasını çıkarttırsın. Onun işi yıldızlara kaldı.Bir de toplaşıp "Maraba Televole" deseler...Gerçi bence izlenmelerinin tek garantisi tam kadro "Biri Bizi Gözetliyor"a katılıp mütemadiyen kavga etmeleri. Sona kalan üç lider meclise girer; birinci, başbakan olur. Nasıl fikir? Politikacılar yeni albümü çıkmış şarkıcılar gibi o kanal senin, bu kanal benim gezip duruyorlar. Mesut Yılmazdan kaçarken Tansu Çillere yakalanıyorsunuz, onu geçiyorsunuz Deniz Baykalla burun buruna geliyorsunuz. Şişşşt... Sessiz olun... Erzincanda Orkid alırken ne çektiğimi bir ben bilirim. Amerika 50li yılları çoktan geride bırakmış olabilir ama tarihi 50 yıl geriden takip eden yerlerde bu plan tutar. "Modess hijyenik kadın bağları 1950lerin suçluluk dolu yıllarında acı çeken kadınlar için devrim yaratan bir Sessiz satın alma planı çıkardı. Bu plan kadınların bir dergiden kesebilecekleri bir kupondan ibaretti. Kadınlar bunu eczanedeki görevliye verecek ve yüksek sesle Modess istemenin utancından kurtulmuş olacaklardı." (Salaklık Tarihi, Bob Fenster) Müzikle dünya turu Dünyaca ünlü Türk müzisyeni Naki Ataman havacılık şirketi DHLnin 14 Ekimdeki gecesinde sahneye çıktı. Bu konserin en önemli özelliklerinden biri müzisyenin ilk defa Türk dinleyicilerin karşısında performansını sergileyecek olmasıydı. Birleşmiş Milletler tarafından verilen "iyi niyet elçisi" payesiyle yıllardır dünyanın çeşitli ülkelerinde verdiği konserlerle insanlara müziği sevdirmeye çalışan Ataman, dinleyicilere 24 ülkenin müziğinden oluşan bir nevi "dünya turu" yaptırdı. Naki Ataman yaptığı konserlere verilen bu "Dünya turu" ismini de 1975 yılında Viyanada BM Kültür Konferansı için verdiği konserden sonra aldı. Bilim kadınlarına ödül Proje sadece yaşam bilimlerine (Biyoloji, Biyokimya, Biyofizik, Biyoteknoloji ve Fizyoloji dahil) evrensel düzeyde katkıda bulunacak çalışmalara ödül vermeyi hedefliyor. Proje kapsamında doktora ve doktora sonrası seviyesindeki 5 genç bilim kadınına bir yıl boyunca yaşam bilimleri alanındaki araştırmalarını desteklemek amacıyla ödül verilecek.Başvuru koşulları ve formuna www.lorealbilimkadinlari.com internet adresinden ulaşılabilir. Son başvuru tarihi ise 1 Kasım 2002. Dünyadaki bilim kadınlarını desteklemek için 1999 yılından bu yana Loreal ve Unesconun işbirliğiyle verilen "For Women in Science" uluslararası programı eylül 2002de ulusal düzeyde genç Türk bilim kadınlarını desteklemek üzere Türkiyede başlatıldı. Projenin temel hedefleri arasında kadınların bilimsel çalışmalara ve araştırmalara katılmalarını teşvik etmek bulunuyor.