Cumartesi ‘Resmini yaptığım hayallerimin çoğu gerçekleşti’

‘Resmini yaptığım hayallerimin çoğu gerçekleşti’

07.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yeni bir yıldız adayımız var! “Diskotek” adlı elektro-pop tarzındaki albümünü çıkaran Ramadan, askerliğini protokol karşısında Frank Sinatra söyleyerek yaptı

‘Resmini yaptığım hayallerimin çoğu gerçekleşti’

Ramadan ikinci albümü “Diskotek”le müzik dünyasındaki yerini sağlamlaştırıyor. ‘Dans müziği’ olarak tanımladığı müziğinde çocukluğunda teyzesinin video kasetlerinden dinlediği Pet Shop Boys’un verdiği ilham ve “Bir elim yağda, bir elim balda halimden kurtulmak için gittim” dediği Londra günlerinin maceralarından izler var. Ramadan’la albümünü konuşmak için buluşuyoruz. Fotoğraf çekimi sırasında deyim yerindeyse yerinde duramıyor. Hareketi bol, enerjisi yüksek bir röportaj oluyor. İşte karşınızda elektro-pop yıldızımız: Ramadan!

Haberin Devamı

* İkinci albümünüz “Diskotek” raflardaki yerini aldı. Günün birinde şarkıcı olup böyle emin adımlarla ilerleyeceğinizi tahmin eder miydiniz?

Belki çok farkında değildim ya da dillendirmiyordum ama kafamda hep yazılıydı. Herhalde utanıyordum “Ben şarkıcı olacağım” demeye. Çünkü ben küçükken bu iş büyük bir kâr getirdiği için herkes şarkıcı olmak istiyordu.

* Nasıl bir ortamda büyüdünüz?

Asker çocuğuyum. Babam havacı subaydı. Sürekli dünyayı dolaşıyor ve tecrübelerini anlatıyordu. Çok kafası açık bir adamdır. Çocukluğumdan beri hayalim onu gibi dünyayı görmek, sınırların ötesine gidip oradaki tecrübelerimi birleştirerek bir şeyler yapmaktı. Kafamda hep kreatif bir meslek yapmak vardı. Yazarlık, yönetmenlik, dansçılık, oyunculuk olabilirdi. 14-15 yaşlarımda müzik ağır bastı.

* Ailenizde müzikle ilgilenen başka biri var mıydı?

5-6 yaşlarımdayken o sıralarda 18-19 yaşlarında olan teyzem TRT yayınlarından video kasetlere kaydettiklerini dinletirdi. “Bak bu George Michael çok iyi, Freddie Mercury de çok iyi, hele bu Madonna, harika” falan derdi. Şimdi gurur duyuyor benimle. Hâlâ Madonna yeni bir albüm yaptığında konuşuyoruz, “Şu şarkısı güzel, bu klibi güzel” diye.

“Londra’ya hanım evladı halimden kurtulmak için gittim”

* İngiltere’nin hayatınızda önemli bir yeri var...

İstanbul Bilgi Üniversitesi müzik prodüksiyon bölümünü bitirdikten sonra kariyerimin ne yönde gideceğime karar vermek için İngiltere’ye gittim. 16 yaşımda ailemle gezmeye gittiğimizde görmüştüm ilk kez Londra’yı. Enerjisinden çok etkilenmiştim.
O seyahatten döndükten sonra şehrin metro haritasını odamın bütün duvarlarına rock star posterleri gibi asmıştım.

* Neler yaptınız Londra’da?

Çok kafa açıcı bir macera oldu benim için. Vokal, performans ve sahne teknikleri eğitimi aldım. Bir taraftan şarkılar yazmaya devam ettim, bir taraftan da hanım evladı halimden kurtulmak için uğraştım. Bunun için tuvalet temizlemem bile gerekebilirdi, benzer şeyler de yaptım. Sırf eli bir eli yağda, bir eli balda halimden kurtulmak için birçok iş yaptım. Sanat öğrencilerine çıplak poz bile verdim.

* Aileden destek almadınız mı?

Belki telefon açsaydım “Baba paraya ihtiyacım var, daha lüks bir evde oturmak istiyorum” ya da “Çok güzel bir motosiklet gördüm, onu istiyorum” deseydim yardım ederlerdi ama bu değildi istediğim.

* Ne kadar kaldınız?

Önce bir sene kaldım. Askerlik konusu çok kafamı kurcalıyordu. Hemen askere gitmek istedim. İzmir’de bandoda yaptım askerliğimi. Çok iyi müzisyen arkadaşlar edindim. Askerlik bittikten sonra İngiltere’ye döndüm. İki sene daha kaldım.

* Albüm çalışmaları nasıl başladı?

İngiltere’de kaldığım süre boyunca burnumun yeteri kadar sürtüldüğüne karar verdim. Askerde de protokol karşısında Frank Sinatra şarkıları söyleyerek yeterince tecrübe edinmiştim. Dogzstar diye yenilikçi insanlara şans veren çok güzel bir mekan var. Kapılarını çaldım, “Ben burada sahneye çıkmak istiyorum” dedim. Akşamına kabul ettiklerine dair bir mail geldi. Gittim kendime güzel ekipmanlar falan aldım. Ekipmanlardan biri konsere beş gün kala arıza yaptı. Duvarları tırmalıyorum evde ne yapacağım diye. Aldığım yere götürdüm. O sırada orada DJ Süpermatik’le karşılaştım. Önceden de ufak bir tanışıklığımız vardı. O sırada bilgisayar açıktı önümde “Bak bu da benim şarkım” falan diye gösterdim. “Aa süper,mutlaka bir şeyler yapmalıyız” dedi ve orada birlikte çalışmaya başladık, ilk konseri de öyle kazasız belasız atlattık. O günden beri de beraber çalışıyoruz.

Haberin Devamı

“Geceleri Twitter’da çenem düşüyor”

Haberin Devamı

* Sosyal medyayı seviyorum. Ama bazen yazacak bir şey bulamadığım oluyor. Zorlamıyorum o zamanlarda da. Genelde geceleri çenem düşüyor Twitter’da. Yatmadan itiraflar yazıyorum.
* Hayatımda olup bitenlere çok şaşırmıyorum. Vaktiyle hepsini kafama yazıp uygun zamanın gelmesini beklemişim. Bir dönem hayatım çok dağınıkken bu çekim yasasını, ‘Secret yapmak’ meselesini falan çok bilmiyorken yatmadan önce istediğim şeylerin resmini yapıyordum. Kuru boya seti almıştım kırtasiyeden. Çekinmeden rengarenk resmini yapıyordum hayallerimin. Resmini çizdiklerimin çoğu gerçekleşti.
* Nisan sonunda, İsveç’te iki senede bir yapılan kraliyet balosuna davetliyim. 1600’lü yıllardan beri yapılan bir etkinlik ve şimdiye dek hiç Türk katılmamış. Benim için büyük bir onur. Özel bir şov hazırlıyorum.

Haberin Devamı

Şarkı yazabilmem için sanat galerilerine gitmem, oyunlar izlemem, alışveriş yapmam gerekiyor”

Haberin Devamı

* Şarkı yazacağım diye kendimi bir odaya kapatıp piyanonun başında saatler geçirmiyorum. Hayatıma devam etmem gerekiyor şarkı yazabilmem için. Gezmem, yemem, içmem, partilere gitmem, sanat galerilerine gitmem, oyunlar izlemem, alışveriş yapmam, gece kulüplerine gitmem gerekiyor.
* Bedük’ün ekibindekiler yakın arkadaşlarım. Bedük’le de uzaktan bir tanışıklığımız vardı. Geçen mayısta bir organizasyonda o da ben de sahne alıyorduk. Kulislerimiz karşılıklıydı. Muhabbet ettik. “Seninle bir şeyler yapalım” dedi. Bu albümün repertuvarını oluşturduktan sonra dinlettim. “Kafam Güzel” şarkısını duyunca “İşte bu, ben bununla bir şey yapmak istiyorum” dedi ve ona remix yaptı. Bedük gibi bu işin öncüsü tarafından böyle bir destekle şereflendirilmek çok güzel bir şey.
* İKSV ile ilişkim oradaki konserimden yaklaşık bir sene önce birden fazla sanatçının katıldığı bir konserde sahne almamla başladı. Pek çok güzel yerin üzerine bir de İKSV olunca “Demek ki işler bu kadar güzel yürüyebiliyor, bu kadar cici bir ortam olabiliyormuş” dedim. Orası kendimi evimde hissettiğim bir ortam.
O yüzden albümün lansman konserini orada yapabilmek benim için ayrıcalık oldu.
* Adım gerçekten Ramadan. Çok yaygın bir isim değil ama Türkiye’de hiç olmayan bir isim de değil. Anlamı ‘kavurucu sıcak’. Günlük hayatımda “Ramo” diyor herkes.
* Müzik dışında düzenli spor yapıyorum. Alışverişi çok seviyorum. Terapi gibi geliyor. Daha çok Londra’dan alışveriş yapmayı seviyorum. Eleştirmek için söylemiyorum ama Türkiye’de erkek modasını biraz sınırlı buluyorum.