Yılın değil, her yılın moda ikonu

Yılın Moda İkonu” ödülü denildiğinde akla yalnızca şık giyinen insanlara verilen bir ödül geliyor değil mi? Oysa Britanya Moda Konseyi’nin oldukça ince eleyip sık dokuyarak verdiği bu prestijli ödüle sahip olmak için yalnızca stil sahibi olmak yetmiyor, sektörde kalıcı izler de bırakmış olmak gerekiyor. Tıpkı Naomi Campbell gibi! 49 yaşındaki süpermodel, ödülünü aralık ayında Londra’da alacak ve doğduğu şehirde, hem kariyerindeki başarıları hem de yardımseverliği için onurlandırılacak.

15 yaşındayken sokakta keşfedildi

15 yaşındayken, okul çıkışında gittiği Covent Garden sokaklarında keşfedilen Naomi, henüz kariyerinin başındayken iki büyük başarıya imza attı ve 1988 yılında Vogue Paris’in, 1989’da ise Vogue Amerika’nın ilk siyahi kapak kızı oldu. Moda çekimlerinde yalnızca beyaz modellerin yer aldığı o yıllarda bu, sektöre silinmeyecek bir imza atmak demekti elbette. Naomi hızla Chanel, Burberry, Louis Vuitton, Prada, Fendi gibi dev markaların da dikkatini çekerek kampanyalarında başrol aldı, “süpermodel” kavramının doğduğu 90’larda küresel bir figür haline gelerek kazancını misliyle katladı. 

Hem süpermodel hem de süper kahraman

Naomi’yi meslektaşlarından farklı kılan ne yalnızca muhteşem vücudu ne de güzel yüzü. Çünkü o, bir süpermodel olmanın çok ötesinde, bir süperkahraman. Yıllar geçse de bitmek bilmeyen enerjisiyle ve çalışkanlığıyla öne çıkıyor, karizmasıyla herkesi büyülüyor. 1993’te Nelson Mandela ile çalışmaya başlayan ve sonraları Mandela tarafından “manevi torunum” sözleriyle tanımlanan model, bugüne dek Afrikalı moda tasarımcılarını güçlendirmekten tutun da meme kanseriyle ilgili farkındalık yaratmaya kadar pek çok farklı alanda onlarca yardımseverlik projesi başlattı. Stiline gelince, o da tıpkı karakteri gibi kalabalıklar arasından hızla sıyrılıyor ve asla sıradanlaşmıyor. Gardırobunda pembe, kırmızı, mor ve yeşilin canlı tonlarına geçişler var ama tepeden tırnağa beyazlara bürünmeyi de çok seviyor. Tüyler, püsküller ve metalik dokular ise vazgeçemediği detaylardan. Favori tasarımcısı ise hiç şüphesiz, iki yıl önce hayatını kaybeden Azzedine Alaïa. 30 yıl boyunca birlikte çalışan ikili, aynı zamanda çok da yakın arkadaştı ve Alaïa’nın keskin formlu tasarımlarını en iyi Naomi taşıdı.

Anca beraber kanca beraber

İlk kez, Los Angeles’ta bir moda çekiminin setinde tanıştıklarında Naomi Campbell 18, Kate Moss ise 15 yaşındaymış… Dostlukları her ikisinin de yaşadığı şehir olan Londra’da devam ediyor ve moda dünyasının “taht oyunları”ndan hiç etkilenmeden bugüne kadar uzanıyor. Birlikte partilere gitmeyi, tatile çıkmayı ve alışveriş yapmayı çok seviyorlar. Kısacası Naomi’siz Kate’i, Kate’siz Naomi’yi düşünmek mümkün değil.

YouTube fenomeni de oldu

Uçağa biner binmez eldiven giyip dokunacağı her yeri ıslak mendille siliyor, markette büyük bir dikkatle meyve seçiyor, favori makyaj malzemelerini izleyicilerle paylaşıyor… Naomi Campbell’ın YouTube kanalındaki eğlenceli videoları, son zamanlarda tüm modaseverlerin dilinde. Gülme garantili.

Naomi’nin stil ve güzellik ipuçları

Campbell, stilini “tahmin edilemez” sözleriyle tanımlıyor ve sabah uyandığında ruh haline göre giyindiğini söylüyor. Giyeceklerine karar verirken dikkat ettiği bir diğer unsur da hangi şehirde olduğu.

Farklı stilleri birbiriyle karıştırmayı çok seven süpermodel özellikle vintage ve moderni bir araya getirmek konusunda usta.

Evet, olağanüstü güzelliği doğuştan ama formuna çok da özel gösteriyor. Çikolatayı çok sevdiği halde şekerden uzak duran ve bol bol su içen Naomi, son zamanlarda bir de glütensiz beslenmeye başlamış.

Ağırlık kaldırmaktan hoşlanmıyor. Fit kalmak için favori yöntemleri ise yoga ve pilates.

Serumlar, göz altı kremleri, vücut nemlendiricileri ve antioksidan içeren ürünler bakım çantasının olmazsa olmazları.